Balıkesir yolunda, lüks bir aracın sağ arka koltuğunda geldi tekrar gündeme; Neşet Ertaş’ın türküsüne eziyet ederken.
Güzelim ‘Yolcu’ türküsünü dinlene dinlene dövdü arabanın içinde. İstanbul Sözleşmesinin feshedildiği memleketimde, ‘türkülere şiddet yasası çıksın’ diyecek halimiz yoktu.
Diyemedik..
Bir türkünün maruz kaldığı şiddete göz göre göre şahit olduk.
Bir insan 40 saniye içinde; hem öfkeli, hem sevecen, hem dalgın, hem kararlı, hem bilinçli olabilir mi ?
Olurmuş / olabilirmiş.
Türküler şaşkın, yollar şaşkın, psikanaliz bilimi şaşkın, Freud şaşkın..
Sonraki çekimde kahvaltı tabağını lokmayla süpürmenin faziletlerinden bahsetti videoya kaydeden kişiye.
‘Ümit’ cim bu sünnet-i seniyyedir. Günahtır, tabakta bi’ şey bırakılmaz, çünkü niye? Bunu bulamayanlar var.’ Dedi.
Dediği doğruydu, ama kendi komikti. Herkes videodan bahsetti, mavrasını çevirdi.
Ben en çok kamera arkasını, Ümit Bey’i merak ettim. İşin zoru onda; insan şu manzaraya gülmeden, elleri titremeden, ciddiyetle nasıl çekim yapar ?
Ümit Bey ciddi, Zaytung Haber kızgın, karikatür dergileri şaşkın.
6 buçuk kilometre tempolu yürüyüşünü yaptıktan sonra spor salonunda çıktı yeniden karşımıza.
Partisinde yaş kavramının olmadığının, herkesin istediği yaşta olduğunun altını çizdiği veciz konuşmasından sonra çok seri hareketlerle gölge boksu yaptı. Sonra zıpladı, sonra ekranın solundan aktı gitti..
Ülkenin en sıkışmış, en göz ardı edilmiş sorunlarından biri de böylece çözülmüş oldu. Herkesin kendini istediği yaşta hissedebileceği bir siyasi parti vardı artık.
O gece CHP Genel Merkezinin ışıkları sabaha kadar açık kalacaktı.
Sarayın da..
Biri:
‘Siz bu adamı İstanbul’a nasıl aday yaptınız?’ diye soran seçmene ‘Ne deriz?’ sorusunun cevaplarını arayacak..
Diğeri:
‘Bir önceki seçimde müsaade etseydik şimdi İstanbul bizimdi.’ mantığının gölgesinde hayıflanacaktı.
Evet, o gece ışıklar sabaha kadar açık kaldı.
Golf sahasında çiftçinin derdinden bahsetti. Bu hal ve şerait eleştirilince kendini bir serada buldu. Serada yevmiyeci kadınların yüz ifadesi, sera sahibinin kulaklarını çınlattı.
En son; parti genel merkeziydi ihtimal, bir binanın girişinde:
‘Güçlü kadınlar güçlü Türkiye için yürüyoruz. Türkiye’nin kurtuluşu cesaretli ve güçlü kadınların emin adımlarıyla olacak.’
Dedi.
Kadınları yavaş yürümeleri konusunda uyardıktan sonra..
Usul usul yürüdüler ikişerden ‘güçlü dört kadın’ bu talimata ayak uydurarak, erkek yönetmenin arkasında.
Şimdilik karikatür serisinin son sayısı böyle son buldu.
Siyasileri abartmayın;
2005 CHP kurultayında Genel Başkanlığı az bir farkla kaybeden, Atatürk’ün koltuğunu ıskalayan adam,
2021’de tiktok fenomeni oldu.