Geçen Cumhurbaşkanlığı seçimlerini hatırlıyor musunuz?
AKP’nin cumhurbaşkanı adayına direnenlere karşı kıyamet koparılmıştı, “Neden alnı secdeye değen Müslüman bir cumhurbaşkanımız olsun istenmiyor?” diye…
Sanki önceki cumhurbaşkanlarımız başka dinlerdenmiş, ilk defa Müslüman biri cumhurbaşkanı seçilecekmiş gibi yukardaki cümleyle propaganda yapılmıştı. Meclis’te yapılan son Cumhurbaşkanlığı seçiminden, yani Abdullah Gül’ün seçilmesinden önce, 2007 Genel Seçimleri de bu tema üzerine kurulmuş ve yoğun bir propaganda ile seçimlerden beklenenin üzerinde bir oyla çıkılmıştı. 22 Temmuz’daki seçimlerde AKP yüzde 47’lik bir oy oranı yakalamıştı.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ilk defa halka gidiyoruz. Bu defa müslüman bir cumhurbaşkanı istiyoruz, dindar bir cumhurbaşkanı seçeceğiz diyen var mı?
Neden yok?
Hem de ramazan ayında olmamıza rağmen…
Neden yok, ayrı bir tartışma konusu, önemli sebepler var ama bu sefer ben samimi dindar bir cumhurbaşkanımız olsun istiyorum…
Tabi ki cumhurbaşkanında aramamız gereken özellik öncelikle liyakattir. Bilgili, birikimli bir vatansever olması, çağdaş dünyayı bilmesi, deneyimi, temiz bir geçmişe sahip olması, adam olması her şeyden önemlidir ama ben bu nitelikler yanısıra inadına dindar bir cumhurbaşkanı istiyorum.
Ekmellettin İhsanoğlu, 71 yaşına rağmen bu kampanyada gösterişsiz bir biçimde namazını da kılıyor, orucunu da bu yaz sıcağına rağmen tutuyor. Diğer 2 adayında dinle diyanetle ilişkisi pek fazla yok. Özellikle adaylardan Recep Tayyip Erdoğan, hem yolsuzluklarla şaibeli biri hem de din istismarcısı olarak tanınıyor. Bu seçimde dindar kimliğini Ekmelettin İhsanoğlu karşısında ön plana çıkaramadığından, dolaylı yoldan propaganda yaparak sanki Gazze’de ki insanlık dramı çok umurundaymış gibi Müslüman katliamını ön plana çıkarıyor. Sanki çok Müslüman sevdalısıymış gibi bir hava veriyor. Bununla oy avcılığı yapmaya çalışıyor.
Eğer öyle olsa İŞİD’in katliamlarına karşı da konuşurdu...
Eğer öyle olsa Kürecik radarının Filistin’in İsrail’e yönelik attığı füzeleri anında bildirmesine mani olurdu…
Eğer öyle olsa İsrail’e Barzani’nin ucuz yakıtını satmazdı…
Eğer öyle olsa İsrail ile ticaret hacmimizin rekor kırmasına izin vermezdi….
Eğer öyle olsa İsrail’in OECD’ye girişine veto koyardı…
Eğer öyle olsa TIRlarla silahın Suriye’ye İŞİD’e gitmesine bu derece sahip çıkmazdı…
Eğer öyle olsa İsrail’in ABD’deki yarı resmi temsilcilerinden aldığı Cesaret madalyasını iade ederdi…
Eğer öyle olsa çok konuşmaz samimi olarak bir şeyler yapmaya çalışırdı…
Ben bu yalancı, sahte dindarlardan, siyasal İslamcılardan bıktım.
Samimi bir dindar ama çağdaş, demokrasiye ve demokrasinin laiklikle olabileceğine inanmış bir cumhurbaşkanı arıyorum…
Bu kişi Ekmelettin İhsanoğlu’dur.
Yoksa sizin derdiniz ne samimi dindarlık ne İslam ne demokrasi ne laiklik ne çağdaşlık değil de illa da ne şekilde olursa olsun “Tayyip” olsun mu?
Yoksa siz “Ne halt ederse etsin yine de Tayyibe oy veririm” diyen yüzde 35’den misiniz?
Size sözüm yok…
Ben bu sefer dindar, çağdaş, demokrat, bilgili dürüst, deneyimli, demokrat ve laik bir cumhurbaşkanı istiyorum…