Türkiye büyük resimde batı cenahında yer alır. Nerede ise hiçbir ülke Türkiye kadar jeopolitik, sosyolojik ve tarihi yönlerden tüm kültürel, askeri ve siyasi farklılıkların orta noktasında yer almamış, anahtar rolü oynamamıştır. Başlangıçta siyasi sebeplerle girdiği batı kutbuna Türkiye şimdi ekonomik, teknolojik, askeri ve kültürel nedenlerle de dahildir. Kutuplara dahil olmak çıkarlar veya risklerin gereğidir. Türkiye’nin kendi isteği ile batı veya doğuyu tercih edebilmesi için koşulların diğer tüm ülkeler için olduğu gibi uygunluğu şarttır. Bugün için Türkiye’nin ABD cenahından Çin’in liderlik ettiği cenaha geçebilmesi özellikle ekonomik, teknolojik ve askeri koşullar nedeniyle mümkün değildir. Ancak, şu anda oyun kurallarına aykırı olarak ABD’ye gereğinden fazla bağımlı olduğumuzu belirtmekte yarar vardır. Adeta oyundaki rolümüzü kendi bilincimizle oynamıyor, oynattırılıyoruz… (Oyunda ülkeler için çıkarlar ve riskler vardır. Bizim ülke risklerimiz yanısıra yöneticilerimizden kaynaklanan risklerimiz maalesef çok fazla…)
Büyük resimde ABD’nin etkisinde olan AB’ye girmemizi ABD çok istemesine rağmen özellikle Fransa’nın muhalefeti ile AB’ye tam üye olamadık ve önemli bir fırsatı kaçırdık. Şimdi Ortadoğu’da zaman zaman model ülke bazen ise ABD’nin off shore balancing strateji ülkesiyiz. Halbuki Türkiye olmadan yada Türkiye muhalefet durumunda olsaydı ABD çok zor durumda kalır, Ortadoğu’da adeta İsrail gibi sıkışırdı. Türkiye şu anda ABD’ne alternatifi olmayan askeri ve siyasi destek veriyor, bunları tarihten gelen ve ortak inanca dayanan kültürel ve siyasi gücü ile bölgeye yansıtıyor.
ABD’nin bölgede bir birine pek dost olmayan ülkeleri örneğin, Suudi Arabistan, Türkiye ve İsrail’i kendi cephesinde tutmayı başarması aslında küçümsenmemesi gereken bir dış politika başarısı. Ancak Türkiye bunun bedelini tahsil hiç edemezken özellikle İsrail nerede ise bölgede ABD’yi adeta kendisi için kullanıyor denilebilir.
İran ise bölgede Türkiye’nin rakibi veya simetriyi konumundaki güç. Bir önemli fark; İran daha bağımsız politikalar uygulayabilme noktasında çok daha şanslı gibi görünüyor ise de alanı çok dar… Yani ABD’ne rağmen bağımsız politikalar uygulayabilmesi nerede ise imkansız. Ancak, Çin ve Rusya’nın vazgeçemedikleri bir desteği İran’dan esirgemeleri de şu sıralar mümkün değil…
Türkiye geldiği noktada hedefleri, politikası veya stratejisi olmadığı için Irak ve Suriye dolayısı ile çok zorlanıyor ve sıkıntılı. Türkiye’nin Ortadoğu’ya ilişkin ABD dışında oluşturduğu bağımsız bir politikası yok. Ortadoğu ise maalesef nasıl oluyorsa herkesin etkileyebildiği, daha uzun sürede etkileyebileceğine benzeyen, sanki Müslümanların veya Arapların asla birlik olamayacakları bir bölge gibi görünüyor…
Türkiye, Suriye’de önemli riskler taşırken çıkarları belli değil. Diğer yandan Irak’la sorunlu, Irak’ın kuzeyi ile yani sadece Barzani ile iyi. ABD bölgede gevşerse, Irak yönetimi ilk faturayı Barzani ile birlikte Türkiye’ye çıkaracak.
Baştan da belirttiğim gibi Türkiye’nin blok değiştirme konusunda pek şansı yok ama Hükümetlerinin ve yöneticilerinin durumuna göre ABD veya batıdan çok daha fazla çıkar elde etme veya oyunu daha makul, bilinçli oynama şansı var.
Son olarak çok yakın bir gelecekte Türkiye ve İsrail’in aynı hedef doğrultusunda bu sefer açık olarak iş birliği yapacaklarını söyleyebilirim. Çünkü, ABD ve İsrail çıkarlarını biliyor ve oyunu kuralına göre oynuyor. Gerçi çoğu zamanda yanlış oynuyor ama Ortadoğu asla bundan faydalanamıyor…