Bal yiyen baldan usanır. Ben de siyaset yazmaktan usandım.
(Bal, lafın gelişi. Siyaset yazmak sirkeden beter!)
Bugün siyaset yerine fizik, hatta fizik kurallarını aşan meşhur CERN deneyimi üzerine yazmak istiyorum.
CERN deneyimi birçok bilim adamının, “TANRI PARÇACIĞI” nı bulmayı hedeflediği popüler bir uğraş.
En azından tüm dünyada böyle biliniyor.
BBC bu deneyle ilgili tüm dünyaya ilginç bir haber geçince, bu konuyu yazmak şart oldu.
BBC’nin haberi şöyle;
İtalya'da Alplerin kolu olan Apenin Dağları'nın altında bir laboratuardan 700 kilometre ötedeki diğer laboratuara fırlatılan nötrinoların hedefe saniyenin milyarda biri kadar önce vardığını hesapladılar. 15 bin defa ölçüm yapan bilim adamları sonucun kendilerini şaşırttığını, bu nedenle ABD ve Japonya'dan başka kuruluşlardan da bağımsız şekilde bu ölçümleri değerlendirmelerini istediklerini açıkladı.
Araştırmacılar o zamana dek bu bulgulara temkinli yaklaştıklarını söylüyor.
Albert Einstein'e göre hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemez.
Ancak doğrulandığı takdirde bu deney, Albert Einstein'in Özel Görelilik Kuramının bazı kısımlarını tersine çevirebilir, evrenin nasıl işlediğini açıklayan yasalar alt üst olabilir.
Tüm modern fizik teorilerinin yeniden gözden geçirilmesini dahi gerektirebilir.
Bununla beraber araştırma grubu "sistematik hata" dedikleri durumun oluşması halinde istenildiği kadar ölçüm yapılsın, yine aynı hata, yani hız sınırının aşıldığı gibi bir izlenim elde edilmesi riski bulunduğunu, bu nedenle ölçümlerini kamuoyuna ilan ettiklerini bildirdi.
Doktor Antonio Ereditato ve ekibi bu konuda üç yıldır araştırma yürütüyordu.
Ereditato "Hayalim başka bir bağımsız deneyde de aynı sonucun alınması - o zaman rahatlayacağım" diye konuştu.
Ereditato, "Ama şimdilik hiç bir şey iddia etmiyoruz. Toplumun bu çılgın sonucu anlamakta yardımcı olmasını istiyoruz - çünkü bu çılgınlık ve elbette sonuçları da çok ciddi olabilir" dedi.
CERN MERKEZİNDE HİNDU TANRISI
Habere, ve haberin öznesi CERN deneyine çıplak gözle baktığımızda, “Allah’ı arayan bilim adamları” algısı öne çıkıyor.
-Şayet böyle ise- İslam dini açısından bu araştırmaya baktığımızda araştırmanın hiçbir sakıncası yok.
Zira Hadislerde Allah’ın, “Alimler benim tercümanımdır” sözüne sık rastlarız.
Alimin de, İslam ya da İslam dışı olanı olmaz.
Alim, alimdir.
İnancı kendisini, eserleri ise dünyayı bağlar.
“TANRI PARÇACIĞI”nı aradığını iddia eden CERN deneyimine, kuvvetli şüphe ile bakmamızı gerektiren net olgular nedense hem Türkiye, hem de dünya basınında görmezden geliniyor.
Bu yazımda ortaya koyacağım bazıları net, bazıları yoruma açık, bazıları inanç gerektiren olguların hedefi asla bilim, ya da bilim adamları olamaz.
CERN MERKEZİNDE HİNDU TANRISI
Tam aksine.
Bilimin, Yahudilik ve Hinduizm’i egemen kılmak için araç olarak kullanılıp kullanılmadığını beraberce gözlemlemek istiyorum.
CERN deneyleri Fransa-İsviçre sınırında bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde gerçekleştiriliyor.
Bilim adamları yerin altında Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda "Büyük Patlama"yı taklit etmeye çalışarak, "Tanrı parçacığı" olarak da bilinen Higgs Boson parçacığının varlığını bulmaya çalışıyorlar.
Şimdi sıkı durun;
İlk şok;
CERN deneyinin yapıldığı bu Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nin girişinde ne var biliyor musunuz?
Tahmin ettiğiniz gibi önemli bilim adamlarının heykeli ya da sözleri değil, bu bilim yuvasında sizi ilk karşılayan bir Hindu tanrısının heykeli.
Bir bilim yuvasında, üstelik tüm zamanların keşfini yapmayı hedeflediğini iddia eden Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde, bir dine mensup inancın tanrısının heykeli neden dikilmiş olabilir acaba?
Şayet dinlere olan saygı ya da bir psikolojik güç alınma hedefi var ise, yeryüzünde inanılan tek din Hinduizm mi?
