Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Ankara gazetecileri bilirler.
Genel başkanlık dönemi dahil en kolay ulaşılan lider Deniz Baykal'dı!
Ev telefonunu mutlaka kendisi açar, sakince "Buyurun" derdi.
İlk zamanlar Baykal'a en rahat evden ulaşıldığını bilmiyordum.
Bilen gazeteciler de saklıyordu!
Gazetecinin gazeteciye dost olmadığını bildiğim için çoğunu iyi tanısam da gazetecilerden her zaman az dostum olmuştur.
Neyse...
Yıllar önceydi.
Baykal, CHP Genel Başkanı ve ana muhalefetin lideri...
Tv'de söylediği "Bana ev dahil her yerden ulaşılır" sözünü test etmek için evinin numarasını buldum.
İkinci çalmada açınca şaşırmıs, biraz heyecanlanmış, çokça da saçmalamışdım!..
- Buyurun!
+ Kimsiniz?
- Deniz.
+ Hangi Deniz?..
- Siz kimsiniz? Kimi aradınız?
+ Ben Talat! Deniz Beyi aramıştım ama!..
+ Talat derken!
- Yanlış mı aradım acaba?..
+ (Sinirlenerek...) Deniz benim kardeşim, bennn!..
(Bundan sonraki sözlerimle, afferdersiniz sıç....... kalmayıp, bir de üstüne sıvamıştım!)
- Ben Deniz'i değil, Deniz Baykal'ı arıyorum!
+ Kardeşim, akşam akşam canımı niye sıkıyorsunuz? Tövbe...Tövbe...
-Dıııııt!.. Dııııııt!..
Baykal, çat diye suratıma kapatmıştı telefonu!
Haklıydı!
Lakin arayan çömez bir muhabirdi!
Kapatmadan önceki "Kardeşim, akşam akşam canımı niye sıkıyorsunuz? " kelimesindeki tonlamadan, aradığım kişinin Deniz Baykal olduğunu anlamıştım ama artık geçti!
Allak bullak olmuştum...
'Bela iş başında" filminde "Başaramıyacağım Hank. Üşüyorum dostum. Her tarafım üşüyor. Beyaz bir ışık görmeye başladım. Lanet olsun ışık bile beyaz! " çaresizliği ile...
'Wanted' filmindeki
"Bugünün bitmesi ne kadar iyi olabilir ki? Yarın sabah her şey yeniden başlayacak.” duygusu arasına sıkışan bir adam düşünün!
O bendim!
İmdada Karl Marx’ın ünlü aforizması yetişti.
"Zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var ki?.. ”
Kaybetmeye alışkın, sıradan bir muhabirin kaybedecek zinciri bile yoktu!
Kafamda Baykal'ı arayarak haddini bildirecek (!) kelimeler biriktirirken telefonum çaldı.
Arayan sürpriz bir isimdi!
- Ben Deniz Baykal...
The Exorcist- Şeytan filminde yüzü gözü aniden şişen Linda Blair'in “Anne, neyim var benim?” dediği an gibiydi.
Ama gardımı da almıştım.
Huyum kurumuyor.
Mutevazi insana karşı ondan daha mutevazi olurken..
Kibirli insana da ondan daha kibirli davranıyorum.
Bu sefer cahilce, finali beklemeden üst perdeden aptalca bir tonlamayla yanıt verdim!
+ Ben de Talat Atilla!
- (Gülerek..) Talat Bey tanıyamadım. Özür dilerim. Nasılsınız? Buyurun lütfen.
Düsüncelerimden, kendimden utanmıştım...
Ruhum fay hatları çukuruna düşmüş gibiydi. Toparlamaya çalıştım.
+ Estağfurullah hata benim Sayın Baykal. Küt diye sekretersiz telefonda karşıma çıkınca toparlayamadım. Ben özür dilerim. Bu telefondan sizi zaman zaman arayabilir miyim diye sormak için rahatsız etmiştim.
- Akşamları rahat oluyorum. Tabi ki istediğiniz zaman. Kolay gelsin!
+ Mahçup oldum. Tekrar özür dilerim. Rast gelsin...
Dostluğumuz da zaman zaman haberlerle ilgili kavgalarımız da o gün başladı, vefat edene kadar da devam etti.
Allah şanına layık ağırlasın...
SEÇİM KARARI!
İktidar, seçimin ertelenmesi ya da ertelenmemesi kararını net olarak veremiyor.
Erteleyemez.
Çünkü...
Görünür yasaya göre mümkün değil!
Erteleyebilir.
Çünkü...
İstediğinde yapılamaz denilen her şeyi 20 yıldır realize (!) ettikleri biliniyor!
Erteleyemez.
Çünkü...
Depremin ekonomik ve siyasi bedeli giderek ağırlaşacak, ağırlaşan süreç oylarını düşürecek.
Erteleyebilir.
Çünkü...
Depremin ekonomik ve siyasi artçıları gelmeden, başta Katar olmak üzere gelecek yardımlara da güvenerek Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle seçimi erteleyebilir!
Henüz karar ver(e)mediler ama başta iyi parti olmak üzere diğer partilerle örtülü ama yakın temas devam ediyor!
DEPREMLER, KIYAMETİN FRAGMANI MI?
Büyük deprem afeti yaşanınca çok kişi "Kıyamet mi geliyor? " sorusuna yanıt aradılar.
Olabilir.
Bilmiyorum.
Allah bilir.
Kıyamet dahil bir çok konuda "Allah bilir! " deyince, en çok islam alimleri adına fikir yürütenler kızıyor!
Ortaya attıkları tezler paramparça oluyor ya.
İşte bunun için kızıyorlar...
Ateist olmak kişisel bir tercih, sadece tespit için yazıyorum.
Ateistlerin umrunda bile değil!
Kıyamet alametleri diye binlerce kitap yazıldı.
Yine diyorum.
Sadece Allah bilir.
Belge mi?
Buyurun...
Lokman Suresi/ 34.
"Kıyamet saati hakkındaki bilgi yalnız Allah’ın katındadır; O, yağmuru yağdırmakta; rahimlerdekini bilmektedir. Hiç kimse yarın ne elde edeceğini bilemez; hiç kimse nerede öleceğini bilemez; ama Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır."
Peki, kıyamet depremle mi gerçekleşecek?
Evet, bu soruya net yanıt verebilirim.
Kıyamet depremle kopacak...
Belge mi?
Kuran-ı Kerim 331 Hac süresinin 1. ayeti...
" Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir! "
TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 26430 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |