Uzun süredir yazıyorum;
CHP ve MHP’nin, “Cumhurbaşkanı siyaset dışı olsun” tezi, çürük bir önermedir. Bu tezin tek satırlık saltanatı vardır;
“Madem siyaset bu kadar kötü, siz niye siyaset yapıyorsunuz?” yanıtı, bu tezi çökertmek için yeterlidir.
Öyle ya;
Madem siyaset bu kadar kötü, Ajda Pekkan’dan Orhan Gencebay’a, İbrahim Tatlıses’den Emel Sayın’a uzanan yüzlerce seçeneğimiz vardı!
Siyaset, her gün Dünya’yı yeniden keşfediyormuş gibi yapılmaz.
Bakın; 2 gün önce, 5’li ittifakın Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun katılacağı, MHP’nin Ayvansaray Surdibi’nde patlayan silah sesleri ve sonrasında yaşanan gelişmeler, yazdıklarımızı erkenden doğruladı.
Cumhurbaşkanı adayı ile görüşmek isteyen vatandaşları uzaklaştırmayı beceremeyen İhsanoğlu’nun koruması havaya ateş açtı.
Hem de iftar saatinde!
Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu ne yaptı?
Hızlıca arabasına binerek uzaklaştı.
Vatandaş, ismini cismini bilmediği, sesine bile aşina olmadığı bir Cumhurbaşkanı adayını merak ederek tanışmak istiyor.
İhsanoğlu’nun ekibi, vatandaşı yaklaştırmadığı gibi, zor kullanıyor.
Yetmiyor! Silah çekiyor!
Yetmiyor! Ateşliyor!
Abarttığımı mı düşünüyorsunuz?
MHP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş’ı dinleyelim;
Yani, İhsanoğlu’nu aday yapan MHP’nin İstanbul’daki bir numaralı yöneticisi ve yemeğin ev sahibini;
“Polis korumaları cumhurbaşkanı adayımıza her nedense vatandaşımızı yaklaştırmamaya çalışıyorlar. Vatandaşla korumalar arasındaki tartışmayı engellemek isteyen teşkilattan bir arkadaşımıza karşı çok ağır bir davranışta bulundular…”
Şunu diyebilirsiniz;
“Tamam da kardeşim, münferit bir olay.”
Haklı olabilirsiniz ama Cumhurbaşkanı adayı siyasetçi bir aday olsa idi, apar topar, karizmasını çizdirme pahasına kaçar mıydı?
Bir el silah sesinden dahi ürken bir Cumhurbaşkanı adayımız olduğu için mutlu olmamız mı bekleniyor?
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...