Bu soruların bir cevabı olmalı…
CERN'İN TANRISININ ANLAMI: YOK OLUŞ!
Cevap aramaya dikilen heykeli inceleyerek başlayalım;
Heykelin adı: ŞİVA
Şiva, Hinduizm Tanrılar hiyerarşisinde en büyük tanrı.
(Hindular öyle inanıyor)
Şiva, hem yok oluşu hem de varoluşu simgeliyor.
Heykelin simgelediği bir başka unsur ise, kabala.
Shiva'nın elinde "alev topu" olarak görülen şey aynı zamanda yine Kabalist bir sembol olan gözlü beş parmaklı eli temsil ediyor.
Kabala bilindiği gibi insanların iradesini elinden almaya çalışan, bir başka açıdan değerlendirildiğinde, köleleştirmeye çalışan yapıyı oluşturmaya çalışan bir akım.
5 rakamı bu heykelde de temsil ediliyor.
İlginç bir tesadüftür ki, Pentagon’nun binası da beşgendir!
Tarihin en büyük buluşlarından birisini gerçekleştirmeye çalıştığını iddia eden bir bilim yuvasının tam girişindeki Hindu tanrısının bilimle ne işi olabilir sizce?
Tuhaf kelimesi bu durumu açıklamaya aciz kalıyor.
Akılla izah edilebilir bir fotoğraf değil bu.
Oysa bilimin rehberi akıl değil miydi?
Uzun süredir beynimi zorlayan bu sorunun cevabını bulmaya çalıştım.
DÜNYAYI YOK EDEREK MARS'A TAŞINMAK İSTİYORLAR!
Doğrusu kuvvetli bir cevap buldum.
Madem bu fotoğraf akılla izah edilemiyor, benim bulduğum cevabın da aklı zorlayan bir yanıtı olması gerekir.
CERN’de aranan Tanrı Parcacığı değil, ÖLÜMSÜZLÜK!
Paralel evrenler, sınırsız enerji, zamanda yolculuk vs. bunlar bir detay.
Aranılan şey ölümsüzlük.
Size bir sır daha vermek isterim;
Aradıkları parçanın adını, “Tanrı Parcacığı” olarak perdeliyorlar, aradıkları, simyada geçen ölümsüzlük parçası.
“Tanrı Parcacığı” diyerek, bilimsel yolla Allah’ı ispat etmek gibi bir istekleri olmadıkları halde, kendilerini perdelemek için böyle bir isimle yola çıktılar.
CERN deneycileri Tanrıyı bulmak değil, Tanrı olmak (Haşa) için yola çıktılar!
Yazdıklarımın benim için mayınlı alanlar olduğunu biliyorum, yazdıklarıma beyninizi bloke etmemeniz ve CERN deneycileri ile ilgili somut olguları önyargısız görmeniz kafi.
Yazdıklarıma şaşıranlar olabilir ama henüz sizi gerçekten şaşırtacak, muhtemelen de sarsacak olanları yazmadım.
CERN’deki Şiva heykeli’nin hem yok oluşu hem de varoluşu simgelediğini açıklamıştım.
İşte bunun çok gizli bir anlamı var.
CERN deneycileri Mars’a taşınmak için hazırlık yapıyorlar.
Bir başka gizlenen gerçek ise, Mars’ta hayat olmadığı!
Oysa Mars’ta hayat var ve bu gizleniyor.
CERN deneycilerinin rüyası şu;
Zamanda delik açarak, dünyayı yok etmek ve Mars’a taşınmak!
Bizim 1 senemiz uzayda 70 sene ise, uzayda 70 yıl insan için yüzyıllar boyu sürecektir.
Hatta ortalama insan ömrünün bu hesapla 1000 olacağını hesaplıyorlar.
Bu çalışmalarını hızlandırmalarının sebebi de Maya takviminin 2012’de bitmesi.
Maya’lılar 2012’de kıyametin kopacağını iddia ediyorlar.
CERN deneycileri Kabala, Simya, astroloji, masonik yapılanmanın teşekkül ettiği Lucifer (şeytan) bir yapıdır.
Bu birleşimin akmayı düşündüğü havuz ise; DECCALİYET’TİR…
PEKİ NE OLACAK?
CERN deneycileri dünyayı önemli ölçüde etkileyecek, büyüleyecek, hatta hipnoz altına alacak bir yapıyı kurmayı başaracaklar.
İstediklerine önemli ölçüde yaklaşacaklar ama EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLAMAYACAK!
Dini bakışla da, “ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAK”
CERN DENEYİNİN YAPILDIĞI MERKEZİN GİRİŞİNDEKİ O HİNDU TANRISI
BÜYÜK HADRON ÇARPIŞTIRICI
CERN KAMPÜSÜNDEN GÖRÜNTÜ