Sizlere epeyden beri okuduğum kitapların tanıtımı yapmadım. Galiba en son Yalçın Küçük’ün bir kitabını tanıttım diye yorumcularımızdan bayağı bir eleştiri alınca kitap tanıtımına ara verdim. Halbuki Yalçın Küçük, tanımadan-bilmeden bana çok haksız eleştiriler yapan biri… Buna rağmen ben kitabını tanıtıyorum, yorumcularımız Yalçın Küçük gibi bir adamın kitabını nasıl tanıtıyorsun diye demedik bırakmıyor. Üzülmüştüm. Neyse, bayramda okuduğum kitaplardan biriyle tekrar kitap tanıtımlarına başlıyorum; Şatafatlı Mağlubiyet, İslamcıların İktidarla İmtihanı, Levent Gültekin, Doğan Kitap.
Levent Gültekin, yılların İslamcı bir yazarı ama kendi tarafı ile ilgili olarak ta özeleştiri yapabilen, düşünen, analiz yapabilen biri… AKP zihniyeti ile gelinen noktayı çok iyi tespit etmiş. Benim burada yıllardır sizlerle birlikte yaptığım eleştirileri derli toplu, dört başı mamur bir halde kitapta görebilirsiniz. Ben kitabı, birkaç eksik gördüğüm nokta dışında çok beğendim. AKP ile aldanışını ve yıllarını verdiği İslami ideolojinin iktidarda çöküşünü çok iyi anlatmış. En başta, girişte İslam ve İslamcılık ayrımını çok güzel yapmış,
“İslam ‘barış’ derken, İslamcılık ‘çatışma’ diyordu. İslam ‘dürüstlük’ derken İslamcılık ideolojisi ‘her yol mubah’ diyordu.
İslam ‘liyakat’ derken, İslamcılık adam kayırmayı mazur gösteriyordu.
İslam toplumlara huzur vaat ederken, İslamcılık huzursuzluğun kaynağı olup çıkmıştı.
İslam ‘Dinde zorlama yok’ derken, İslamcılık insanlara zorla din dayatıyordu.
İslamcılık, İslam’ı da değersizleştiren, öğüten büyük bir mekanizmaya dönüşmüştü.
Hem ülkeyi hem de İslam’ı yutan, yok eden bir canavar.”
Ve Gültekin, İslamcılık için yine giriş bölümünde bir cümle ile müthiş bir tespit yapmış;
“Devlette söz sahibi oldu ama toplumdaki bütün cazibesini kaybetti”
Gültekin, İslamın çağdaş bir yorumuna ihtiyacı olduğunu belirtikten sonra Müslümanların batı karşısında yenilgisini 5 sebebe bağlıyor; 1-Bilimde, 2-Sanatta, 3-Ahlaki alanda, 4-Yaşam alanında yenilgiler ve 5-Kadını anlamamak…
Tabi, ki AKP ve Tayyipçilere de çok ağır eleştirileri var. Bir yerde şöyle demiş,
“Tayyip Erdoğan benim gençliğimi, hayallerimi, geleceğimi, ideallerimi, inancımı, bugüne kadar gözüm gibi koruduğum tüm maneviyatımı elimden aldı.
Dinin topluma değer katacağına olan inancıma büyük darbe indirdi.”
Kendi deyimiyle yılların “mahallelisi”nden çok çok ağır suçlamalar bunlar ve bana göre son derece haklı… Şu cümle üzerinde bir az düşünür müsünüz lütfen;
“Alnında secde izi bulunan adama duyulan o itimadı yok etti”
Bu cümle, son derece haklı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın, zihniyetinin ve ekibinin İslam’a verdiği zararı net olarak ortaya koyuyor… Başka söze gerek var mı?
Kitap bu kadar değil, Kanal 7’den, Hayrettin Karaman’a kadar bir çok somut konu, olay ve kişi ele alınmış. “Ak Partililere çağrı” bölümü ise son derece ilginç…
Benim Gültekin’e yazımın başında belirttiğim eleştirim ise şu; Gültekin, birçok eleştiriden ve gösterdiği çözüm yollarından sonra Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hakkını teslim etmemiş veya edememiş, bunca güzel tespite rağmen… Halbuki, Mustafa Kemal, Bilge Begoviç’ten çok önce bir doğu toplumunu şekillendirmesini becerebilmiş tek ve olağanüstü liderdir.
“Şatafatlı Mağlubiyet”i mutlaka okumalısınız.