PKK, kuruluş aşaması dahil, verdiği kararları kendi aklı ile yapmayan&yapamayan bir terör örgütü.
Kuruluş amacı, bir yandan Türkiye’nin terörle enerjisini emmek, diğer yandan küresel güçlere hizmet etmek.
Şayet PKK’nın bu niyetinden şüphe eden unsurlar varsa, terör örgütünün son barbarca katliamlardan sonra bu tereddütleri kalmamıştır diye düşünüyorum.
Silahla, sözde insan hakkı arayan bir yapının, legal siyaset zeminine çekilmemekteki ısrarının altında, başka bir yöntemi bilmemesi ve kendi konforunu bozmaktan korkması da yatıyor.
Silahla korkuttuğu bir kesimi, demokrasi ile ikna edemeyeceğini iyi biliyor.
Demokrasinin PKK’yı eriteceği, evladı PKK tarafından kaçırılan 10 annenin isyanı ile gün yüzüne çıkmıştı.
10 kadının demokratik direnişinde bile perişan olan bir PKK’dan söz ediyorum size.
Annelerin direnişi kamuoyuna mal olduğunda, nasılda çaresiz kalmışlardı?
PKK’nın birkaç panzehiri var;
- Kürt vatandaşlarımızın demokratik direnişi.
- Güvenlik güçlerinin tereddütsüz karşılığı.
- Toplumsal soğukkanlılık.
Bence, devlet çözüm sürecini tamamen tabandaki Kürt kardeşlerimizle götürerek, PKK’yı ters köşe yapmalı.
Şunu unutmayalım;
Kürt vatandaşlarımızın yüzde 60’ı Türkiye’nin batı bölümünde yaşıyor.
14-18 yaş grubunun dışında ağırlıklı bir PKK tabanı yok.
PKK öyle bir algı meydana getiriyor ki;
Kendisinin ateist bir yapıya ait olduğunu Kürt vatandaşlarımıza unutturmaya çalışıyor.
Büyük İslam alimlerini çıkaran Kürt vatandaşlarımıza anlatmamız gereken bir numaralı konu aslında bu.
Dershanelerin oyunu!
Dershanelerin dönüşümüne az bir süre kaldı.
İktidar partisinin getirdiği yeni düzenlemeye uyum sağlamaya çalışan dershaneler olduğu gibi, bu değişim sürecinin acısını çalışanlarından çıkarmaya çalışan dershaneler de var.
Hükümetin dershanelerle ilgili yasal düzenlemeyi gerçekleştirmesinin ardından bir çok dershane sahibi çalışanlarının ücretlerini ödememeye başladı.
İçeride parası olan çalışanlar birikmiş alacaklarını almak için görevlerine devam ettikçe de, hesapları giderek kabarıyor.
Dershane sahiplerinin yasal boşluktan istifade etmemesi için, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya, dershane çalışanlarına yönelik yasal haklarını koruyucu bir düzenleme yapmasını öneriyorum.
Talat Atilla/Güneş