E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Ersan Yıldız

NAZIM’LA EVDE KALANLARA ÖĞÜTLER ÜZERİNE
1 Nisan 2020 Çarşamba

 

 

İç âlemiyle arası mesafeli olanlar için hoş vakit geçirme, madde üzerine kurulu bir düzenektir. Hep hareket halinde olmak ister onlar; göz önünde olmak isterler, aldıklarından bahsetmek, yediklerinden, içtiklerinden, izlediklerden dem hep.. Doyumunu sağlamak için içlerindeki derin çukurun, balçıkla sıvarlar ha bire etrafını, ortasını görmezden gelerek.

Yalnız ya da sabit kalmak hiç haz vermez, beden hareketi yavaşladıkça iç işleri meselesi kabarır, bir med - cezir’dir bu,

Ay bu işe hep tarafsız kalır.

Çekilen sularının altından peyda olan çöpler keyif vermediğinden, denizi hep cezir kıvamında kalsın ister insanoğlu.. Med; çekilmektir içine, suretine, asıl gerçeğine..

Salgın var şu sıra büyüdükçe ufalan dünya’da.. Kitap yazmaya heves edenler var, şiir yazmaya, mantı açmaya.. Saksıya fidesini dikip dalından domates koparmak isteyenler var temmuz ayında.

İçine çekilmiş memleketimin ekmek / geçim derdini bir tarafa koyabilirsen, bir de fevkalade sıkılma işleri bahis dört duvar arasında bu ara..

Şahsi iç işlerinin muazzam derinliğinden ürperen insanımın saçak altına sığınmış kırlangıç gibi şaşkınlığı var; korkusu var, ani rastlaşmanın verdiği tarifsiz kaygı var med’iyle, suretiyle, asıl kendiyle, içiyle..

Ancak bir kaç derin nefes çekimliği görürken kendini sabah mahmurluğuyla, bir de geceleri yatmadan hemen önce.. Şu sıra kendinden kaçacağı yeri kalmayan, köşesine sıkışmış, iç çekişmeye bağlı yüzleşme depresifliği var memleketimin her yerinde.

Acemi bir ressamın fırçası sürçmüş de, sanatın derin boşluğuna muhannet bir iş çıkarmış gibi pencereme asılı, gri renkli göğü izlerken dolandı bunlar aklıma..

Bi’ aralık penceremin sağ alt köşesine uzanmış çam ağacından kalkan güvercinin ardında bıraktığı salıntıya örklüyorum bakışlarımı. Az yukarıda kırlangıçlar koloni halinde meşk, serçeler solo, türünü bilmediğim başka kuşlar da girip çıkıyor habire penceremin kadrajına.. 

Hatırladığım kadarıyla karlı kayın ormanıyla oynaştı ben bu seyre düştüğümde dilim.

Eski takvim hesabıyle baharın bu sabah başladığından bahsediyordu karların içinde yumuşacık yürüyen Nazım. Dün gece on bir buçukta ölen Berut’tan, halıdan, imzalı kitaptan haber verdi; bulutluydu yüzü, ama yılgın değildi. Yirmi beş kilometreden Moskova’yı görmesine vardı daha; şose, tren yolu, ova..

Şimdi olsa katar mıydı içine sualinin bilemem ama, o vakit umut; demek memleketten, yıldızlardan, gençlikten daha uzak değilmiş. Mahkeme etmediğine göre Nazım; varmış umut, yakınmış o zaman daha..

‘‘Moskova’dan’’ diyorum Nazım’a, ‘karların üstünden, kayınların arasından söylemesi kolay; öleceğimizi mutlak bilip de kahramanca yaşamaktan bahis açmak..’

Ses veriyor Nazım Bursa’dan..

Bursa’dan.. Hapisten.. Paslı demirlerin içinden..

‘Dünyadan, memleketinden, insandan;
umudum kesik değil diye,
İpe çekilmeyip de,
Atılırsan içeriye..
Yatarsan on yıl, on beş yıl,
Daha da yatacağından başka.
'Sallansaydım ipin ucunda
Bir bayrak gibi keşke'
Demiyeceksin.
Yaşamakta ayak direyeceksin.
Belki bahtiyarlık değildir artık,
Boynunun borcudur fakat.
Düşmana inat,
Bir gün fazla yaşamak..’

Oynaşken gözlerim göğün griliğinde, türünü bilmediğim kuşların meşkinde ve fikrim şiire amors.. Nazım ses veriyor Bursa’dan.. Hapisten.. Paslı demirlerin içinden..

Tıraştan tıraşa yüze bakmayı, yaşı unutmayı; bitten, bir de bahar akşamlarından korunmayı, bir de ekmeği son lokmasına dek yemeyi, bir de ağız dolusu gülmeyi unutmamayı tembihliyor.

 

Bursa’dan.. Hapisten.. Paslı demirlerin içinden..

 

Sonra cüssesiyle belirdi Nazım; adıyla, sanıyla, kıvrım saçları, mavi şahin bakışlarıyla.. Çizgileriyle belirdi suratı Nazım’ın, el örgüsü kahverengi yeleği, onun içinde bizim ora işi haki yaka gömleği, şile bezindendi..

 

Tuttu penceremin yan pervazlarından, dikti mavilerini:

 

‘Bir de kimbilir,
Sevdiğin kadın sevmez olur.
Ufak iş deme,
Yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir,
İçerdeki adama.
İçerde gülü, bahçeyi düşünmek fena.
Dağları, deryaları düşünmek iyi..
Durup dinlenmeden yazmayı,
Bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana,
Bir de ayna dökmeyi..
Yani içerde on yıl, on beş yıl,
Daha da fazla hatta;
Geçirilmez değil,
Geçirilir.

 

Kararmasın yeter ki,
Sol memenin altındaki cevahir.’

 

Dedi bana Nazım, dedi bize Nazım.. Selam olsun.

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 11824 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Abdul Muttalip 3 Nisan 2020 Cuma 11:13

Enfes bir eser çıkmış ortaya, tebrikler Ersan bey. Duyumlara göre yakında büyük ses getirecek Romanınız çıkacakmış piyasaya. Bekliyoruz...

Yorumu oyla      50      49  
Av. Yusuf Ozan ÇOBANOĞLU 2 Nisan 2020 Perşembe 20:12

Her zamanki gibi dolu dolu bir yazı olmuş. Farklı bir pencereden ufku genişleten bir kaleminiz var. Bir sonraki yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum ??

Yorumu oyla      53      49  
Cevdet Kaya 2 Nisan 2020 Perşembe 20:03

Okurken hem duygulandım hem de büyük keyif aldım. Yazının size ait bölümleri de en az Nazım Hikmet şiirleri kadar güzel. Tekrar tekrar tebrikler.

Yorumu oyla      52      49  
Misafir 1 Nisan 2020 Çarşamba 21:08

Her gün toplu taşıma kullanarak işe gidiyorum. Büyük risk olsada yedi yıl emek verdiğim işimden ayrılmak istemiyorum. Evinde oturup mızmızlananlara çok anlamlı bir cevap olmuş bu harika yazı. Kaleminize yüreğinize sağlık.

Yorumu oyla      54      49  
Rayen 1 Nisan 2020 Çarşamba 19:42

Kaleminize, yüreğinize, duygunuza sağlık. Uzun bir şiir, çok güzel bir edebi eser okudum. Kaleminiz daim olsun...

Yorumu oyla      52      49  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
abd
Torku Konyaspor
Gökhan Töre
moskova
sanayi
Çankaya Köşkü
Dilma Rousseff
Endonezya
kardeş