Hürriyet yayın yönetmeninin değiştiği yönünde kuvvetli rivayetler var!
Mesela; Hürriyet’in künyesinde yayın yönetmeni olarak Enis Berberoğlu’nun ismi geçiyor!
Ertuğrul Özkök’ün gittiğine dair elimizdeki tek belge bu!
Yurt dışında 1 ay iletişime kapalı yaşayan bir Hürriyet çalışanı, kartını takıp, Hürriyet binasına girse, Hürriyet’te yapılan yönetim değişikliğini hissedemez…
Künye dışında her şey aynı…
Enis Berberoğlu 2. ayına girmek üzere ama Hürriyet’te daha tek satır yazı yazamadı!
Ertuğrul Özkök, hala 20 senedir Hürriyet’i yönettiği odada oturuyor!
Hala, aynı asistanı hizmet veriyor!
Hala aynı makam arabası emrinde…
Ve Özkök hala hangi haberin, nerede, hangi boyut ve mantıkla gireceğini, kendi özel yöntemleriyle belirliyor!
Hürriyet’in değiştirilmesi teklif dahi edilemez yöneticisi Fikret Ercan bu konuda Özkök’ün tam yetkili kurmay başkanı olarak çalışıyor…
PR konusundan Ayşe Arman sorumlu…
Ne kadar hoş güzel hatun varsa, cümlesini tek kadrajda toplayıp, “Evet, erkek dediğin Ertuğrul gibi olmalıdır..” sözünü Devlet Klasik Türk Müziği tek sesliliği içinde söyletebilecek başka bir gazeteci tanıyor musunuz?
Eskiden Türk filmleri haftada bir kez salı günleri, Türkiye’nin tek ve siyah beyaz ekranı TRT’de ekrana gelirdi.
Türkan Şoray’a, Filiz Akın’a kavuşmak için önümüzde tek engel vardı;
Türk filiminden 1 saat önce Spiker, “Şimdi, Dr. Nevzat Atlığ yönetiminde Devlet Klasik Türk Müziği Konserini dinleyeceksiniz” derdi…
Çekilmez bir dertti…
Şimdi, Enis Berberoğlu’nun Nevzat Atlığ’ı, Özkök oldu…
Berberoğlu’nun Şoray’a ne zaman kavuşacağını kestirmek kolay değil.
Bilirsiniz;
Türk filimleri her zaman iyi sonla da bitmezdi!
Önder Somer’lerin, Ahmet Tarık Tekçe’lerin, Erol Taş’ların hangi taşın altından çıkacağını en değme tahminciler bilemezdi…
Ya Hürriyet Ankara!
Hürriyet’in tarihinde Ankara koltuğu hiç bu kadar boş kalmadı!
Fikret Bila’lar, Metahan Demir’ler, Şükrü Küçükşahin’ler, Faruk Bildirici’ler hiçbir koltuğu bu kadar istemediler!
Hürriyet’te dengeleri 'medyanın yeni malkoçu’nun akınları değiştirdi!
Teşbihde hata olmaz; Bizans’ın kapılarına dayanan akıncı ordusunun seferlerinden Hürriyet Ankara kalesi hiç bu kadar etkilenmedi!..
Akıncıların seferini görmeden, Ankara kalesine komutan atanamaması işte bu yüzden!
DARBE
Bu darbe teşebbüsü iddiaları giderek iddia olmaktan çıkıp, ete kemiğe bürünüyor…
Ordunun tüzel kimliğini temsil eden generallerin AK Parti’yi devirmek için şartları zorlaştırmak istedikleri açık…
“Camiye bomba, kendi uçağımızı düşürmek” iddiası ise akıla, mantığa, vicdana ters geliyor…
Evet, Türkiye topraklarında yakın ve uzak tarihimizde akıl ve vicdandan uzak gelişmeleri yaşadık ama camiyi bombalamak her türlü izahtan vareste…
Ama trilyonda bir böyle bir vahşeti düşünen var ise, sıfatı ve konumu her ne olursa olsun, o bir alçaktır.
Tabi, böyle bir olay olmadığı halde var gibi gösterenlerde alçaklık sıfatını dibine kadar hak eder.
Tanımlayamadığım her şeye ihtiyat payı bırakırım.
Taraf, Türkiye’yi yıkmak isteyen teröristlerin ölüm ilanlarını yayınlayan bir gazete.
Az karine mi bu?
ÖZÜR
Az yazı yazmamdan dolayı bana kızıyorsunuz.
Yerden göğe kadar haklısınız…
Ama canım sıkkın…
Hem özel sıkıntılarım, hem Türkiye’nin içinde bulunduğu durum beni tanımlanamaz bir ruhi pozisyona itti.
Bilmiyorum, belki hepsi kılıf.
Aslında belki tembellik yapıyorum…
Veya hepsi…
Az yazdığım için özür dilerim…
Canım sıkkın…