Sizce yolsuzluk iddiaları gerçek dışı mı?
Peki öyleyse neden soruşturulmaktan korkuyor Başbakan?
Yolsuzluk yoksa Başbakan neden 4 has bakanını feda etti?
Bakanlarından eminse “Beni rahatlatacak bir deklarasyonla ayrılın” der mi bir Başbakan?
İfadeye çağrılan oğlunu arabasına alıp alabilirseniz alın havası attıktan, Yargı ve polisi kontrolüne aldıktan ve oğlunun soruşturmasını engelledikten sonra “Yolsuzluk yapan oğlum olsa evlatlıktan reddederim” der mi bir Başbakan, gözümüzün içine baka baka milleti enayi yerine koyarak?
Paralel devleti, yolsuzluklar olmasaydı Başbakanın öğrenmesi dolayısı ile bizim öğrenmemiz mümkün müydü?
Başbakan’ı birileri rahatsız etmeselerdi Başbakan paralel devlet var diyecek miydi?
Peki! paralel devlet mi, çete mi yoksa devlet mi daha tehlikeli?
Hangisi daha çok istismarcı, rüşvetçi veya daha fazla yolsuzluk yapıyor?
Başbakanlar bir paralel devlet tehlikesinden veya dış tezgahla karşı karşıya olduğumuzdan bahsediyorlarsa durumu çok ciddiye almak gerekir. Hemen devlet kuruluşları, muhalefet partileri toplanmalı konudan haberdar edilmeli ve büyük bir ciddiyetle gereken kanuni ve idari önlemler alınmak durumundadır.
Halbuki ne oldu? Başbakan gezilere çıktı. Eşiyle birlikte el ele seyahatlerde pozlar verdi. Ne güvenlik zirvesi yaptı ne MGK’yı topladı ne de söylemi dışında devlete yakışan, devlet aklının olduğu bir önlem aldı. Tayinler ve görevden almalar oldu ama bu sorunun dillendirildiği kadar ciddi bir önlem değildi. Yolsuzluk soruşturmalarını önlemeye yönelikti. Paralel devlet oluşturmaktan veya dış tezgaha alet olmaktan dolayı kimse suçlanmadı, ceza almadı, tutuklanmadı ve soruşturmaya uğramadı.
Bu ülkenin çok sorunu, sıkıntısı var. Fakat acilen çözülmesi gereken sorunlarından başta gelenlerinden biri Recep Tayyip Erdoğan sorunudur. Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin oturmuş, yararlı kuralları gelenekleri ve kurumları dahil her şeyini alt-üst eden, devlette, yargıda itibar bırakmayan, devletin kurumsallaşmasını tersine çeviren Başbakandır. Artık, TBMM Başkanı ve eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in ifadesi ile bağımsız yargı kalmamıştır. İnanın samimi söylüyorum içinde bulunduğum Yasama organı da tamamen Tayyip Beyin kontrolünde bir kurumdur. Yürütme ise zaten bildiğiniz gibi tamamen Tayyip Beyin çiftliği durumundadır.
Bir ülkede adalet bitmişse gerisi boştur. Üstelik bizim dinimizin temeli de adalete dayanır… Adalet, zalimin elinde zulmün sopası olmuştur…
Tayyip Bey öncesinde bir çok olumsuzluk sayabilirsiniz ama Ülkenin ekonomisi kötü olduğu zamanlar veya dövizinin bittiği dönemlerde dahil bir devlet ve devlet anlayışı vardı. Artık devlet eşittir Recep Tayyip Erdoğan. Var mı aksini iddia edebilecek babayiğit?
“Allahü Tealanın tüm vasıflarını üzerinde toplamış lider” diyebilen muhakkak şirke batmıştır ama bu ve buna benzer cümlelerin söylenmesine sebep olan olanın hiç mi kabahati yoktur? Kendini seçilmiş görüp gösterenin hiç mi suçu yoktur, Ey Müslümanlar?
Gelinen noktada devletin ruhuna el Fatiha!
Recep Tayyip Erdoğan ve yandaşları için rahmetli Sezai Karakoç’tan birkaç satır aktarayım;
“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
Halbuki biz sussak tarih susmayacak.
Tarih sussa, hakikat susmayacak.
Onlar sanıyorlar ki, Bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
Halbuki; Bizden kurtulsalar,
Vicdan azabından kurtulamayacaklar.
Vicdan azabından kurtulsalar,
Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar.”
Neyse, Odaklanmamız gereken konu; Ülkeyi, devleti ve toplumu bu garabet durumdan kurtarmaktır.
El birliği ile…