Son haftaya girdik. Bir aday olarak çok yoğun bir dönem geçirdim. Hergün 12-15 saat sürekli olarak sahadaydım. Toplantılar, ziyaretler, esnaf gezileri, radyo ve televizyon programları, onbinlerce insanla tanışma, sürekli dinamik ve ilgili olma… Ankara taşrasında özellikle Polatlı’da yoğun ve iyi bir çalışma yürüttük. Yorucu oldu normal olarak ama yorgunluğun nasıl bir etkisi olacağı pazardan sonra belli olur. Zira, başarı yorgunluğun ilacıdır.
Çok ilginç bir seçim kampanya dönemi yaşadık. Çok fazla dikkat çeken konu var; Örneğin kasetler. Eğer, MHP kasetler konusunda dirense, “Bunlar montaj, komplo, özel hayatları” gibi şeyler söylese, istifaları geciktirse MHP biterdi. MHP tereddüt etmeden istifaları alınca oyun ters tepti, erimesi beklenen MHP toparlandı. Siyasi tarihe geçecek bir olay yaşadık.
Diğer bir konu ise BDP’nin bu seçimlerden istifade ederek özerklik ilanına kadar varabilecek taşkınlıklarının, bekledikleri dış desteğin gelmemesi nedeniyle ertelenmesi idi. BDP oldu-bittisini gerçekleştiremedi ama hala aynı yolda. Açılımın yanlış yürütülmesi sonrası BDP’yi durdurmak kolay değil.
Bu seçimin diğer bir özelliği ise Tayyip Bey’in gerçekten çok aşırı şişkin hale gelmiş olan egosu nedeniyle AKP’nin epey bir puan kaybedecek olması. Tayyip Bey’den artık yakın çevresi dahi rahatsız. Kimseyi dinlemiyor, herkesi küçümsüyor, yada tehdit ediyor. Bana inanın bir çok yorumcu AKP’nin puan kaybında Tayyip Bey’in tavrının etkili olduğunu önümüzdeki hafta sık sık yazacaklar.
Katılmayanlarınız olacaktır ama bana göre bu seçimlerin gerçek galibi Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Tek başına müthiş bir performans gösterdi. Seçimin sonuna doğru temposu ve enerjisi daha da yükseldi. Daha vurucu ve etkili konuşmaya başladı. TRT’de yandaş basına karşı onları sükuneti ve mantığı ile deliye çeviren programı hala dillerde. Ben izleyemedim ama ilk fırsatta CHP sitesinden izleyeceğim. Kılıçdaroğlu, “bürokrasiden gelen siyasetçi olamaz” algısını da tekrar yıkmış oldu.
Seçmende bir sessizlik var. Normal, parti üyesi olmayan seçmende pek tepki yok gibi görünüyor. Bu AKP korkusundan olabilir ama bu sessizlik bir sürpriz de getirebilir. Eğer, bu son hafta seçmeni etkileyebilecek yeni bir oyun sahneye konamaz ve başarılı olunamaz ise AKP’nin işi zor. Ben seçmendeki sessizliği ve seçime karşı ilgisiz görüntüyü AKP için hayırlı görmüyorum.
Bir tespitim de kadınlarla ilgili; AKP’yi iktidara kadınlar taşımıştı. Bu seçimde de kadınlar başrolde olacaklar gibi duruyorlar. Sanki sessiz sedasız Kılıçdaroğlu destekleri olacak. Sebep, aile sigortasından faydalansın veya faydalanmasınlar, kadına verilen önem…
Hala karasız olduğunu söyleyenler olduğunu ve gerçekten de kararsızlar olduğunu görüyorum. Onlara bir tavsiyem var. Otursunlar bilgisayar başına ve birer Kılıçdaroğlu ve Erdoğan programı izlesinler. Şu gazetecilerin soru sordukları programları. Karşılaştırsınlar, hangisi daha samimi ve bilgili kanaat getirsinler. Hala bazı şeyleri görmeyenler belki bu şekilde bazı gerçekleri yakalayabilirler.
Yine de yakalayamaz iseler durumlarına baksınlar. Varlıkları ve borçlarına, alacak ve vereceklerine… Çok idealist iseler gözlerini yumsunlar ülkenin geleceğini görmeye çalışsınlar.
12 Haziran seçimleri ülkemiz ve yurttaşları için hayırlı olsun.