Referandumu yaptık. Gereksiz, zamansız ve faydasız bir referandumdu ama beklentinin aksine olaysız olmasına şükür ettik. Ancak devletin anormal olanaklarla milleti bükmeye çalışması ve sonuçta yargının verdiği bariz taraflı karar demokrasimize az farkla da olsa bitsin dememize sebep oldu. Evet, evet’in anlamı demokrasi bitsin, Esat Cumhuriyeti gibi bir rejim başlasın demekti. Üzüldüğümü yazmıştım, ilaveten toplum adına utandığımı da belirteyim.
Referandum Türkiye’ye önemli bir maliyet de getirdi. 1-Türkiye’nin itibarı daha da kötüye gitti. 2-Evet verenlerin dahi önemli bir bölümü seçimde devletin hile yaptığını düşündü ve devlet ile AKP’yi özdeşleştirdik. 3-Referandum sonucu ortadan bölünmüşlüğümüz perçinlendi.
Muhakkak olumlu ve hayırlı olabilecek taraflar da var. Eğitim düzeyi artıkça hayır oylarının artması gibi…
Şimdi ne olacak, ne olmalı?
İktidarın yapması gerekenleri geçen yazımda anlattım. Başta CHP olmak üzere muhalefet ne yapmalı, bu yazımda tartışmak istiyorum.
CHP sokağa çıkmalı, demokrasi ve Cumhuriyet’i kurtarmayı son çare olarak sokakta Hükumeti protesto etmekte görenleri teşvik etmeli mi?
Yoksa, hileli Referandum sonucunu kabul edip mücadeleyi Meclis dışına taşırmamalı mı?
Osmanlı’nın son döneminde çökme karşısında 4 alternatif olduğu kabul edilmişti. 1-İslamci bir devlete dönüşmek. 2-Turan ideali. 3-Büyük devletlerden birinin egemenliğini ve koruyuculuğunu kabul etmek. 4-Anadolu’ya çekilerek Türk kimlikli bir devlete dönüşmek.
Bugün bir asır önce Atatürk’ün kararı ve uygulamasının ne kadar doğru olduğunu görüyoruz. Ancak hala siyasal İslamcılığı bir çözüm olarak görenler var. İslamcılığı, milliyetçilik ve ekonomik liberalizm ile destekli bir Baas rejimine çevirerek iktidarını devam ettirmek isteyenler var ve onlar kıl payı da olsa kazandılar… Unutmayın, en önemli gerekçeleri totaliter rejimlerdeki gibi güçlü devletti.
Bu tür antidemokratik rejimlerin düşman olmadan yaşamaları mümkün değil biliyoruz. Sokağa çıkılması işlerine gelir. Demokratik protesto hakkı kullanılsa da provoke edip bu masum protestoları düşman yaratmak için kullanırlar. Geçmişte bu acı bir şekilde deneyimlendi. Sokağa çıkılmasını savunanların şöyle bir sorusu var; ‘Bundan sonra demokratik seçim olur mu, olsa da sandıkta iktidar değişir ise iktidarı teslim ederler mi?’
Soru çok doğru. Ancak bu soru bundan öncede geçerli idi. Referandum sanki adil mi yapıldı? 7 Haziran Seçimleri sonrası iktidar teslim edildi mi? Yani uygulamada çok farklılık olmayacak bundan sonrada…
Özellikle son yıllarda zaten demokrasinin basit kuralları dahi dışlanarak mücadele ediyoruz. Ancak başarılıyız. Antidemokrat kesime toplumsal destek gittikçe azalıyor. Kendi içinde sorunlar artıyor. Uluslararası baskı da gittikçe artan bir olumlu unsur. Tüm bunlara ekonomik zorlukları ilave ettiğimizde sokağa çıkıp demokratik güçleri telef ettirmenin gereği olmadığını daha net görüyoruz.
Hiç şüphem yok bir maliyet ödeyeceğiz ama zafer doğrunun, demokrasi, çağdaşlık ve bu ülkenin değerlerini savunanların yanında olacaktır.
Bakmayın evet tarafının yüzde kaç olduğuna; Gerçek iman ve irfan sahipleri de niyeti ve istikameti hayır olanlardır.