Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Bu yazıyı hazırlarken Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’ya ve tarafsızlığına aykırı demeçleri ile ilgili birkaç örnek konuşmasını çıkarayım dedim ama geriye gitmeye gerek kalmadan Cumhurbaşkanı her gün birbirinden daha beter örnekler sergilemeye başladı.
-4 Mayıs’ta Mardin’de CHP’yi kast ederek, “Asgari ücret açık artırmaya çıkarıldı. Var mı alan…” dedi.
-Bir konuşmasında “Dün bir TV kanalında SSK’nın eski halini izledim. Affedersiniz rahmi aldırılan, böbreği aldırılan vatandaşlarımız… SSK’yı o hale getiren kişi Savaş Ay’ın karşısında gülüyor. Şimdi artık böyle hastaneler var mı?” diye onun o zaman çok başarılı bir bürokrat olduğunu unutarak güya Kılıçdaroğlu’na laf sokuşturdu.
-Ardından şu seviyesizliğe bakar mısınız; “Bu ana muhalefetin yanında iki örgüt var. Birisi bölücü örgüt birisi paralel örgüt. Kardeşlerim bunlar orta kısmı kapattılar ve imam hatiplilerin öğrenci sayısı 60 bine düştü. Ama şimdi ne oldu? Orta kısımlar açılınca, şimdi sayısı 1 milyona çıktı. Bu bunları rahatsız ediyor”
- Kendisini aslan olarak görüp, Saray’ını da aslana layık yatağı ve herkesi enayi sanıp şunu bile söyleyebilmiş; “Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası ben Beştepe'ye Başbakanımız da Çankaya'ya gitti. Kaynak nedir diyorum 50 milyar nerede diyorum bana saray diyor. Hadi saray biraz da abartalım 1 milyar dolar. Peki 50 milyar dolar nerede? Bu yapılar kişilere değil kurumlara yapılır. Aslan yattığı yerden belli olur. Biz geçiciyiz kalıcı olan sadece Allah'tır”
-Din istismarının en rezil örneklerini vermiş; “Bana diyorlar ki Kur'anı istismar ediyor. Ben gittim orada Kürtçe Kur'anı Kerim Mealini gösterdim. Diyanetimizi övdüm. Fakat onlar istismar diyor. Sayın Kılıçdaroğlu istismar olmadığın gibi görünmektir. Ben Kur'anla yaşıyorum. Senin nasıl yaşadığını bilemem. Bugün bir gazete bunu bir mezhebe saygısızlık olarak yorumlamış. Bunların işi gücü bu. Acaba ne çıkartabiliriz. Biz eğer samimi ve dürüstsek Kur'an üzerinden böyle bir telaşa girmeye gerek yok. Sen de gel sahip çık saygılı ol. İstismarsa sen yaparsın biz yaşarız”
Tabi söylenenler bunlarla sınırlı değil. Cumhurbaşkanı, “Ben tüm partilere eşit mesafedeyim” veya “ 400 mv istiyorum ama hangi parti olduğunu söylemedim” gibi insanları aptal yerine koyanları da söyleyebilmiş…
Allah aşkına bu seçim döneminde, seçime bir ay kalmışken il il gezip, her bahane ile meydanlara çıkıp, canlı yayınlar yaptırıp muhalefeti, hem de en seviyesiz şekilde eleştirmenin gerekçesi nedir?
-İlk gerekçe sistemi değiştirmek olabilir. Başkanlık sistemine geçmek isteniyorsa, bu usulsüz ve sorun çıkaran bir yöntem. Ülkeye, bu insanlara yazık. Eski partisi seçim bildirgesine zaten Zat ı Şahanelerinin üstün keyfi için başkanlık sistemini koymuş. Beklesin, kazanırlarsa çok istediği padişahlık sistemi zaten olur. Ne bu hırs, bu ne rezil cümleler? Sana ne muhalefetin dini, imanından? Sen çok mu iman sahibisin? Allah’tan korkmak lazım.
-İkinci gerekçe şu olabilir; Ben siyasete doymadım, meydanlara çıkıp konuşmadan, alkış almadan, ağzıma geleni muhalefete söylemeden, her gün televizyon ve gazetelerde ilk haber olmadan duramıyorum diyordur belki ama bu kadar hırsı, enaniyeti teneşir paklasın derler adama… Ne diye Cumhurbaşkanı oldun, tarafsızlık yemini ettin öyle ise?
Bu oluşan rezaletin ülkenin menfaati ile ilgili hiçbir gerekçesi olamaz. Çünkü, son derece haksız, hukuksuz ve mantıksızdır. Bunlar normal, makul bir insanın yapacağı işler, söyleyeceği sözler değildir.
Bunların gerekçesi ancak, ‘İktidar değişir ise 17-24 Aralıklarım ve nice yolsuzluklarım ortaya çıkar, beni sürüm sürüm süründürürler’ düşüncesi olabilir ki Cumhurbaşkanı burada son derece haklıdır… Kendisine hak veriyorum… Ancak bu sorumluluktan kaçması ne bu dünyada, ne de ahirette mümkün değildir…
Bu arada “çözüm süreci” dediği girişimini de bitirdi. Ne yaptığı, niçin yaptığı belli değil, ya da biz anlamıyoruz…
Cumhurbaşkanı’nın ülke için sorun olması sadece seçimlerle sınırlı değil. Ekonomiden, dış politikaya uzanan geniş yelpazede her şeyiyle sorunlu… Belki Türkiye’nin en önemli sorunu…
Allah kimseyi kendini, insanı, izanı, inancını bilmez, yanlışlarının ve egolarının esiri bir hale düşürmesin…
Ve inanın bir Cumhurbaşkanı’na böyle bir yazı yazmak çok rahatsız edici ama mecbur bırakıyor…
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 11437 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |