E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Adnan Küçük

NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (4)
23 Temmuz 2022 Cumartesi

 

Terör Eylemleri-İnsan Hakları-Hukuk Devleti

Terör eylemleri hukuk dışıdır. Hukuk düzenine meydan okuma şeklinde gerçekleşir.

Terör eylemlerinin en büyük muhatapları, çoğu kereler masum insanlar olabilmektedir. Terör örgütlerinin organize ettikleri bombalama, sabotaj, silahlı saldırı vb. eylemler, kitlesel ölümlere ve yaralanmalara sebep olabilmektedir. Mesela, masum çocuklar, yetişkinler, evlerinde uyurlarken, ibadethanede ibadet ederlerken bir terör eylemi gerçekleşiyor, bu masum insanlar katlediliyorlar. Benzer şekilde, yolda giden, işinin peşinde olan, okuluna derslere yetişmeye çalışan onlarca masum insan, bir bombalama eylemi ile katlediliyorlar.

Hukuk dışı gerçekleştirilen bu eylemlerle, masum insanların hayatları ve diğer çeşitli hakları zarar görüyor.

Bazen “vekâlet savaşları” adı altında yapılan işgaller, çatışmalar, onbinlerce insan öldürülüyor, milyonlarca insan, evlerini, barklarını, tarlalarını, takımlarını, yerlerini yurtlarını terk ederek göçe zorlanıyorlar. Dahası bu göçe zorlananlar, vekâlet savaşlarının yönlendirici aktörleri tarafından ters yüz ediliyorlar. II. Meşrutiyet döneminde (1914-1915) yaşanan iç çatışmalar neticesinde göç etmek zorunda kalan Ermeniler için, “Ermeni Soykırımı” diyenler, Irak’tan, Suriye’den, Afganistan’dan göçe zorlayanlar için, bir çift kelam etmemektedirler.

Bir kişi kalkıp, terör eylemlerinin ve bu eylemler sebebiyle onbinlerce insanın, canice katledilmelerinin, düzenlerinin bozulmasının haklılığını, meşruiyetini nasıl ileri sürebilir?

Bütün bu sebeplerden dolayıdır ki, terör eylemlerinin gerek iç hukukla, gerekse uluslararası hukukla bağdaşırlığından söz edebilmek mümkün değildir.

Çoğu terör suçları, esasen insanlığa karşı gerçekleştirilen suçlardır. Kısaca, mağdur ve mazlum insanların insan haklarının yok edilmesidir.

Bir devletin terör örgütlerini ve eylemlerini desteklemesi, hukuk devleti, insan hakları ve demokrasiyi rafa kaldırması demektir.

Terör eylemlerinin hukuki zeminde savunmak, zulme, adaletsizliğe, katliama adalet kıyafeti giydirmek, adaleti yok etmek demektir. Adalet ile zulüm, şeytan ile melek kadar zıttırlar. Zulme adalet namının verilmesi, hakikatin ters yüz edilmesi, şeytanın melek suretinde gösterilmesi çabasıdır. Bunun hakikat nazarında kabulü mümkün değildir.

Hak haktır, hakkın büyüğüne küçüğüne bakılmaz. Bir hakka, nereden saldırı gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın, hak gaspı meşrulaştırılamaz.

Bizim kültürümüzde bir insanı haksız yere öldürmek, bütün insanlığı öldürmek gibidir. Bu sebeple, bizim adalet, insan hakları ve medeniyet tasavvurumuzla terörün bağdaştırılması mümkün değildir. Medeniyet ve kültürümüzün ruhunu ve mayasını, “insanı yaşat ki, devlet de yaşasın” anlayışı teşkil etmektedir. Bu anlayış, terörü mutlak olarak reddeder.

NATO’nun Amaçları ile Terörizmin Bağdaşırlığı

Terör meselesi NATO’nun amaçları bağlamında tahlil edildiğinde, terörizm, terör örgütlenmeleri ve eylemleri ile NATO’nun amaçlarını bağdaştırabilmek mümkün değildir.

NATO, esasen bir GÜVANLİK örgütüdür. Amacı, üyesi olan ülkelerdeki güvenlik sorunlarını, BM amaçları ile uyumlu olarak barışçıl yollarla ortadan kaldırmaktır.

Terörizm, üç yönden NATO’nun yazılı resmi amaçları ile uyumlu değildir.

Birincisi, ülkelerin güvenliklerini tehlikeye düşüren önemli faktörlerden biri de terör eylemleridir. NATO, teröre meşruiyet sağlayıcı değil, terörü ortadan kaldırıcı ya da önleyici yönde bir misyona sahiptir. Bu sebeple, terör ile NATO’nun amaçları bağdaştırılamaz.

İkincisi, NATO’nun amacı, BM Kanununda öngörülen amaçlarla uyumlu olarak barışçıl çözümler geliştirmek, bu yolla bölgesel barışa katkı sağlamaktır. Terör eylemleri bu amaçla da uyumsuzdur. Çünkü terör, barışçıl bir çaba değil, küresel, bölgesel ya da ülkesel barışı tahrip etmeyi amaçlayan hukuk dışı bir yoldur.

Üçüncüsü, NATO’nun amaçlarının ruhunu ve omurgasını, demokrasi, hukukun üstünlüğü, bireysel haklar, çoğulculuk, hürriyet vb. değerlerin yaşatılması teşkil etmektedir. Terörün, bu değerlerle uyumluluğu da kesinlikle mümkün değildir. Hukuku reddeden, insan haklarını tahribe yönelen, meşru demokratik yönetimlere meydan okuyan terör yapılanmaları ve eylemleri bu değerlerle yüzde yüz çelişmektedir.

NATO Üyeliğinin Terörü Dışlayan Amaçları

NATO, üyelerinden bağımsız bir örgütlü yapı değildir. NATO Andlaşması ile üyelerin politikaları disipline edilmesi ya da üyelerin Andlaşmaya bağlılığının sağlanması amaçlanır.

NATO Andlaşması ile üyelere emredilen, terörden uzak olmak, insan haklarını korumak, hukukun üstünlüğünü tesis etmek, hürriyet rejimini yaşatmak, bütün politikaları bu değerler zemininde demokrasi içinde gerçekleştirmektir.

NATO’nun her bir üyesinin, bu amaç ve değerlerle çelişen politika ve uygulamalardan mutlak olarak kaçınmaları gerekir. Aksi halde, NATO’nun amaçlarının hayata aktarılması mümkün olmaz ya da üyeleri NATO’nun amaçları haricine çıkmış olurlar.

NATO Üyelerinin Terörle ve Terörizmle Olan İlişkileri

NATO Andlaşmasında esasen terörü dışlayan, reddeden bütün hükümler mevcuttur.

Gel gelelim fiili pratiklerin hiç de NATO Andlaşması ile uyumlu olduğu söylenemez.

NATO’nun baş aktör üyesi Amerika’dır. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, çoğulculuk, hürriyet gibi değerlerin en büyük koruyucusu ve yaşatıcısı olarak bilinen Amerika, NATO üyesi olarak çoğu terör eylemlerini bizzat ya da dolaylı, perdeli olarak desteklemekte, bazen de bizzat sevk ve idare etmektedir.

Bunun misallerine önceki yazılarımızda temas etmiştik. Türkiye ile alakalı olana kısaca tekrardan temas etmek istiyorum.

Amerika, resmi olarak terör listesinde olduğunu söylediği PKK’yı yıllar yılı dolaylı olarak destekledi. Bu destek diğer NATO üyesi ülkeler tarafından da tamamlandı.

Amerika, Suriye’de PKK’nın mutlak uzantısı olan PYD/YPG terör örgütlenmesini bizzat kurarak organize etti ve etmeye devam ediyor.

DEAŞ gibi İslâmî görünümlü ama İslâm’ın temel değerlerini yıkan bir örgütü kurdu. Amaç, hem Suriye’de petrol bölgelerine hükmetmek, hem PKK’nın mutlak uzantısı olan PYD/YPG terör yapılanmasının kurulmasına meşruluk sağlamaktır.

PKK da, PYD/YPG de, DEAŞ da mutlak olarak terör yapılanmalarıdırlar.

Bahusus PKK ile PYD/YPG doğrudan Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden, zarar veren terör yapılanmalarıdır. Özellikle son 40 yıldır PKK’nın Türkiye’ye verdiği maddi ve manevi zararın hesabını yapabilmek mümkün değildir.

Güya Türkiye sözüm ona kendisini NATO üyesi olarak güvenlik şemsiyesi altına emanet etmiş görünmektedir. Oysa Türkiye’ye yönelik en büyük güvenlik tehdidi, NATO’nun bütününü sevk ve idare edebilecek güç ve etkinliğe sahip Amerika tarafından gelmektedir.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği müracaatına ilişkin konuyu, 28.06.2022 günü Madrid’de Türkiye, İsveç, Finlandiya ve NATO yetkililerinin görüşmeleri sonrasında hazırlanarak kabul edilen Üçlü Muhtıra öncesini ve sonrasını ayrı ayrı değerlendireceğim.

Üçlü Muhtıra Öncesi Dönem

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusu, ilk defa Türkiye’ye terör konusunu etkili bir şekilde gündeme getirme fırsatı verdi.

Türkiye net bir tavır takınarak, İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’ye karşı terör eylemleri gerçekleştiren PKK ve PYD/YPG örgütlerine yönelik destekleyici politikalarını gerekçe göstererek, bu uygulamalar NATO’nun amaçları ile uyumlu olmadığını gerekçesi ile bu ülkelerin üyelik müracaatını veto edeceğini açıkladı.

Türkiye’nin bu net tavrına rağmen, özellikle İsveç’te PKK ve PYD/YPG terör örgütleri göstere göstere bu ülkenin sokaklarında eylemlerini sürdürmeye devam etmiştir. Söz konusu eylemlerin benzerleri sadece bu ülkelerle de sınırlı kalmadı, Almanya’da, İtalya’da ve diğer NATO üyesi ülkelerde de sergilendi. Hiçbirisi bu eylemlere mani olmadılar.

Kısaca NATO üyelerinden birine karşı gerçekleştirilen ağır terör eylemleri, bizzat bu örgütün çoğunluk üyeleri tarafından desteklenerek, himaye edilerek, hatta organize edilerek, NATO Andlaşması esaslı bir şekilde ihlal edilmektedir. Bir diğer ifadeyle, artık Türkiye’den başka, NATO Andlaşmasını takan, kendisi için bağlayıcı sayan bir üye ülke kalmamıştır.

Türkiye’nin, terör örgütleri ile ilişkili uygulamaları sebebiyle Finlandiya ve İsveç’in üyeliğini NATO amaçları ile birebir uyumlu olarak meşru bir şekilde veto etmesi, başta ABD olmak üzere Türkiye’nin aleyhine işleyen terör örgütlerini ve eylemlerini görmezden gelen, çoğu kereler dolaylı olarak destekleyen NATO’nun diğer üyelerinin zoruna gittiği görülüyor.

Türkiye esasen bu veto yetkisini kullanarak, başta Amerika olmak üzere sair üyelerin, NATO’yu terör örgütlenmelerinin ve eylemlerinin koruyucusu misyonu ile bütünleştiren uygulamalarını meşrulaştırıcı yöndeki oyunlarına çomak sokmuş olmaktadır.

Türkiye’nin bu vetosu, aslında demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, çoğulculuk, hürriyet gibi değerlerin koruyucusu misyonunu üstlenen NATO’nun korumayı üstlendiği bu insani değerleri yok edici uygulamaları gerçekleştirmekten imtina etmeyen büyük üyelerinin yüzlerine ŞAMAR gibi vurması mahiyetini taşımaktadır.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye aleyhine faaliyet gösteren kanlı terör örgütlerini himaye eden, destekleyen, onlara meydanı bırakan uygulamalarını veto ederek, aslında başta Amerika’ya mesaj vermektedir. Bu veto aslında, sadece bu iki ülke ile sınırlı değildir. İsveç ve Finlandiya’nın terörle içli dışlı ilişkilerine rağmen NATO’ya almak için bütün çabaları ortaya koyan diğer üye ülkelere de yöneliktir.

Amerika ve diğer NATO üyelerinin, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları vd. değerleri çekinmeden pervasızca istismar ederek, bütün bu değerleri yok etme pahasına terör örgütlerini himaye etmeleri, bu ülkelerin çirkef ve vahşi yüzlerini ortaya koymaktadır. İnsan hakları, hukuk devleti kılıfı altında, bu değerleri yok eden uygulamaları teşhir olunmaktadır.

Gerçi Türkiye dışındaki NATO üyelerinin uygulamaları, medeniyet telakkilerinin temel ilkelerinden biri olan sosyal Darwinizmle uyumludur. Bu ülkeler, hem bütün haksız ve gayrı insani uygulamalarına dayanak teşkile den sosyal Darwinizm’in mahiyetini gizliyorlar, hem de adaleti, hukuku, insan haklarını yok eden salt menfaat eksenli uygulamalarını, insan haklarının tek savunucusu pozisyonuna bürünerek savunuyor görünüyorlar.

Kısaca belirtmek gerekirse, artık mızrak çuvala sığmıyor. Sosyal Darwinist politika ve uygulamalarla, bir yandan her türlü terör örgütlenmelerini ve eylemlerini, güçler mücadelesi adına meşrulaştırarak her türlü hukuksuzlukları yapıyorlar. Yani, bunlar, terör, gasp, işgal vb. her türlü yolu meşru görüyorlar. Öbür yandan da, bütün bu yöndeki uygulamalarla, insan hakları, hukukun üstünlüğü, adalet vb. değerleri yok ediyorlar.

Sosyal Darwinist ve mutlak menfaat eksenli politika ve uygulamalarla, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün bağdaştırılması mümkün değildir. Bunlardan her ikisinin bir arada bulunmasına eskiler “cem-i zıddeyn” derler. Yani, buna iki zıddın mutlak olarak yüzde yüz bir arada bulunması da denir. Tıpkı, bir kağıdın yüzde yüzünün hem siyah hem de beyaz olduğunu iddia etmek gibi bir şeydir bu. Esasen böyle bir şey hakikatte mümkün değildir.

Benzer şekilde, hem terör örgütlerini organize edip, onların katliamlarına ortak olmak, hem de insan hakları ve hukuk devletini savunmak tutarsızdır. Bu ikisinin bir arada bulunması mümkün değildir. Bir devlet böyle bir iddiada bulunuyorsa, terör örgütleri ve eylemleri ile bütünleşerek, insan haklarını hayasızca istismar ediyor, her türlü haksızlık ve hukuksuzlukları, adalet, hukuk devleti, insan hakları kılıfı altında meşrulaştırmaya çalışıyor demektir. Katilin, katledilenleri, adalet ve hukuk devleti namına suçlaması gibi bir durum bu.

Aslında, NATO, kurulduğu günden bu yana aynı misyona sahipti. Yani, fiilen güçlü olan üyelerin temel amaçları, BM kanununda belirtilen barış ve güvenliği sağlamak değildi. Bu ülkelerin asıl amaçları, NATO Andlaşmasına koydukları, barış, hukukun üstünlüğü, insan hakları vb. meşruiyet sağlayıcı amaçları istismar ederek, salt menfaat eksenli sosyal Darwinist politika ve uygulamaları gerçekleştirmekti. Türkiye, yıllar yılı, NATO’nun içinde yer aldığı halde, bu politikaların mağduru olarak, bu ikiyüzlülükleri, münafıklıkları, hak istismarcılıklarını yüzlerine vurdu ama pek kaale alan olmadı.

İlk defa, Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği vesilesiyle, ikiyüzlülerini yüzlerine veto silahıyla etkili olarak dile getiriyor. Ama maalesef aşırı derecede aymaz, utanmaz, sıkılmaz, pervasız oldukları için, Türkiye’yi bu haklı vetosundan vaz geçirmek için türkü entrikaları, zorlamaları yapmaktan da imtina etmiyorlar. Yaptıkları en üst düzeyde YÜZ KARASI ve YÜZ KIZARTICI olduğu halde, zerre kadar yüzleri kızarmıyor.

