Her partinin olduğu gibi elbette iktidar partisinin de eleştirilmeye layık icraatları var ama Cumhuriyet tarihi boyunca, bir partinin karşısına hiç bu kadar farklı dinamikler dikilmedi.
Kim tahmin edebilirdi ki; Cemaat ve HDP stratejik iş birliği yapacak!
Kimin aklına gelirdi ki; CHP, Cemaat ile kol kola girecek!
Kimin aklına gelirdi ki; Kendisini merkez medya olarak tanımlayan gazeteciler, gazeteci arkadaşlarını arayarak, “Oylar HDP’ye” diyecek.
Şaşırma duyguları dumura uğramış bir yazar olarak beni en çok şaşırtan, hatta üzen MHP’nin tavrı oldu.
Çok uzun süredir HDP’ye yönelik elle tutulur tek bir eleştiri dahi yapmadı MHP…
İyi ama MHP’nin durduğu siyaset zemini, hatta varlık nedenlerinden birisi terör ve terör unsurlarını bloke etmek değil miydi?
Yalnız MHP mi?
HDP’de, MHP’ye yönelik dişe dokunur tek eleştiri de bulunmadı.
Peşinen, MHP ile HDP iş birliği yapıyor demek belki ileri bir kelime olur ama MHP’nin HDP’ye göz yumduğu çok açık.
Peki neden?
MHP bunu, “HDP barajı geçsin, iktidar düşsün” diye yapıyorsa, Türkiye’nin üniter yapısına olan hassasiyeti eskisi kadar yüksek değil mi tartışmalarını gündeme getirebilir.
Akdoğan: HDP kutsal inek mi?
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın birkaç gün önce Ankara Temsilcilerine verdiği yemeğe katıldım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakın kurmaylarından, Ankara Milletvekili adayı Ali İhsan Aslan’ın (Mücahit Aslan) da katıldığı yemekte, Akdoğan, “Mücahit beyin Milletvekilliği adaylığı önemli bir gelişme.” diyerek, Aslan’ın bundan sonra daha güçlü profille siyasetin içinde olacağının işaretini de vermiş oldu.
Akdoğan, belagat kabiliyeti yüksek ve kelimelerini ölçerek söyleyen bir siyasetçi.
Tam da bu yüzden şu söylediklerini kayıtlara bir kez daha geçirelim.
“Ak Parti yeniden iktidar olamazsa Türkiye her şeyini kaybedebilir.”
“Demirtaş’ın dağa çıkmayacağının garantisi var mı?”
“HDP’nin aldığı oy şaibelidir.”
“HDP kutsal inek mi?”
“Cumhurbaşkanı kendisini savunuyor.”
“HDP’nin aldığı oy şaibelidir.”
Talat Atilla/Güneş