Evet, somuta indirgeme serimize devam ediyoruz. Bu sefer ki konumuz üniter yapının, ulus devlet yapısının çağdaş, yeterli olmadığı iddiaları paralelinde özerk/federal yapı.
Türkiye’de üniter-ulus devlet yapısının çağdaş olmadığını, dünyada ulus devlet kalmadığını savunanlar bunun yerine özerk/federal bir yapı oluşturulması gerektiğini ve bunun Türkiye’ye çok uygun olduğunu savunuyorlar. Laiklik için olduğu gibi yine kavramı, tanımı, etimolojisini ihmal ederek, mümkün olduğunca fikrimi az beyan ederek özerk/federal yapının somut neden ve sonuçlarına değineceğim.
Geçen tartışmamız da amaca ulaştığımızı sanıyorum. Yorumlar azalmış olmasına rağmen laikliğin olmaması durumunda ne olup-olmayacağı daha net anlaşılmış gibi görünüyor. Hafta sonu yazısında inşallah yorumlarınızı değerlendirmiş olacağım.
“Ulus devletlerin zamanı geçti” sözünü somutlaştırırsak özerk veya federal bir yapıya geliyoruz. Bunu zaten geçenlerde BDP gündeme getirmiş ve konu Diyarbakır’da bir grup entellektüel tarafından tartışılmıştı. Daha da somutlaştırırsak Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda ayrı bir parlamentosu olan iç işlerinde bağımsız bir devlet, “Kürt Özerk Devleti” kurulsun isteniyor. Rusya’da buna benzer özerk yapılar var ama bunlar dil ve kültürleriyle Rusya ile uyumlu durumdalar ve her geçen gün daha fazla Rusya’ya entegre oluyorlar. Biz ise önemli oranda entegre bir yapıyı değiştirmek istiyoruz.
“Kürt Özerk Bölgesi” veya devleti teorik olarak anormal görünmeyebiliyor fakat uygulama hiç de kolay değil. Çünkü,
1-Türkiye’de Türk Bölgesi veya Kürt Bölgesi ayrımı yapmak zor. Kürtlerin çoğunluğu Güneydoğu ve Doğu’da değil batıdaki büyük şehirlerde yaşıyorlar.
2-Doğu ve Güneydoğu’da Kürtler dışında Türkmenler, Araplar, Zazalar, Çerkesler, Süryaniler gibi farklı inanç ve etnisiteye mensup olanlar var.
3-Tüm Türkiye’de Kürt diliyle eğitim hakkı tanınması durumunda iki dille ruh ve gönül birliktelikleri yiten toplumlar gibi olma ihtimalimiz yüksek olmayacak mı?
4-Biz Türkler ve Kürtler olarak bu ayrımları istiyor muyuz yoksa bir grup siyasetçi yönlendirmesi veya sürüklemesi ile mi karşı karşıyayız?
Ben yaşadığım dönemde ulus devlet niteliğini yitirmiş bir devlet hatırlamıyorum. Yugoslavya ve Çekoslovakya ulus devlet olamadıkları için bölündüler ve güçlerini kaybettiler. Kürt kültür ve dilinin özgürlüğü konusunda tereddüdüm yok. Ancak, özerklik/federalizm taleplerinin pek hayırlı olmayacağını düşünüyorum.
Diğer yandan Hakkari ve İstanbul’da aynı trafik yasasının geçerli olmaması, bir çok alanda bölgelere göre farklı uygulamalar ve esneklikler gerektiğini, merkezi yapı yerine yerinden yönetimlerin güçlendirilmesine de inanan bir kişiyim…
Muhakkak ki en fazla sabır, anlayış ve gayret göstermemiz gereken bir dönemdeyiz.
Ben basit ip uçları verdim, basit ve somut yazmaya çalıştım. Her şeyi yazmadım. Sıra sizde.
Kolay gelsin…