İntihar, can alıcı bir konu.
İntihar konusunda taraftar bulamayacağına inandığım bir de tezim var.
İntihar edenlerin yaşamayı çok sevdiğine, çok sevdiği yaşamın kendisini değersizleştirmesine tepki olarak bu anlamsız yolu seçtiğini düşünürüm.
Bir miktar bizim muhalefete de benzetirim bu duygu karışıklığını.
20 yıllık iktidar karşısında kafası karışık, stratejik zekadan yoksun ve anlamsız bir muhalefet var karşımızda.
Seçime 20 gün kala tarihe not düşmek isterim ki, muhalefet bu kafayla giderse seçimi kaybedecek.
İkinci turda Erdoğan, yüzde 50,7 ile 50,8 arasında bir oyla kazanır.
Oran konusu tamamen hissi ama "bu kafayla giderse kaybeder" yaklaşımımın altının dolu olduğunu düşünüyorum.
Muhalefet, öyle bir noktaya geldi ki, ortada adeta bir seçim yarışı değil, bir referandum varmış gibi siyaset üretiyor.
O kadar anlamsız ve geri tepecek bir strateji ki bu.
Çünküsü zannettiğinizden daha basit.
Herkesin yüklendiğine halk sahip çıkar...
Aklınıza gelen her noktadan Erdoğan'a ateş ediliyor.
Erdoğan'a muhalefetin tüm unsurlarının çoğu kez dürbünlü tüfekle ateş etmesinin, Erdoğan'ın bu eleştirileri hak edip etmediğinden bağımsız, siyasi bir zaafiyet olduğunu düşünüyorum.
Geçmişte Demirel- Ecevit'in siyasi yasak referandumunu hatırlatan bir sürecin tekrarını yaşıyoruz adeta.
Ekonomik kriz, ayrımcılık v.s. bir çok konuda sabıkalı bir iktidar var karşımızda ama milletin hafızasına kazınmış artıları da var.
2016’daki Fırat Kalkanı Harekâtı’yla Suriye’deki terör koridorunun yok edilmesinden.
Karada, havada ve denizde insansız teknolojiyi üst düzeye çıkaran İHA ve SİHA’lara...
Terörle verilen başarılı mücadeleye kadar onlarca büyük artı başlığa da sahip bir 20 yıllık hafızaya da sahipler.
Ve ilginçtir muhalefet, iktidara çoğunlukla en başarılı olduğu alanlardan ateş ediyor!
"Sokakta seçim heyecanını göremiyoruz" diyenler, bunun nedenini hiç düşündüler mi acaba?
Mesele referandumsa, sonucu görmek için anketlere bakmanıza bile gerek yok!
Somut bir örnek vereyim.
Teröre karşı, istatistik gerçeklik olarak da büyük başarılar kaydetmiş Süleyman Soylu'ya, çektirdiği fotoğraflar ve sınırı aşan sözlerini gerekçe göstererek her gün saldırmanın, yüzde 60'ı milliyetçi olan bu coğrafyada karşılık bulacağını gerçekten düşünüyor musunuz?
Hulusi Akar.
Hakan Fidan...
Bu isimlere yapılan muhalefet hamlelerinin, vatandaş nezdinde bir anlamı olacağına gerçekten inanıyor musunuz?
Sizi saflıkla itham etsem umarım kabalık kabul etmezsiniz!
Bir tarafta bu isimler ve bu isimlerin lideri Erdoğan olacak.
Diğer tarafta "İktidar değişince Apo'ya özgürlük olacak!" diyen bir kitleye suskun denecek ölçüde cılız bir ses çıkaran muhalefet!
İtirazınızı duyuyorum!
"Bunlar Apo'nun kardeşini tv'ye çıkardıkları gibi Habur rezaletini de yaptılar."
Haklısınız. Hatta bunların üzerine 20 başlık da ben koyarım ama soruyorum;
Bir kez. Sadece bir kez dahi yüksek sesle "Evet, şunları da güzel yaptılar!" diye bir kelime işittiniz mi muhalefetten?
Tam tersine.
"En güzel icraatı da yapsalar, bizim ağzımızdan duyamazsınız!" dedi muhalefet.
Böyle bir siyaset pratiği size mantıklı geliyor mu?
Tüm bunların üzerine Cumhuriyet tarihinin 5/1'ini yönetmiş bir isme ve o ismin başarılı isimlerine yüklenerek seçim almak öyle mi?
Ve 20 yıllık dönemin geniş bir kesim tarafından sembolleşmiş bir ismini REFERANDUM unsuru yaparak seçim kazanılacak!
20 yıldır iktidar tarafından defalarca işinden edilmiş, zulmüne uğramış bir yazar olarak size müsadenizle, "bu siyaset pratiği ile mümkün değil!" diye not düşmek istiyorum.
Son söz Nietszche'nin olsun.
"Delilik, kişide seyrek görülen bir nesnedir: Gruplar, partiler, uluslar, çağlar için ise bir kural hâlindedir."
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!