Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Sakarya Meydan Muharebesi nerede yapıldı biliyor musunuz?
Eminim, bu sorunun cevabını çok az kişi verecektir. Maalesef tarihimizi öğretmeyi ve benimsetmeyi bilmiyoruz. Sakarya Meydan Muharebesi, işgalin vahim durumunu anlatan şu meşhur "Polatlı'dan atılan top sesleri Ankara'dan duyuluyordu" ibaresine kaynaklık eden savaştır. Subay düzeyinde çok fazla şehit verdiğimiz savaş olduğu için subay savaşı olarak da adlandırılır. Subaylar askerlerin başında tepeleri almak için süngü ile dahi hücumlara katılmışlardır. Sakarya ve Çanakkale Savaşlarındaki subay ve yetişmiş insan gücü kayıplarımız olmasa Cumhuriyet çok daha hızlı gelişme gösterirdi muhakkak ki...
Çanakkale Savaşında nasıl İstanbul tıbbiye mezun veremediyse, Sakarya Savaşından dolayı da Kayseri Lisesi mezun verememiştir denir. Son derece vahim can kayıplarına uğramışız yani... Subaylarımızı daha Polatlı'da, kurtuluşun başında yitirmiş olmamızın sonucu düşmanı İzmir'de denize döktüğümüzde adaları alacak dermanımız kalmamıştı. Tarihimizi ve Cumhuriyet kadrolarını eleştiren insafsızlar bunları hiç dikkate almazlar...
Geçen hafta 13 Eylül'de Polatlı'da Sakarya Savaşı kutlamaları sırasında konuşmaları dinleyip, temsili savaş canlandırmalarını izlerken çok şey düşündüm. Anadolu dahi elimizden alınmış, çok büyük sıkıntılar, yokluklar çekmişiz ve biz hala ne noktadan bu ülkeyi döndürdüğümüzün farkında değiliz...
Sakarya Savaşını yitirsek Anadolu'dan önemli ölçüde atılmış olacaktık. Şimdiki devletin ve toplumun gücü hiç olmayacaktı. Ne din, ne özgürlük, ne güç iddiası! Bu açık gerçekleri dahi kendi toplumumuza anlatamıyoruz. Sakarya Savaşının geçtiği bana göre artık kutsal o toprakları nasıl bilmiyorsak, durumun vahametini de bilmiyoruz. Bir satılmış çıkıp "Keşke Yunan galip gelseydi" dediğinde ne kadar alçaldığını göremiyoruz. Bir hain çıkıp kurtuluş mücadelesi için "Gerçek savaşlar değildi, abartılıyor sadece Yunan ile göstermelik savaşıldı" dediğinde dersini veremiyoruz...
Bilinçli, kararlı ve inançlı olmak her şeyden önce bilgili olmayı gerektirir. Törenler sırasında keşke bu töreni sabah ezanından sonra yapsak ve tüm çocuklarımızı bu alana getirebilsek duyguları ile izledim. Töreni bu yıl Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na bağlı Milli Parklar Genel Müdürlüğü yaptı. Bakanı ön plana çıkarmaya çalışmalarının dışında tören başarılıydı da. İnşallah gelecek yıllarda çocuklarımızın daha fazla katılımı ve bilinçlenmesi sağlanır.
Sakarya Savaşı subay savaşıdır denir ya anormal subay kayıplarından dolayı, o yıllara benzer şekilde şimdi de subay sıkıntısı çekiyoruz. Savaş uçaklarımızı kullanacak subaylarımız dahi eksik. Pakistan’dan dahi pilotlarımız için eğitmen istedik, ABD izin vermedi. Hem kara hem hava hem de donanmamızda çok eksiklikler var. Bu eksikliklerin nedenlerinin temelinde bilinçsizlikler var bence. Yeterince bilinçli insan gücümüz olsa bu kadar kolay ordu ve devlet ele geçirilir miydi? Cumhuriyete, devlete bu kadar güvensizlik ve inançsızlık olur muydu? Devletin başındaki kadro dindarlar suç işlemez, hain olmaz mantığında olup körleşirler miydi?
Geçenlerde bir gazeteden kestiğim yazıya baktım. 2002 tarihli. Başbakan Bülent Ecevit’miş o tarihte. Barzani, bağımsız devlet ilanından söz etmiş o günlerde. Başbakan Ecevit, kırmızı çizgimizdir, askeri müdahalede bulunuruz anlamında bir cevap vermiş. Konu çok alevlenmeden kapatılmış. Peki, neden şimdi Barzani bağımsızlık referandumu yapacağını açıklayınca benzeri tepkiyi verememiş, askeri müdahaleden bahsedememişiz? Bakmayın 22 Eylül’de MGK toplanacak, karar alacağız demesine. Kararlı olan, gücü olan şimdiye değin yapacağını yapardı. Zaten tepki veremeyişimizin çok önemli bir sebebi de subay sayımızın yetersiz olduğunun, ordumuzun gücünün önemli ölçüde yittiğinin maalesef herkesçe bilinmesi değil mi?
Ah, Ergenekon, Balyoz ve Kozmik Oda'nın savcısı, Fetö'nün ortağı Erdoğan ah! Senin günahın "Allah affetsin" denilmekle sıyrılabileceklerden hiç değil…
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 25412 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |