Sağ ve sol kavramları siyasetin üst kavramlarıdır. Düzgün işleyen, istikrarlı ve demokratik düzenlerde veya demokrasi dışında halk mücadelesi olan rejimlerde anlamlıdırlar. Bizim gibi yarı demokratik ve ahlaki kaos yaşayan rejimlerde anlamlarını yitirmişlerdir. Soruyorum, Mevcut algı dışında gerçek anlamları ile düşünürsek CHP bir sol parti midir, AKP bir sağ parti midir?
Sağ-sol kavramları Türkiye’de ideolojik anlamlarını, dolayısı ile siyasi anlamlarını yitirmişler ve kültürel bazda (Sağcı dindar, solcu laik) kalmışlardır. Halk nezdinde şu mevcut koşullarda sağcı veya solcu olmak ne kadar anlamlıdır? Daha doğrusu özellikle solcu bir parti olmak yani din karşıtı bir algıyla devam etmek ne derece anlamlıdır?
Yanlış anlaşılmasın; Solcu olmanın nerede ise dinsizlik anlamına geldiği bir ülke gerçeği varken, siyaset kavramlarını yerli yerine oturtmamız şart iken olan durumdan bahsediyorum. Yoksa, CHP’nin bir Sosyal demokrat parti olması gerektiğine ben de inanıyorum ama bu koşullarda “CHP’nin bir sol parti olması gerek”, ”Sağdan adam gelmesin” veya “Sağ politikalar izlenmesin”, “Sol politikalar lazım” demenin ne kadar gerçekçi olduğunu tartışıyorum…
Önce siyasi zemini düzeltmek, kavramları yerli yerine oturtmak, mevcut algıyı değiştirmek, partiyi halka açmak sonra siyasetin üst kavramlarını kullanmak daha doğru değil mi?
Ayrıca, CHP kadrolarına yeni kişilerin dahil edilmesine CHP’nin sağcılaşması demek yerine CHP’nin halkla irtibatını artırması, halkçılaşması demek daha doğru bir cümle değil mi bu koşullarda?
Zaten gerçek bir sosyal demokrat parti de halka ve halkın değerlerine azami saygıyı duyan, ilgiyi gösteren, sorunlarına çözüm üreten parti demek değil midir?
CHP, Ankara’da, Hatay’da, Bursa’da, Üsküdar’da veya birkaç benzeri yerde sağa mı kaymıştır yoksa halkla ilişkisini mi düzeltmiştir, iyi tahlil etmek gerekir. Örneğin Ankara’da CHP klasik kendi oyunun 10-11 puan üstüne çıkmıştır. Onbinlerce seçmen ilk defa CHP’ye oy vermişlerdir. Kötü mü olmuştur? Parti sağcılaşmış mıdır yoksa halkçılaşmış mıdır?
Bunları niçin yazdım?
Sanki CHP sol, sosyal demokrat parti olma konusunda gerekli tüm koşulları oluşturmuşta sağdan gelen 3-5 kişi bırakmıyormuş gibi bir hava basılıyor…
Hala 12 Eylül Darbesi sonrası oluşan siyasetin yanlış kavram ve yapısından medet uman, bu sistemi devam ettirmek isteyenler var…
Yanlış anlaşılma olmasın…
***
Aslında bu yazımda Diyarbakır Belediye Başkanı olduktan sonra ilk demecinde petrolden pay isteyen Gülten Kışanak’ın sözlerini tartışmak istiyordum. Bildiğim kadarıyla zaten belediyeler mücavir alan içerisinde çıkarılan madenlerden pay alabiliyorlar. Kışanak’ın demeci bu durumu bilmediğini mi gösteriyor yoksa Kışanak çok daha farklı bir konudan mı bahsediyor, tartışmak istiyordum. Belki sonraki yazılarımda değinirim.
Sanırım önümüzdeki yıl en fazla tartışılan konulardan biri de AB yerel yönetimler özerklik şartı veya BDP’lilerin deyimi ile özerklik olacak…