Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Şaşkınım. Gerçekten şaşkın…
Mülkiye gibi bir okulu bitirdim. Çok iyi hocalardan eğitim aldım. Maliye Bakanlığı’nda Hesap Uzmanlığı yaptım. AB’de Brüksel’de stajyer memuriyet yaptım. MSB’da Bakan danışmanlığı yapıp özellikle F-16 gibi hassas projelerde çalıştım. Çok birikimli devlet adamları tanıdım. 17 yıl devlet tecrübesi, bir o kadar özel sektör ve STK deneyimi, 20 yıllık siyasi birikime ilave olarak 7 yıllık parlamenter deneyimime ve sürekli okuyan biri olmama rağmen şaşkınım…
Erzurumlu, 70’li yıllarda Erzurum’dan otobüse binmiş Ankara’ya geliyor. Moladan sonra otabüsünü aramış, bir çok otobüs, hepsi de biri birine benziyor. Şaşırmış, otobüsünü karıştırmış. Çıkmış bir otobüse, “Hele bakın dadaşlar ben bu otobüsün yolcusu muyem?”
Şimdi ben de size soruyorum; Ben bu Türkiye’nin vatandaşı mıyım?
Türkiye’nin milli politikaları nedir bilemiyorum.
En son Barzani’nin Referandumunda da milli politikamız nedir bilemedim, anlayamadım.
Milli politikalar söz konusu olduğunda ülkemin çıkarları dışında hareket etmem, etmek istemem. Belki muhalefette bir siyasetçi olarak esasla ilgili olmayan üsluba ilişkin konularda eleştiriler yapabilirim ama Türkiye’nin menfaatleri ve ulusal çıkarları konusunda yanlış adım atamam.
Şunu biliyorum; Hükümetin her söylediği milli politika değildir ama devletin zaman boyutu dikkate alındığında her konuda bir milli politikası vardır. Daha doğrusu olmalıdır.
Son Barzani Referandumu’nda muhalefet etmekle birlikte esas konusunda milli politikaya aykırı düşmemek istedim. Devlet aklının durduğu yerde durmak istedim. En fazla söyleyeceğim; Biz de bu amaca hizmet ederdik ama biz daha üsturuplu yapardık, daha iyi kotarırdık olurdu. Fakat Referandum konusunda ki devlet politikasını yani milli politikayı anlayamadım. Anlayanı da görmedim, duymadım. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir gece ansızın” Kuzey Irak’a girmekten bahsetti. Tüm gazetelerin manşetindeydi. Hatta Musul ve Kerkük’te duvarlara dahi yazılmış. Ancak aynı gün Başbakan Yıldırım, “Her kes işine gücüne baksın, savaş-mavaş yok, teröre karşı ufak tefek operasyonlar yapıyoruz işte” dedi. Ertesi gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, vanayı kapatmaktan, ekonomik ambargodan söz etti, Ekonomi Bakanı Zeybekçi, ekonomik ambargonun Türkiye’nin çıkarlarına uygun olmadığını söyledi. Takip eden gün Cumhurbaşkanı Erdoğan kandırıldığımız söyledi. Anlayamadım, kandırılan kendisi mi, devlet kurumlarımız mı idi? İkisi de çok vahim tabi ki... Pazar günü de Erdoğan, Barzani’ye hitaben “Yeniden yanlıştan dönerlerse kardeşlerimizin yanında oluruz” dedi.
Bunlar birkaç gün içindeki zik zaklar ama en başından beri de konuyu anlayamadım. Barzani’nin bir devlet kurması Türkiye’nin lehine mi aleyhine mi? Milli politikamıza aykırı ise neden Referandum yaptırdık? İstersek önleyebilirdik. Aylar önce açıklanmış Referandum kararına son haftaya kadar tepki vermedik. Niçin?
Eğer destekliyor isek neden bu kadar çok “Durun” diye bağırıyoruz, tatbikatlar yapıyoruz, asker sevkediyoruz? Niçin, böyle bir devlet kurulması işimize gelir, biz de destekliyoruz demiyoruz?
Bundan sonraki politikamız ne, bağırmak dışında?
Devlet aklı ve milli politika demek Erdoğan’a tabi olmak mı?
Lütfen, Barzani Referandumu konusunda uygulanan Milli politikamızı, devlet aklını anlayan biri bana anlatsın yada anlayan birinin yazısını refere etsin de öğreneyim.
Aynı şekilde Hollanda ile yaşadığımız krizde adamlar seçimlerimiz var, bu hafta bakanlarınız gelmesin dediği ve Dışişleri Bakanımızı kabul etmedikleri halde, bir bakanımızı kara yoluyla Hollanda’ya göndertip tarihimizde ilk olarak bir bakanımızın sınır dışı olmasını, kulağından tutulup atılan bir kaçak durumuna düşmesini sağladığımızda da devlet aklının nerede olduğunu bulamamıştım. Ben de bazı ‘milliyetçi’ gençlerimiz gibi portakalları soymak yerine bıçaklamak istedim ama öğrendim ki Hollanda’ya bizden gidiyormuş…
Hala Hollanda ile neden kavga ettik, sonuç ne oldu, milli menfaatimiz nerede idi anlamış değilim…
Bir şey söyleyeyim; Ben Rus uçağı düşürüldüğünde de milli politikamızı anlayamamıştım. Almanya ile kapışmamızda da anlayamamıştım. Suriye ve 1 Mart Tezkeresin de uygulanan politikada da…
Güya devlet adamı olsun diye yetiştirdiler ama ben devlet politikalarını, milli politikaları anlayamıyorum artık…
Galiba Milli politikalarımız çok gizli yürütülmeye başlandı…
Konu Erzurumlunun otobüsünü karıştırdığı otobüs fıkrasından karışık… Çünkü işin doğrusu bu defa Erzurumlu değil, şoförlerimiz otobüslerini karıştırdı…
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 27407 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |