Savcılık çağırdığında MİT Müsteşarı davete icabet etseydi ne olacaktı?
1-Yapılan suç iddialarını tatmin edici bir şekilde cevaplayabildiği için yani suçsuz olduğu için serbest kalacaktı.
2-Gerçekten suçlu ise tutuklanacaktı.
Peki, Başbakan ne yaptı, yapıyor?
Savcıya göndermediği gibi bir de hiç kimseye tanınmayan bir zırhla yani alelacele çıkarmaya çalıştığı bir kanun maddesi ile Müsteşarın sorgulanmasının dahi önünü kapatmaya çalışıyor. Savcı, polis ve o cenahtan gördüğü herkesi görevden aldırıyor, devlet kurumlarını çarpıştırıyor.
Başbakan, bir anlamda Müsteşarın suçlu olduğunu zımnen kabul etmiş oldu… Kimse Müsteşar suçsuzdur diyemedi ama bir Başbakan Yardımcısı “Suç işlemeden soruşturma yapılamaz” gibi bir söz söyledi. Başbakan ve iktidarın amacı ne?
Kendilerini korumak mı?
Ülke unutuldu mu?
Vatandaş nezdinde algı nasıl oluştu?
Vatandaş bu gün kafası karışık ve güç halen iktidarda olduğu için çok şey söylemez ama sezgisi ile kanaatini oluşturmuştur; “Bunlarda öbürlerinden farklı değil”, “Biz adam olmayız” gibi cümleleri henüz duymamışsanız yakında çok duyacaksınız…
Diğer yandan, bu işler çok yukarılardan destek almıyor, dışarı ile hiç ilgisi yok diyebilir miyiz?
Çok gizli Oslo görüşmeleri nasıl sızıyor? Kim sızdırıyor? Niçin sızdırılıyor?
Oslo görüşmeleri sızdıktan ve MİT’in yaptıkları faş edildikten sonra suçlar ortaya dökülmüş olmuyor mu?
Uludere’de nasıl oluyor da devlet 34 vatandaşını öldürüyor ve konuyu 2 aydır aydınlatamıyor. Olayın yabancı ülkelerden gelen bilgilerle oluştuğu kesin. Olay sadece bir iç mesele olarak geçiştirilebilir mi? Bulunduğumuz bölge dünyanın tüm güçlerinin oyun oynadığı bir alan. Biz bu durumu unutarak sanıyoruz ki tüm oyun bize ait. Dünyadan bağımsız kendi kendimize demokrasi oyunu oynuyoruz. Sanıyoruz ki İsrail “One Minute”u sineye çekti!
Çin hiç siyasetle ilgili değil, sadece ucuz işçilikle üreten bir ülke, hele bizimle hiç ilgisi yok!
Almanya’nın tüm derdi ekonomi!
Rusya kendi derdiyle uğraşıyor!
Tek bir ABD var ve yalnızca Türkiye’yi ve Türkiye’de de iktidarı destekliyor!
İngiltere artık Ortadoğu ile uğraşmaktan bıktı!
Fransa emperyal olmayı terk etti!
Musevi ve Hıristiyanlar bizim İslami kurumlarımızı veya hocalarımızı asla desteklemezler!
İran, Irak, Suriye casusu olmayan, olsa da beceriksiz casusları olan ülkelerdir!
Ben her zaman bu köşede tartıştığımız konuları iç siyasetteki şartlanmışlıklarımızdan ayrı tutmamız gereğini savundum. Bu konuları ve sorularımı muhakkak ki daha fazla objektif olarak tartışmamamız lazım. Yüz yıl önce uluslararası güçler bizi yendiler, tekrar yenilmek istemiyorum.
Ha, unutmadan iki soru daha sorayım; 1-İşler bu safhaya geldikten ve her şey ortaya döküldükten sonra Hükümet duruma hakim olabilir mi? 2-Bu oyunun gizli oyuncuları bu işi burada bırakırlar mı?