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 35020 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRİZMLE İMTİHANI (3)
7/13/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (2)
7/3/2022
NATO’NUN KURULUŞ AMACI VE TERÖRLE İMTİHANI (1)
6/22/2022
AMERİKADA BİR CİNSEL SAPIK DAHA “VAHŞİCE” İDAM EDİLDİ(!?!?)
6/10/2022
II. ABDÜLHAMİD: MUTLAK İSTİBDADÇI, KIZIL SULTAN MI?
6/2/2022
EVLADLARINI BU VATAN UĞRUNA ŞEHİD VERENLER İÇİN EN ACI OLAN…
5/26/2022
DEMOKRATİK YOLLARLA DEMOKRASİYE GEÇİŞ: 14 MAYIS 1950
5/17/2022
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN FESHİ KARARININ İPTALİ: YENİ BİR 367 VAKASI OLUR
5/7/2022
VAAAYYY BEEEE OSMAN KAVALA MELEKMİŞ(!?!?)
4/27/2022
PAÇALARI KANLA KİRLİ BİR ÜLKE “TÜRKİYENİN SİCİLİ BOZUK” DEMİŞ
4/20/2022
MANSUR SAVAŞ’IN CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLME İHTİMALİ VAR MI?
4/12/2022
PAKİSTAN’DA NELER OLUYOR?
4/5/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM: SİSTEMİN “FİŞ”LE CİHAZA BAĞLANMASI
3/27/2022
AYM’NİN MEVCUT HÜKÜMET SİSTEMİNİ KİTLEYEN KARARI
3/19/2022
UKRAYNA: BÜYÜKLER TEPİŞİR, OLAN KÜÇÜKLERE OLUR!
3/11/2022
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM AÇIKLAMASI: BOOOOM
3/4/2022
TÜRKİYE’DE MUHALEFET NEDEN İKTİDAR OLAMIYOR?
2/25/2022
HDP AYM TARAFINDAN KAPATILMAZSA NE OLUR?
2/17/2022
İNSAN HAKLARI AVRUPA SINIRLARINDAN İÇERİ GİREMİYOR!!!
2/9/2022
DEMOKRASİ NEREDEN GEÇER; DİYARBAKIRDAN MI YOKSA…?
2/2/2022
İNANANLARIN İNANCINI YARALAYAN SERÇE (!?!?)
1/26/2022
ENES KARA İNTİHAR ETTİ, CEMAAT VE TARİKAT DÜŞMANLIĞI DEPREŞTİ
1/19/2022
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK (CUMHURBAŞKANLIĞI) SİSTEMİ NEDEN YERLEŞEMEDİ?
1/12/2022
CHP, HALA DİNDARLAR İÇİN KORKUTUCU VE ÜRKÜTÜCÜ
1/5/2022
CHP’NİN “FETÖCÜLERLE DE HELALLEŞMEK” POLİTİKASI
12/29/2021
TÜRKİYE’DE İTTİFAKLAR VE MİLLET İTTİFAKI-HDP İLİŞKİSİ
12/22/2021
QUEBEC’DE BAŞÖRTÜSÜ TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ VE İSLAMA YÖNELİK FARKLI UYGULAMALAR
12/15/2021
OKUL ÖNCESİ ÖĞRETİMDE DİN EĞİTİMİ VE LAİKLİK TARTIŞMALARI
12/8/2021
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ “CELLADINA ÂŞIK” BAZI MAĞDURLARINDA DEVAM EDİYOR
12/1/2021
CHP’DEN HDP’YE “PKK İLE İLİŞKİLERİNİ MİNİMİZE ETME” ÖNERİSİ
11/24/2021
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE %50+1 ÇOĞUNLUK DEĞİŞMELİ Mİ?
11/17/2021
İYİ PARTİNİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI?
11/10/2021
ANAYASADAKİ DEĞİŞTİRİLMESİ YASAK HÜKÜMLERİN VESAYETÇİ TEMELİ
11/3/2021
İŞKENCE YAPMAK, DEMOKRATİK(!?) ABD İÇİN MEŞRU, TÜRKİYE İÇİN SUÇ!
10/27/2021
ÇAĞDAŞ UYGARLIK KAVRAMININ ANAYASADA NE İŞİ OLABİLİR Kİ?
10/20/2021
“YÜCE DEVLET”TEN GÜÇLÜ DEVLETE
10/13/2021
1982 ANAYASASININ İLK DÖRT MADDESİ DEĞİŞMELİ MİDİR?
