Niye bu günler tatile çağırır?
Öyle hissederiz.
İnsanlar uzun kış günlerinde öfke biriktirirler.
Çünkü yorulurlar.
Rutin iş hayatından, sorumluluklardan, koşuşturmalardan, ortada hiçbir şey yokken endişelenmekten, gelecekten umudu kesmekten...
Bunlar üstünüze öyle bir gelir ki; Bu durumda serinlemek en iyisidir!
O zaman yollar bizi bekler.
Mavi deniz.
Muhteşem gün batımı.
Orada olmak.
Bu sihirli düşünce gelince aklımıza.
Belli mi olur?
Dakikada değişir herşey.
Tamam şöyle yapalım:
Haritayı alalım karşımıza, gözlerimizi kapatalım.
Parmağımızla hangi yeri işaret ediyorsak oraya ışınlanalım.
Hemen.
Ülkedeki en güzel turistik yerlerden birine.
Çeşme- Alaçatı'ya.
Şimdi gerekli olan şey hayal gücümüz.
Böyle bir bakış açısının herkese yardımı dokunacaktır.
Serinlemek açısından!
Çünkü hepimiz defalarca hayal kırıklığına rağmen mutluluğa inanma ihtiyacı duyarız.
Umudu kaybetmeden...
O zaman,
'Çok şanslıyız' diyelim.
'Gerçekten çok şanslıyız.'
Her gece ekmeğimizi denize katık ederken, yandaki Beach Bar'dan yükselen müziğe kulak verelim.
Mary Hopkin'in muhteşem yorumuyla unutulmaz şarkısı, those were the days my friend...
Ruhumuz dalgaların müzikle karışan gürültülü serinliğine takılıp gitsin. Bu hayal dünyasından uyanma zamanı geldiğinde.
Peki şimdi ne yapacağız?
Mola verdik bir daha deneyeceğiz.
Tabi ki, bu zor günlerde zamanın yükünü paylaşacağız.
Hep beraber olmayı seçeceğiz.