Yerel seçimlerde tüm partilerin temel hedefi; İstanbul, Ankara ve İzmir'i kazanmak. Ankara ve İstanbul'da iktidar partisi şanslı görünürken, İzmir' de CHP önde görünüyor. MHP'nin ise Mersin'i kazanması sürpriz olmaz.
MHP bir önceki seçimde Mansur Yavaş'la aldığı yüksek oyu, Ankara adayı Prof.Dr. Mevlüt Karakaya ile arttırmak, hatta Ankara'yı almak istiyor. Karakaya iyi eğitimli ve Ankara'nın yerlisi bir aday ama Ankara'da MHP ile iktidar partisi ile arasındaki makas oldukça fazla.
Aradaki bu ciddi fark MHP'nin enerjisini düşürmek yerine ilginç bir şekilde arttırmış. Ankara'ya çok yükleniyorlar. Ankara'da adayını en erken açıklayan MHP, billboard çalışmalarını da en erken başlatan parti oldu.
Siyaset elbette umut demek ama bu fotoğraf siyasetin realitelerini biraz da zorlamak anlamına geldiği için MHP'nin önemli bir kurmayına kafamdaki soru işaretlerini sordum.
MHP kurmayının bana çok ilginç gelen sözleri şöyle;
"MHP'nin siyaset anlayışı pratik gerçekler üzerinden yürür. Siyaset yaparken bir başka partinin çıkarlarını koruma lüksümüz yok. Ankara'ya kilitlendik. CHP defalarca Ankara'yı almayı denedi ama başaramadı. Bu sefer CHP'den Ankara için anlayış bekliyoruz. CHP Ankara'da önümüze çıkar, bize destek vermezse, biz de İzmir'de Oktay Vural, İstanbul'da Meral Akşener veya en az onlar kadar güçlü adaylarla karşılarına çıkarız. İzmir'de CHP ile iktidar partisi arasındaki fark 6 puan. Oktay Vural'ın alacağı oylarla CHP İzmir'de kaybeder. Meral Akşener'le de İstanbul'da oylarımızı iki katına çıkardığımızda ise CHP'nin İstanbul'da nefesi kesilir. Dikkat ederseniz bir çok yerde adayımızı açıkladığımız halde İstanbul ve İzmir'de henüz açıklamadık. Bu yüzden Ankara'da önümüzden hemen çekilsinler..."
Kılıçdaroğlu'nun Sarıgül planı!
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yakın bir kurmayına, "CHP'ye lider olacağını açıkça ilan eden bir ilçe belediye başkanının yoluna başta Kılıçdaroğlu olmak üzere bir çok CHP’li yöneticinin güller döküp, kırmızı halılar sermesi neden?" diye sordum.
İlginç olduğu kadar kendi içinde de mantığı olan bir yanıt verdi bana. Özetle;
"Kemal Bey, Sarıgül'ün asıl dışarıda bırakıldığı zaman bir güç olacağını, hatta bu mağduriyetin liderlik fırsatına zemin hazırlayabileceğine inanıyor. Sarıgül’ün söylenildiği gibi gücü varsa göstermesi için kendisine bir fırsat veriyoruz. Ayrıca Kılıçdaroğlu hiç kimseden çekinmediğini de göstermiş oldu." dedi.
Kaybeder ama!
Mustafa Sarıgül'e ciddi rezervi olan bir gazeteciyim ama gerçekçi bir yorumla bakarsak; Sarıgül'ün CHP'nin İstanbul oylarını bir miktar arttıracağı görünüyor. Sarıgül'le ilgili tahminim; şayet aday olursa, -Ki hala şüpheliyim- CHP'nin oylarını arttırmasına rağmen İstanbul'u kazanamayacağı yönünde. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacağı için gözünü CHP genel başkanlığı dışında dikecek ikinci bir hedefi yok.
Geçti artık!
Deniz Baykal'ın, "Sarıgül gelirse CHP çapulcu partisine döner." sözlerini kaleme aldıktan sonra kamuoyunda geniş yankı yaptı. Baykal, yazımdan bir gün sonra, "Ben bu sözleri söylemedim." dedi. Bunun üzerine, Baykal'ın bu sözleri söylerken yanında olan 3'ü gazeteci, 2'si yeni bir tanesi eski milletvekili olmak üzere 6 şahidin ismini yazdım. Ve Baykal susmak zorunda kaldı. Baykal açıklamasında, "Sarıgül'le ilgili konuşacağım" dedi. Sarıgül ve CHP el sıkıştı ve iş hemen hemen bitti. İş işten geçtikten sonra konuşsa ne olur, konuşmasa ne olur? Bu arada Sarıgül gelirse, Baykal istifa eder diyenler yanılıyor. Baykal kendisini ev sahibi, Sarıgül'ü misafir gördğü için istifa etmez!
İyi aday ama!
STAR TV, TV8 ve SES TV'de terazi programını yapan başarılı gazeteci Bedrettin Habiboğlu yerel seçimlerde Trabzon'un Vakfıkebir ilçesinden siyasete girmeye karar verdi. İlk siyaset deneyimini iktidar partisinden yaşamak isteyen Habiboğlu, vicdanlı bir entelektüel olduğu kadar, ünlü islam alimi Hacı Ziya Habiboğlu'nun oğlu olarak da bilinir. Siyaseti sevmediğim, iyilerin harcandığını bildiğim için Habipoğlu için bir temennim yok. Umarım kendisi için hayırlısı olur.
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…