İnsanoğlu kaybetmeye başladığı anda kendisini teskin etmek için beyninde hayali bir alan açıyor.
Açtığı alanı da, kendince meşrulaştırıyor...
İnanmak istediğine inanıyor…
Böylece uyuşup, mutlu olup gidiyor…
Atı alan da Üsküdar sırtlarından, sırıtarak geçiyor…
AK Parti mevzusu da böyle işte…
Ak Parti’nin dışında hiçbir parti; “Ben seçimlerde birinci olacağım” diyemiyor…
Ya ne diyor?
“AK Parti’nin oyu söylendiği kadar yüksek değil!”
Hepsi bu…
Eski Cumhurbaşkanlarından, Başbakanlara kadar, bir kolordu büyüklüğünde Türk büyüklerinden hiç biri ortaya çıkıp ta: “Ben parti kuruyorum” diyemedi…
Diyenler varsa/olacaksa bu da, “dostlar alışverişte görsün” kıvamında olacak/oluyor.
Çünkü bu halk, dinlemeye hazır değil…
AK Parti’nin dışında konuşanların ne dediğini dinlemiyor ki, bir fikir geliştirsin, kanaat oluştursun…
Kendisini dinleten bir muhalefet buluncaya kadar da böyle davranmaya devam edecek...
Muhalefetin beceremediği muhalefet, gazeteci ve askere bırakıldığı sürece AK Parti 1000 yıl daha iktidar olacak…
Nereden buldun?
Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu Hak ve Eşitlik Partisini kurdu.
Hayırlı olsun.
Kendisine ve durduğu noktaya saygım var ama bana göre yüzde 1 bile oy alamaz.
AK Parti’nin karşısına ciddi bir muhalefet çıkmasını isterim. Bu yüzden yanılmayı arzu ederim.
Merak ettiğim konu şu; Pamukoğlu’nun kurduğu Hak ve Eşitlik Partisi bugün (4 Eylül 2008) neredeyse tüm gazetelere tam sayfa ilan verdi.
Tahmini olarak en az 100 milyarlık bu reklam bütçesi nereden, nasıl bulundu?
Bu sorunun cevabı verilmeden, Pamukoğlu’nun kurduğu partinin açıklamalarını ciddiye almayacağım…
Komiksin Işıkara hocam!
Ahmet Mete Işıkara iyice komik olmaya başladı.
Yıllardır; “Falanca tarihte deprem olacak, şu gün falanca il eve girmesin” diye beyanat verdikten sonra dönüp, kendini tekzip etti.
Ne mi dedi?
“2010-2014 yılları arasında deprem olacak”
Yani, 2 sene daha gerine gerine evlerimizde oturabilirmişiz!
Yıllarca, "2006 yılı en riskli yıl, hele 2007 kesin gibi" diyen kendisi değilmiş gibi ortaya bir laf daha attı...
Diğer deprem profesörlerini yazmaya gerek bile yok.
Herkes ayrı telden çalıyor.
Müspet bilim dediğimiz olgu, çocuk oyuncağı mı?
Bunun bir kriteri, kıstası yok mu?
Şöhret olmak tutkusu, her şeyin üstünde mi?
Susun artık!
Sabah tükeniyor
Sabah Gazetesi yönetimini Fatih Altaylı'dan 501 bin tiraj ile devralan Ergun Babahan bir yılda 127 bin tiraj kaybettirdi. Sabah'ın bir yıl önce 501 bin olan tirajı bugün 384 bine düştü.
Sabah ile Hürriyet arasındaki fark da 98 binden 151 bine çıktı.
Altaylı TMSF'nin gazeteye el koymasının ardından istifa edince, Genel yayın yönetmenliği görevine 22 Nisan 2007 tarihinde Babahan gelmişti.
Altaylı görevi bırakırken Sabah'ın 23 Nisan 2007 haftasındaki günlük ortalama net tirajı 501 bin 782'ydi. Aynı tarihte Hürriyet'in günlük ortalama net tirajı ise 599 bin 283 olarak belirlenmişti.
Hürriyet ile Sabah arasındaki o tarihteki fark Hürriyet lehine 98 bindi.
Sabah'ın tirajı da giderek eridi. 24 Ağustos 2008 haftasında Sabah günlük ortalama 384 bine düştü. Hürriyet ise tirajını arttırıp 535 bine yükseldi. Böylelikle iki gazete arasındaki fark da 151 bine çıktı.
Rakkamlar ortada olmasına rağmen Ergun Babahan köşe yazılarında Sabah'ın iyi bir performans yakaladığını ve tiraj aldığını öne sürüyor.
Ne komik adamsın sen Babahan!
Başbuğ parti kurmadı!
Genel kanı İlker Başbuğ’un Ak Parti’ye kök söktüreceği yönünde…
Ben bu görüşe katılmıyorum…
Evet, Başbuğ kararlı bir komutan. İlkeli bir asker. Bu belli ama Başbuğ’a yüklenmek istenen misyon da çok açık; BİZİM GÜCÜMÜZ YETMİYOR, AK PARTİ’Yİ SEN TOKATLA!
Muhalefet, Orgeneral Başbuğ'dan 'dozer' gibi önlerini açan bir rol istiyor...
Başbuğ açıyor, muhalefet ilerliyor...
Tolon ve Eruygur'a yapılan ziyaret sonrası el ovuşturulması bu yüzden...
Koltuklara kaykılarak, "Ha şöyleee" denmesi bu yüzden...
Başbuğ’un bu tarz bir rolü kabul etmeyeceğini düşünüyorum.
Başbuğ, ilkelerini ortaya koyarak, AK Parti’nin hareket alanını biraz daraltabilir. Hepsi bu.
Yoksa Başbuğ yeni bir parti kurmuyor!
İLGİNÇ AYRINTILAR:
*Habertürk Yazarı Yrd. Doç Dr. Nuran Yıldız'ın, "Dişli'nin istifası Erdoğan'ın karizmasını çizdirdi" tespitine katılıyorum. İlk kez surda bir delik açıldı. Üstelik, "Sen bilirsin" gibi Erdoğan'ın karizmasıyla örtüşmeyen bir kelimeyle...
*Gazeteci Emin Özgönül'ün Deniz Feneri iddianamesinde ortaya çıkardığı RTÜK Başkanı Zahit Akman'la ilgili soruşturma yapıldığı haberi önemli. Çünkü, Akman basın toplantısında, "Benimle ilgili soruşturma yok" dedi. Ya iddianameyi okumamış, ya iddianame sahte, ya da Zahit Akman doğruyu söylememiş!
*Eski Başbakanlık danışmanı yeni Sabah danışmanı Ahmet Tezcan imzayı atar atmaz, Tezcan muhalifleri yorum bombardımanına girişti. Anlaşılan, Tezcan Sabah'a hareketlilik getirecek!
NOT: Yorumcu Sayın Süleyman Karaca'nın kendisiyle iletişim kuracabileceğimiz bir mail adresini göndermesini rica ediyoruz...