7 Haziran Seçimi sonrası önemli 2 sorun ortaya çıktı; Demokrasi ve terör. Tabi bunlar iç içe geçmiş konular. Terör varsa demokrasi sorunu da vardır veya demokrasi yoksa terör vardır gibi özetlenebilecek iç içe geçmiş konular…
7 Haziran Seçimi aslında demokrasi açısından çok iyi neticeler verdi;
1-HDP Türk oylarını da alarak barajı aşıp Meclis’e girdi. Bu PKK’ca yürütülen yılların silahlı mücadelesinin bir anlamda artık tümüyle siyasetle devam ettirilmesine imkan sağlama sürecinin başlangıcıydı. Yani toplumsal barış ve huzur açısından çok olumlu bir sonuç ortaya çıkmıştı.
2-Siyasal İslam ilk olarak demokratik yollardan tek başına iktidarı kaybetmişti. Bu durumun sonucu kurulacak olan koalisyon bir İslam toplumunda ilk defa bir demokrasi örneği oluşturacaktı.
3-Had safhasına ulaşmış olan toplumsal ve siyasi kutuplaşmanın bir AKP-CHP koalisyonu ile son bulma ihtimali ortaya çıkmıştı.
Demokrasi açısından seçim sonucu oluşan bu ve buna benzer fırsatlar kaçırıldı… Sadece demokrasi değil, toplumsal açıdan da kutuplaşmanın son bulması yönünde büyük bir fırsat kaçırıldı. İnşallah kaçmamış ertelenmiştir…
Demokrasi sorunu, yani Haziran Seçiminin yani milli iradenin dikkate alınmaması sorunu oluştu ama bu yetmezmiş gibi ilave olarak bir sorun daha ortaya çıktı;Terör…
Nedense terör Seçimden sonra tekrar hortladı… Demokrasinin gerçekleşememesi mi terörü doğurdu yoksa terörün ortaya çıkışı mı demokrasinin gerçekleşmesini engelledi siz karar verin… Bence analizi hiç te zor değil…
PKK, Demokrasinin yani HDP’nin başarısını hiç hazmedemedi, çünkü bu sonuç silahlı mücadelenin sonlandırılması sürecini de başlatmak demekti.
Türkiye’deki gerçek güç sahibi Erdoğan, AKP’nin tek başına iktidarı kaybetmesiyle gücünü kaybedeceğini gördü ve seçimi tekrar ettirdi…
Böylece, Seçim sonucu güçlerini yitirecek, tasfiye edilecek  iki anti demokrat unsur demokrasinin yani milli iradenin gerçekleşmemesi için aynı noktaya geldiler… Gittiler, konuştular, anlaştılar demiyorum ama ortak çıkar iki güç odağını doğal olarak aynı noktada buluşturdu. 7 Haziran’da ortaya çıkan milli iradeyi kabul etmeme…
Olanlar bir yönüyle budur, diğer yönüyle ise Türkiye’nin olumlu anlamda yönetilemiyor oluşudur. Good governence denilen anlayış yoktur. Devlet yönetiminde boşluk vardır. Mekanizma  bozulmuş durumdadır. Çok partili sistemde en fazla yetkisi ve sorumluluğu olan Başbakan by pass edilmiş , yetkileri adeta sorumsuz ve tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı tarafından adeta gasp edilmiştir. Zaten sistemin bilinçli olarak bozulduğu Cumhurbaşkanı tarafından da açıkça ifade edilmiştir.
Türkiye’de sorun kısaca farklı bir bakış açısıyla da budur. Yani sorun önemli ölçüde Türkiye yönetiminin tepesiyle ilgilidir.