Özellikle makamını tasfiye etmeye kalkan Başbakan Yıldırım her fırsatta tutturuyor, “Bu ülkenin rejimi 1923’ten beri cumhuriyettir. Kararı millet vermiştir. Değişmez, değiştirilemez” diyor. Kimse ona demiyor ki cumhuriyet unvanı değiştiriliyor, Cumhuriyet unvanı kalıyor tabi ki… Ama demokrasi yolunda ilerleyişimiz durduruluyor, az da olsa kalan demokratik değerlerimiz ve binlerce yıllık geleneğimiz yok ediliyor…
Şu cümleme bir itirazınız var mı?
Bir ülkede 1-Kuvvetler ayrılığı yok ise, 2-Yürütme yani hükümet denetlenemiyor ise, 3-İfade ve medya özgürlüğü yok ise demokrasi yoktur.
Sanırım buna kimsenin itirazı yoktur. Öyleyse devam edeyim.
Referanduma sunulan anayasa ile getirilen budur; Olan demokrasimiz de yok ediliyor. Hiç şüpheniz olmasın. (Ayrıca, binlerce yıllık Kutadgu Bilig’den çok iyi bildiğimiz hakanlı-vezirli, Osmanlı’da yaşattığımız padişahlı-sadrazamlı, Cumhuriyet döneminde devam ettirdiğimiz cumhurbaşkanlı-başbakanlı geleneğimizde tarihe gömülüyor)
Demokrasi yok ise sistemin/rejimin/ülkenin adında cumhuriyet olmasının ne önemi var?
İran İslam Cumhuriyeti, Mısır Arap Cumhuriyeti, Suriye Arap Cumhuriyetinde mi demokratik yaşarsınız yoksa Birleşik Krallık’ta (İngiltere) mı?
Suriye cumhuriyet, İngiltere krallık…
Sanki derdimiz ülkenin unvanı…
Olan kıytırık demokrasimiz de elden gidiyor Sayın Başbakan, 2 başlılık palavrasıyla bu milleti daha fazla enayi yerine koymayın!
Kim anlatmıştı inanın hatırlamıyorum ama olay çok ilginç olduğu için unutmamışım;
Mısır’ı 40 yıl yöneten Mübarek dönemi. Bir seçim öncesi Mısır Radyo ve Televizyon müdürünün de olduğu bir toplantı yapılır ve seçimlerde Mübarek’in yüzde 86 oy alacağı kararlaştırılır. Müdür’e de seçim sonuçlarını bir hafta sonra bu şekilde ilan etmek üzere hazırlık yapması talimatı verilir. Ancak, son anda seçimden hemen önce yüzde 86 oranı yüzde 95’e çıkarılır ve Müdür’e bildirilir. Müdür, şekilleri şemaları, videoları 86’ya göre yaptırdığı için oranı değiştiremez. Yayını mecburen 86 olarak yapar. Müdür hemen ertesi gün görevden alınır.
İşte bize de getirilmek istenen bu… Böyle bir seçim ve geçim düzeni.
İster rejim, ister sistem deyin…
Fark eder mi?
Abartıyor muyum dediniz?
Madem abarttığımı düşünüyorsunuz siz Anayasa değişiklik metnini dikkatli bir okuyun lütfen. Bu fıkrayı da abarttığımı söyleyenlere ithaf ediyorum;
Bir televizyon kanalı her ülkeden bir kadın seçerek karı koca aldatması üzerine bir araştırma yapmak ister.
Soru şudur; Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız ?
İşte çeşitli cevaplar;
İsveçli kadın, “Benim neyimi beğenmedin? diye sorardım” der.
Rus kadın; “Hiç bir şey sormam ve direk evi terk ederim” der.
Fransız kadın, “Sevgilime gider beni teselli etmesini söylerim” der.
İtalyan kadın, “Kadını öldürürüm” der.
Yunanlı Kadın, “Kocamı da onunla yatan karıyı da öldürürüm” der.
İspanyol Kadın, “Kocamı alnından vururum” der.
Türk kadın, “Benim Herif Yapmaz” der.
Evet, bizimki böyle bir şey yapmaz, demokrasimize göz dikmez değil mi?
Vallahi yapar ve bizim vatandaş “Yapmaz ama yaparsa da helal olsun” bile der. Zaten fıkrayı uyduranlar eksik yazmış. Muhtemelen Türk kadın, “Benim Herif yapmaz ama yaparsa da helal olsun” demiştir…
Hadi onun kinin kimseye zararı yok. Ya evetçilerin?
İzan, iman, irfan…