10/7/2021
KASETÇİ DÜKKÂNININ ÜSTÜNDEKİ MAHKEMELERDEN YENİ YARGITAY BİNASINA
9/28/2021
YENİ BİR 367 ÖZLEMİ: RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023’DE ADAY OLAMAZ
9/19/2021
YENİ YARGITAY BİNASINDA DUA EDİLDİ, LAİKLİK ELDEN GİTTİ(!!!)
9/10/2021
YÜZDE ON MİLLİ SEÇİM BARAJI NE OLMALI?
9/1/2021
28 ŞUBATIN KUDRETLİ(!) PAŞALARI LAYIK OLDUKLARI YERE MARŞ MARŞ
8/23/2021
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI HANGİ PARTİLER ACABA?
8/9/2021
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI DARBESİ
7/29/2021
ÇANAKKALE’DEN 15 TEMMUZA: KAHRAMAN HALKIMIZIN VATAN SAVUNMASI
7/15/2021
TÜRKİYE’DE YAKIN GELECEKTE ERKEN SEÇİM OLABİLİR Mİ?
7/8/2021
BİZ DE BAŞÖRTÜSÜ HUSUMETİ BİTTİ ZANNEDİYORDUK; MEĞERSE…
6/28/2021
BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞAHANE, “TROLLÜK” YAFTALARI GERİ İADE!
6/19/2021
HDP, KAPATILMALI MI; KAPATILABİLİR Mİ?
6/8/2021
KORSAN İSRAİL DEVLETİNİN ZULMÜNE UĞRAYAN MAZLUM FİLİSTİN HALKI
5/23/2021
TÜRKİYE’DE PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI: ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
5/10/2021
DÜNYANIN EN BÜYÜK KORSAN DEVLETİN BAŞI: ERMENİ SOYKIRIMI DEDİ
4/30/2021
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: FİKRÎ İKTİDARIMIZI HÂLÂ TESİS EDEMEDİK
4/21/2021
VESAYETÇİLERLE DEMOKRASİ YANLILARI İÇİN TURNUSOL KÂĞIDI: 104 AMİRALİN E-BİLDİRİSİ
4/11/2021
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİ KARARI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
4/2/2021
TÜRKİYE’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMESİNE NİÇİN BU KADAR SERT TEPKİ VERİLİYOR?
3/24/2021
TAKLİTCİ DEĞİL TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNE UYGUN BİR ANAYASANIN YAPILMASI
3/15/2021
1000 YIL SÜRECEK DENİLEN 28 ŞUBAT’IN TAHRİBATLARI VE TAMİRATLAR
3/6/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (2)?
2/25/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (1)?
2/16/2021
CUNTA ANAYASASINDAN DEMOKRATİK SİVİL ANAYASAYA: TAŞLI YOLLAR
2/7/2021
YARATILIŞ MODELİ KONGRESİ EVRİMCİLERİ NİÇİN RAHATSIZ ETTİ?
1/29/2021
VESAYETÇİ ZİHNİYETE GÖRE ÖZDE CUMHURBAŞKANI(!?) NASIL SEÇİLİR?
1/20/2021
BAŞÖRTÜLÜ HÂKİMLER Mİ BAŞI AÇIK HÂKİMLER Mİ TARAFSIZ KARAR VERİR?
1/11/2021
1876 KÂNÛN-I ESÂSÎ’DE ÇEVİRİ HATALARI: TBMM BAŞKANINA ÇAĞRIMDIR
1/2/2021
HARF DEVRİMİNİN TÜRK DİLİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR
12/23/2020
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİNİN FİKİR BABASI: PROF. DR. BURHAN KUZU
12/14/2020
FRANSA’DA ÇOĞULCULUK VE HOŞGÖRÜ YERİNİ FAŞİZME Mİ BIRAKIYOR?
12/5/2020
CHP, HDP, SP VE İYİ PARTİ ANAYASASI İNKÂR EDİLDİ, İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?
11/26/2020
HANGİ CUMHURİYET YAŞASIN?
11/17/2020
ABD’DEKİ SEÇİMLER Mİ, YOKSA VENEZUELA’DAKİ SEÇİMLER Mİ DAHA AZ HİLELİ?
11/8/2020
İZMİR DEPREMİ VE HÜKÜMETE BİR ÖNERİ
10/31/2020
Tarikatlar Atatürk’ün 1924 Anayasası’nda teminat altında idi
10/24/2020
ENİS BERBEROĞLU MİLLETVEKİLLİĞİNE GERİ DÖNEBİLİR Mİ?
10/14/2020
CHP’NİN SÖZÜNÜ ETTİĞİ “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” MÜMKÜN MÜDÜR?
10/4/2020
RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023 SEÇİMLERİNDE CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
9/23/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GÖRE, DEVLET KADINA YÖNELİK 'ALKOL TEMELLİ ŞİDDETLE' MÜCADELE ETMEMELİ Mİ?
9/13/2020
TÜRK TOPLUMUNUN TEMELİ OLAN AİLEDE “ALARM ZİLLERİ” ÇALIYOR?
8/27/2020
15 YAŞ ALTI KIZLARLA İMAM NİKÂHI İLE EVLİLİK SUÇ MU, DEĞİL Mİ?
8/16/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: “BAL”IN İÇİNE ZEHİR KATILARAK SERVİS EDİLMESİ
8/5/2020
ZİNCİRLERİNİ KIRAN AYASOFYA-İ KEBİR CAMİ-İ ŞERİF’İNDE İLK CUMA NAMAZI
7/25/2020
15 TEMMUZ BENZERİ YENİ BİR İHANET KALKIŞMASI YAŞANABİLİR Mİ?
7/15/2020
27 MAYIS ASKERİ DARBESİNİN YASSIADA CİNAYET MAHKEMESİ İLGA EDİLDİ
7/6/2020
FETH-İ MÜBİN’İN SEMBOLÜ AYASOFYA SAN’AT VE İMAJA FEDA EDİLEMEZ
6/20/2020
AYASOFYA’YA DANIŞTAY KARARIYLA CAMİ STATÜSÜ KAZANDIRILMASI
6/9/2020
TÜRKİYE’DE ASKERÎ DARBELERİN ANASI: 27 MAYIS 1960
5/31/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: AİLE VE KADINLAR KORUNUYOR MU TAHRİP Mİ EDİLİYOR?
5/18/2020
ALİ ERBAŞ’IN ŞAHSINDA HUTBELERE LGBTİ+ AYARI MI ÇEKİLMEK İSTENİYOR?
5/5/2020
CORONA SÜRECİNDE YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK SAVAŞLARIN GALİBİ KİM OLACAK?
4/24/2020
CORONA VİRÜSÜ KÜRESEL OPERASYONA MI DÖNÜŞÜYOR?
4/13/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI “DUA İLE MÜCADELE” ÇOK MU SAÇMA?
4/1/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI HANGİ ÜLKELER BAŞARILI, HANGİLERİ BAŞARISIZ?
3/21/2020
İDLİB’DE NE İŞİMİZ Mİ VAR? ŞEHİTLİK TEPESİ BOŞ MU KALMALI?
3/10/2020
28 ŞUBAT, RAND CORPORATİON: YENİ BİR DARBE Mİ GELİYOR?
2/29/2020
SORUYORUM: FETÖ İHANET ÖRGÜTÜ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİMLER OLABİLİR?
2/18/2020
ANAYASA MAHKEMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇABALARINI SABOTE Mİ ETTİ?
2/9/2020
ELAZIĞ VE MALATYA DEPREMİ SONRASI SKANDAL MAÇ ERTELEME KARARI
1/28/2020
HAKİKATEN TÜRK ASKERİ’NİN LİBYA’DA NE İŞİ Mİ VAR?
1/18/2020
İNSANCIL(!) BATIDA FAŞİST BİRİNE VERİLEN NOBEL ÖDÜLÜ
1/8/2020
KANAL İSTANBUL KAMPLAŞMASI: YENİ GEZİ EYLEMLERİ HAZIRLIĞI MI YAPILIYOR?
12/30/2019
YENİ PARTİLERİN TOPLUMDA KARŞILIĞI VAR MIDIR?
12/24/2019
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
ölüm haberi
Ahmet Kural
Joachim Löw
pkk
zonguldak maden
Faruk Bal
Sayıştay
savcı
kpss