Son sözümü baştan söylemeliyim;
Yargının, somut deliller olmadan, evlere baskınlar yapılarak, kameralar eşliğinde, kişilik haklarını ihlal etmesine ne kadar karşıysam, aynı yargının, elle tutulur deliller karşısında, sıfatı ne olursa olsun, sessiz kalmasına da itiraz ediyorum.
Yazdıklarım, temenni değil, tespittir.
Başlıyorum…
Hükümet ve Cemaat arasındaki söz düellosu, 28 Şubat soruşturmasını gündem dışına itmiş gibi görünse de, konuyu soruşturan savcıların hummalı çalışma sürüyor.
28 Şubat döneminin; sivil toplum örgütü liderleri, iş adamları ve gazetecilerle ilgili materyaller toplanmaya devam ediyor.
Hatta, o döneme ait televizyon yayınlarının kasetleri, gazete arşivleri dahi tek tek taranıyor.
Savcılar, ilgili kurumlardan istedikleri materyalleri, resmi yazılarla talep ediyor, eksik gelen bilgiler için uyarıda bulunuyorlar.
28 Şubat soruşturmasında, kimlerin ifadeye çağrılacağını, soruşturmayı yürüten savcının dışında kimse bilmiyor ama, hangi gazetecilerle ilgili materyallerin toplandığı konusunda bazı kulis bilgilerini sizlerle paylaşmak isterim.
28 Şubat dalgasının 2014 Nisan ayına kadar gerçekleşebileceği, hatta ocak ayının da sıcak geçebileceği söyleniyor.
28 Şubat döneminde askerlerle girdiği ilişki ve seçilmiş hükümeti basın yoluyla görev yapamaz hale getirmeye çalışmak gibi eylemlerden dolayı hakkında bilgi toplanılan gazeteci sayısı oldukça yüksek.
Bu gazetecilerin önemli bir bölümü, 28 Şubat döneminde yöneticilik yapan isimler.
2014'ün başında ifadesine başvurulacağı öne sürülen gazetecilerin önemli bölümü kamuoyunun yakından tanıdığı isimler.
Sürekli dört ayağının üzerine ZIPLAYAN ünlü gazeteci...
Dönemin en kritik manşetlerini atan ULTRA ÜNLÜ yayın yönetmeni...
Ünlü bir TELEVİZYON yöneticisi...
Her zaman MUTLU kalmayı beceren dönemin yayın yönetmeni...
Dönemin KIDEMLİ Ankara Temsilcisi...
Dönemin ÖNEMLİ bir gazetesinin imtiyaz sahibi...
ÇOK ÜNLÜ bir medya patronu...
Ankara kulislerinde dolaşan bir başka bilgiye göre de;
28 Şubat döneminin kudretli Bir generalinin, savcılığa, aralarında önemli gazetecilerin de olduğu, 28 Şubat’ın sivil aktörleriyle ilgili önemli bilgiler verdiği söyleniyor.
Yazımın finali sürpriz olacak;
Başbakan'ın, "Açıklarsam, yer yerinden oynar!" sözlerinin şifreleri henüz çözülemedi.
Erdoğan, bu sözlerle, "Gezi olayları ve 28 Şubat sürecinde rol alan, çok sürpriz isimleri" kastediyor olabilir mi?
Olamaz mı diyorsunuz?
Yanılıyorsunuz!
Balbay’a ‘siyasi volta’ attırmak istiyorlar!
Aziz Kocaoğlu yanlısı İzmir internet medyası yazıyor;
“Kocaoğlu, hafta sonu, 35 metre yükseklikte olduğu için, uçan yol adı ile anılan viyadüğü, Mustafa Balbay’la beraber açacak ve o sırada aday adaylığını açıklayacak…”
Belli ki, durumundan emin olamayan Kocaoğlu, yan destekler peşinde.
Bu tür siyaset oyunları doğaldır, ancak, Balbay’ı kendi küçük hesapları için “kullanmaya” çalışanların göz ardı ettikleri bir şey var;
Balbay’ın düşeceği pozisyon…
Öncelikle Kılıçdaroğlu'nun işine soyunmuş bir milletvekili pozisyonunda kalacak!
Ayrıca diğer aday adayları karşısında, taraf durumuna düşecek.
Üstelik onlardan birisi de milletvekili arkadaşı Birgül Ayman Güler.
Bir de bu adayların destekçilerini düşünün…
Balbay'a, koğuş sonrası volta attırmak, hatta siyasi racon kestirmek istiyorlar!
Balbay'ın yerinde olsaydım;
Bu teklifi götürenleri not ederdim!
Onların samimiyetlerini sorgulamak için Silivri ziyaretlerinden başlardım!
*Volta Atmak: Hapishanede yürüyen birisinin önünden geçmek, ona savaş açmak, meydan okumak anlamına gelir.
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…