Başbakan Erdoğan Mısır’da gelişen olayalar nedeniyle hassasiyet gösteriyor. Hemen her akşam iftar davetlerini de vesile ederek Mısır’da yaşanan acıları kınıyor. Belki de Mısır konusunda en hassas Başbakan, konuyu en fazla dert eden kişi Tayyip Bey. Biraz garip, Irak’ta, S.Arabistan’da, Yemen’de, Katar’da, Pakistan’da İslami ve demokratik hassasiyeti olmayan biri neden Mısır’ı bu kadar önemser? Salt bu günlere bakar, dünü hatırlamazsanız Mısır konusundaki hassasiyetine hayran dahi olabilirsiniz…
Hatırlar mısınız, “Arap Baharı”nı ne çok tartışmıştık. Desteklemeyenleri demokratik olmamakla suçlamıştık. Ben yazılarımdan görebileceğiniz gibi ihtiyatlı yaklaşmıştım, bahar sürecine… Fakat Tayyip Bey ve “Beraber yürüyenleri” ya da yürüdüğünü sananlar canhıraş destek oldular. Onlara göre her şey bağımsız bir ortamda, kendiliğinden oluyordu. Desteklemek şarttı. Halbuki Tayyip Bey ne olduğunu, arkada kimlerin bulunduğunu çok biliyordu. Bu gün de canhıraş itiraz etmesinin nedeni yarını görmesi… Aslında kendisi için yanıyor, feryat ediyor… Çünkü, Müslüman Kardeşlerin Türkiye versiyonu AKP ve Müslüman Kardeşler şimdilik gözden çıkarıldı. Tayyip Beyin derdi de bu… Sıra kendisinde derdi… Ben Tayyip Beyi şu sıralar dinlerken hep aklıma Matrix filmindeki Bay X geliyor. Neo’yu müthiş bir mücadele sonrası yeniyor ama dengeler nedeniyle yok oluyor, Neo diriliyor ya, o sahne. Bay X, yok olurken var gücü ile bağırıyor, “Haksızlık bu, haksızlık bu”
Arşivden çok kısa olarak 2011’deki Mısır devrimi ile ilgili bazı bilgiler buldum. Dikkatle bir bakar mısınız;
- 25Ocak Mısır’da ilk koordine gösteriler başladı, Kahire sokakları karışıyor.
Hillary Clinton: “Mısır’daki Mübarek yönetimini desteklemek ya da desteklememekle ilgili herhangi bir mesaj göndermek istemiyoruz.”
- 29 Ocak Mısır’da Mübarek’in ilk tavizi. Mübarek hükümeti görevden alıp ilk kez bir başkan yardımcısı (Ömer Süleyman) atadı, ölenlerin sayısı o gün itibariyle yüze ulaştı.
Başbakan Erdoğan-ABD Başkanı Obama telefon konuşması, Erdoğan: “Mısır’da meşru ve doğal taleplerin karşılanması hususunda hem fikir olduğumuz teyit edilmiştir.”
- 01 Şubat Başbakan Erdoğan, Mısır Lideri Hüsnü Mübarek’i görevi bırakmaya çağırdı: “Hepimiz faniyiz. Baki olan gök kubbe altında hoş bir sada bırakmaktır.”
- 10 Şubat ABD’den Mısır liderine önemli mesaj: Başkan Obama Mübarek’ten “demokrasi yolunu açmasını” istedi.
11 Şubat 18 günlük gösterilerin ardından Hüsnü Mübarek görevi bıraktı.
18 günlük devrim sürecinin resmi bilançosu 846 ölü.
Bugün yabancı ülkelerin Mısır’a karışmasına şiddetle itiraz eden Tayyip Bey, Obama ile görüşerek neler demiş, fark ettiniz mi? Hani Batılı güçler, yani ABD karışmamalıydı?
Bu gün ‘Mısır’da ölenler insan değil mi, nasıl görmüyorsunuz?’ diyen Tayyip Bey, 846 kişi 18 gün içerisinde öldüğünde onlar için hiç sesini çıkarmamış… Peki bunlar insan değil mi?
Mısır, büyük ihtimalle Irak gibi 3’e bölünecek. Bu baştan planlanmıştı. Suriye ertelendi, Mısır devrede. Ortadoğu değişti, değişiyor ve daha da değişecek. 100 yıl önce sınırları çizen Batı yine yeni tasarımlar içerisinde. Bunu görmeyip de kendini fasulye gibi nimetten sananlar, kullanıldıklarını anladıklarında böyle bağırırlar. Siyasal İslam bitmiştir, iddiasını boşuna yapmıyorum…
Tayyip Bey, “Zamanı gelen bir fikirden güçlü bir şey yoktur” bunu unutma. Yine unutma ki, fikirlerin zamanının gelip-gelmediğine asla sen karar vermedin, veremezsin…
***
Değerli yorumcular Dkapkıner ve Hülya’nın bana içerlemelerinin sebebini anlamadım. Her ikisi de yorumlarını dikkat ve merakla okuduğum sanal dostlarım ama sonuç olarak kendilerini haklı çıkardığım bir yazım sonucu bana neden sitem ediyorlar gerçekten anlamadım. Kendilerini asla polemikçi olarak suçlamadım. Samimiyetsizlikle suçlamam da mümkün değil. Yanlış anımsamışlar. Sonuçta okuyucu-yorumcu benim nezdimde bir anlamda velinimettir. Bir kusurum varsa affetsinler ve daha açık yazsınlar. Yalnız rica ediyorum, önceki yazımı bir daha dikkatle okusunlar. Saygılarımla.