‘Taharet alırken makata su kaçarsa oruç bozulur mu?’ diye sordular ilk. Merak ettiler bunu ciddi ciddi. İçerde nasıl bi’ film çevrildiğine bağlı.. Normalde teknik olarak mümkün değil.
Diyen olmadı.
İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi; damızlığa çekilen deve sidiğinin tüketilmesi gerektiğini söyledi.
‘Deve sidiği şifalıdır.’ dedi.
Herkesin aynı oksijenden faydalanmasını kendine şiar edinen aynı cenahın muteber kalemi Dilipak:
‘Tamam oksijen için oksijen makinası lazım. İyi de, kenevir oksijen fabrikası gibi çalışıyor. Ama onun dişisinin tepe yaprağında esrar var. İyi de kardeşim kolonya içince de kafa yapar, hem de daha zararlı. Bedava, her eve bahçeye, balkona oksijen, bitki hayvan herkes için.’
Diye buyurdu.
E tabii, beyin bedava. Son cümlede kenevir oksijeni kendini belli etmiş mesela. Derin, felsefi bi’ iş çıkmış ortaya..
Mis gibi oksijen eşliğinde otur sabaha kadar cümleyi öğelerine ayır. ‘Bitki hayvan herkes için.’ Kısmına gelince, Orhan Veli’nin divit kaleminden çıkmış gibi, kiraz dalları arasından akıp giden rüzgâr gibi, şiir gibi.
‘Yatağın şekli’ dedi, bir ilahiyatçı..
‘Yorgandan battaniyeye varıncaya kadar insanı, bilhassa erkeği gıdıklayan cinsel dürtüleri rahatsız eden bir yapıda olmamalıdır.’
Yanmayan kefenden haberimiz vardı da; gözlerini hafifçe kısıp, işaret parmağıyla mevzua davet eden ateşli battaniyeyi hiç duymamıştık.
Ya o mor ışıklar altında leddin vele distiri eşliğinde raks eden yorgana ne demeli ? Ne edep kaldı ne haya, bozuldu yorgan, battaniye ve nevresimler birer birer..
Ucuna overlok çekilmemiş kilimden, asimetrik duran çerçeveden, küpeştesine nemli bez konulmuş pencereden haber vermedi ama.
Umarım tahrik gücü düşük nesnelerdir bunlar, bekliyoruz yeni fetvaları merakla.
Pek meşhur başka bir ilahiyatçımız:
‘Bir ilimizdeki sokaktan hayretler içinde geçtim. Meğer o sokak genç kız ve erkeklerin yoğun geldikleri bir yermiş ve dışarıda, içeride Avrupa'nın herhangi bir merkezindeki görüntüyü aksettiriyordu. Dışarıda dört genç kızımız bira içiyorlardı.’
Dedi yakın zamanda.
‘Dört genç kızımız’ dedi. ‘Bira içiyorlardı. Dışarıda..’
Sayın hocamız, Ak Parti ‘büro çalışanı’ kardeşimizin lüks aracının içinde yerli ve milli içkimiz ayran pipetiyle burundan pudra şekeri çekmesini nasıl değerlendiriyor acaba?
Ben biraz araştırdım, burundan çekilen pudra şekeri dünyayla bağlantıyı kesiyormuş.
Uzaya giden ilk insan Sovyetler Birliği’nden çıktı; Yuri Alekseyeviç Gagarin.. Ay'a adım atan ilk insan ABD’den çıktı; Neil Alden Armstrong..
Bu durumda; pudra şekeri çekerek uzaya giden ilk astronot da bizden çıktı.
Avrupa bizi kıskanmasın da ne halt etsin ?