Ön kabullerimiz, siyasi düşüncelerimiz ve kişisel hırslarımızı bir tarafa bıraksak bile, yüzde yüz emin olabileceğimiz çok az şey kaldı şu Dünya’da…
Aklımız bile bize eskisi kadar yardımcı olamıyor artık.
Tam da bu yüzden akıl ötesi varsayımlarla geliyor birileri.
Sözcü’nün FETÖ’cü olup olmadığını tartışıyor Türkiye…
Doğrusu soğuk ve mantığı zorlayan bir soru bu.
Peki, bu kadar tuhaf bir soru bizi neden meşgul ediyor?
Neden acaba dedirtiyor?
Feto’nun her yerde olabileceğini gördüğümüz için şüphesiz.
“Şu FETÖ’cü” dendiği anda, aklımız, “Olamaz” dese bile, ruhumuz, “Neden olmasın?” diyor doğrusu.
İyi de, dumura uğramış olsa bile akıl hiç mi işe yaramaz?
Son kelimemi baştan yazayım;
Sözcü FETÖ’cü olamaz.(bylock çıkarsa, o ayrı)
Peki bunun belgesi var mı?
Var…
Üstelik bu öyle bir belge ki, tapu senedi gibi.
Hatta, tapu’da sahtekarlık olabilir ama bu arz edeceğim belgede olamaz.
Sözcü’nün FETÖ’cü olmadığının belgesi, “Sözcü’nün patronu Burak Akbay cemaat evlerinde yetişmiştir” diyen Fehmi Koru’dur.
Sözcü; FETÖ’cü olsaydı, FETÖ’ya yakınlığı bilinen Fehmi Koru, Sözcü’yü deşifre etmek yerine gözü gibi korurdu.
Oysa, deşifre etti.
Gülen’e yıllarca başyazarlık yapmış, hatta ulaklık yapacak kadar yakın birisinin, Gülen’in gizli planını deşifre edeceğine inanmak mümkün mü?
Yüzlerce masumun FETÖ’cü diye içeri alındığına inanan bir toplumun, üzerinde FETÖ şüphesi olan birisinin sözlerine kayıtsız şartsız ikna olması tam Freud’luk…
Bu tersten bir FETÖ operasyonudur.
İkna olmayanları 1400 yıl geriye götürerek başka bir zihin kapısı açmaya davet ediyorum.
Müşrikler Peygamberimize, “Ya sen buralarda gezen bir çobandın. Şimdi peygamberim diyorsun. Hadi şu ay’ı ikiye yar da senin peygamber olduğuna inanalım. Sana da iman edelim.” dediler.
Peygamberimiz bismillah diyerek ay’ı ikiye yardı.
Şoka giren müşrikler iman etmemek için, “Ya sen gerçekten büyük sihirbazmışsın. “ diyerek yine iman etmediler.
Gelelim bugüne…
Bugün peygamberimizin ay’ı ikiye yarmadığını iddia edenlere karşı en büyük delil, peygamberimize, “Sen sihirbazsın” diyenlerdir!
Öyle ya!
Peygamberimiz ay’ı ikiye yaramamış olsaydı, müşrikler, “Bak ay’ı ikiye yaramadın” diyeceklerdi.
Peygamberimiz ay’ı ikiye yardığı için, yaramadın diyemediler ancak, “Sen büyücüsün” diyebildiler.
1400 yıl önce peygamberimizin ay’ı yardığının tartışmazsız delili müşriklerdir.
Bir akıl yürütme ile 1400 yıl önceki sırrı çözebiliyorsak, 2017’de minik bir akıl kullanma ile bugünü çözebiliriz.
Akıl Allah’ın verdiği bir nimettir.
Aklı kullanmamak nimete hürmetsizliktir.