Soma Faciası gerçekten canımı çok sıktı, çok üzdü… Çok fazla etkilendim… Gelişmemiş bir ülke olduğumuz gerçeği yanı sıra, ne kadar geri kalmış bir toplum da olduğumuz gerçeğini de bu felaket yüzümüze haykırdı sanki…
Aslında aklımda başka konuları yazmak olduğu halde, örneğin AİHM’in son kararı, bir türlü beceremedim. Başka konulara motive olamadım… Şimdi bile zorlanıyorum. Kolay değil tabi… İnsan yaşamında böyle felaketler bir kere olur sanırım en fazla… Yani inşallah başka bir benzer deneyim yaşamam, yaşamayız…
Salı akşamı Meclis’te Plan Bütçe Komisyonu’nda çalışmalara ara vermişken maden kazası ile ilgili ilk bilgileri arkadaşlardan duyunca çok şaşırmadım. Alışılagelmiş bir kazadır diye düşündüm, ne de olsa Türkiye’de sık sık olan olaylardandı… Ancak daha sonra televizyonları izleyince madende 700 küsür insan olduğunu duyunca bir felaketle karşı karşıya olduğumuzu anladım. Afyon’daki patlamada olduğu gibi yine gece gerçeği açıklamayacaklar ve zamana oynayarak, sabahı bekleyerek tepkileri kontrol etmeye çalışacaklardı. Nitekim öyle oldu. Gece 12’lere kadar 17 olarak açıklanan ölü sayısı sabah 201 oldu. Kriz yönetimi açısından çok anormal değil ama medyanın kontrol edilebilmesi bu kadar olaya rağmen yine de garibime gidiyor…
Biz CHP olarak Soma madenleri ile ilgili Manisa Milletvekillerimiz öncülüğünde bir araştırma önergesi vermiştik. Kısa bir zaman önce bu önerge görüşüldü ve AKP oylarıyla reddedildi. Bunun parti olarak bu aşamada gündeme gelmesinin doğru olmadığını, daha sonra Meclis’te konuşmamızın doğru olacağını kararlaştırmıştık ama basın dile getirdi… Fakat asıl Başbakan Erdoğan detaylı ve hatalı olarak konu edince tüm kamuoyu konuyu öğrendi… Facia siyasileşti… Bence buradan çıkarmamız gereken ders; Siyaset yapma tarzımız siyasi partiler olarak özellikle iktidar partisinden başlayarak çok sorunlu ve mutlak değiştirmemiz gerekir… Ne muhalefet iktidarın her şeyine karşı çıkmalı ne de iktidar ben sayıca güçlüyüm ne desem o olur, hele muhalefet derse hiç olmaz mantığında olmamalı…
Başbakan Erdoğan, bu kaza sırasında çok kötü bir sınav verdi. Olayın olduğu Salı akşamı hemen Soma’ya gitse en azından tepki almayacakken Çarşamba öğlen gitti ve halkın en kızgın anında sert bir tepkiyle karşılaştı. Olağanüstü polis, jandarma ve koruma ordusuna rağmen makam aracının yumruklanması, aynasının kırılması, markete sığınmak zorunda kalması, 02 plakasının sökülme lüzumu bunların hem de Soma gibi küçük, tepkisiz ve AKP’li bir kasabada olması ilginçti… Erdoğan hem arabayı hem de karizmayı çizdirdi… Gerçi tapanları hemen bağıra çağıra itiraz edecekler ama asıl onlar yüzünden bu kadar egosu şişkin ve narsist olmadı mı Tayyip Bey? O tapanlar, Tayyip Beyi kötü bir meçhule doğru götürdüklerini düşünmüyorlar mı hiç?
Soma Faciasının siyasete alet edilememesi gerekir. Nitekim ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu bu yönde tek laf etmedi… Hiç istismar etmedi. Fakat Başbakan Erdoğan’ın olayı kabullenmemesi, sorumluluk almak istememesi, her şeyi çok iyi yaptık, mükemmel bir organizasyonla her türlü önlemi aldık türü lafları insanları çileden çıkardı. Düşünebiliyor musunuz, yaşadığımız dönemin en büyük felaketlerinden biri oluyor ve hatalı olan veya sorumlu olan tek kişi yok. Hatamız yok yaklaşımı ve bu işin fıtratında kazalar var sözleri ediliyor. Vallahi başka ülkede olsa bunları söyleyen Başbakan’ı söylediklerine pişman ederler. Hele Başbakan’ın 1800’lü yıllardan, en fazla 1900’lerin başından verdiği örneklerle toplumu aptal yerine koymaya çalışması tam bir skandaldı… 300 civarında vatandaşımızı kaybettiğimiz bu hadisede bile konuyu siyaseten tartışıyorsak cumhurbaşkanı seçimlerinde ve genel seçimlerde neler yaşayacağımızı bir düşünün…
Soma’da devletin ve iktidarın hataları çok var. Ancak, biz toplum olarak ta hatalıyız. Bize bir şey olmaz mantığını atamıyoruz bir türlü… Bin defa olmuyor ama 1001’incide öyle bir oluyor ki, feryadı figanımız arş-ı aladan duyuluyor… Ne zaman normale döneceğiz?
Ne zaman sorumlu bir devlet anlayışına sahip olacağız?
Soma bize ders olmalı ama nasıl olacak ki bu kafayla?
Ölenlere Allah’tan rahmet Türkiye’ye baş sağlığı diliyorum.