13.02.2018 Tarih ve 7102 Sayılı Kanunla siyasî partilerin ittifak yaparak seçimlere girmelerine ilişkin prosedür kanunî olarak belirlenmiş oldu.
Bu kanunla yapılan iş, daha önceleri de arada bir yapılan seçim ittifaklarının bir türünün sistematik bir şekilde kanunî prosedürünü belirlemekten ibarettir.
İlk bakışta 7102 sayılı Kanunla seçim ittifakının ilk kez ortaya çıktığı izlenimi olabilir.
Fakat bu izlenim doğru değildir.
Önceki yıllarda da muhtelif kereler ve farklı şekillerde seçim ittifakları yapılmıştır.
1991 Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP)-Halkın Emek Partisi (HEP) İttifakı
SHP ile HEP 20.10.1991 günü yapılan seçimlere ittifak yaparak girmiştir.
Bu yıllarda her ne kadar Seçim Kanununda seçim İttifaklarına ilişkin kanuni düzenleme mevcut değil ise de, ittifakları yasaklayan bir hüküm de mevcut değildi.
Bu seçimlerde SHP 89 milletvekili çıkardı. Bunlardan 22’si HEP’in SHP listesinden gösterdiği adaylar arasından seçildi. Bu şekilde, HEP ittifak sayesinde 22 üye ile TBMM’de temsil imkânı elde etmiş oldu.
2011 Seçimlerinde Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku.
2010 yılında, 12.06. 2011 tarihinde yapılacak seçimlerde CHP ile Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)’nin ittifak yapması gündeme geldi ise de, bu ittifak gerçekleşmedi.
BDP, 2011 seçimlerinde “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku” adaylarını destekledi. Emek Partisi (EMEP) genel başkanı Levent Tüzel, bu Bloktan bağımsız aday oldu. EMEP, bu Blokun aday göstermediği 44 ilde bağımsız aday göstererek seçime katıldı.
Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı
Türkiye’de, 24.06.2018’de yapılan TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki ittifak kuruldu. Bunlar; “Cumhur İttifakı” ve “Millet İttifakı”dır.
Cumhur İttifakında AK Parti, MHP ve BBP yer alıyor. Bu üç parti 24.06.2018 günü yapılan TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, Cumhur İttifakı olarak katıldı.
Millet İttifakında CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi (SP) ve Demokrat Parti (DP) yer almaktadır. Bu partiler 24.06.2018’de yapılan TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, Millet İttifakı olarak katıldı.
31.03.2019 tarihinde yapılan yerel yönetimler seçimlerinde de partiler arasında farklı türlerden ittifaklar gerçekleşti.
CHP ve İYİ Parti, 2019 yerel seçimlerinde işbirliği yapmak amacıyla yaptıkları görüşmeler sonucunda 23’ü büyükşehir olmak üzere toplam 50 ilde işbirliği ve işbirliği olan illerdeki birçok ilçede ortak aday kararı aldı. Bu karar doğrultusunda bazı illerde partilerden birisi aday göstermeyerek diğer partinin adayına oy verme yönünde karar aldılar.
Cumhur İttifakında MHP, 27 büyükşehir, bir il, 431 ilçe belediyesi olmak üzere toplam 559 adaylığı AK Parti’ye bıraktı. Diğer illerde kendi adayları ile seçimlere katıldı.
HDP de, bazı il ve ilçelerde belediye başkanlığına aday göstermeyerek, tabanını Millet İttifakı adaylarına oy vermeleri yönünde yönlendirdi. HDP bu seçimlerde İstanbul, Ankara, İzmir dâhil 7 büyükşehirde aday göstermedi. Bu illerde HDP seçmenleri, parti yöneticilerinin telkinleri doğrultusunda Millet İttifakına dâhil partilerin adaylarına oy verdiler.
Seçim sonrasında, HDP’li yetkililer, özellikle “İstanbul ve Ankara’da HDP’liler oy vermeseydi CHP’li Belediye Başkanları kazanamazlardı” şeklinde açıklamalar yaptılar.
HDP’nin Millet İttifakında Yer Alıp Almaması Meselesi
HDP’nin 2023 seçimlerinde Millet İttifakına dâhil olup olmayacağı tartışılıyor.
Cumhur İttifakını destekleyenler, HDP’nin fiilî olarak Millet İttifakına dâhil olduğunu belirterek 2023 seçimlerinde HDP’nin Millet İttifakı içinde yer alacağını dile getirmektedirler.
İyi Partililer, HDP-Millet İttifakı ilişkilendirmesinden çok rahatsızlar. İyi Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, “24.06.2018 seçimlerinde CHP, İyi Parti, Demokrat Parti ve Saadet Partisi arasında dörtlü bir ittifak kuruldu. İyi Parti ile HDP ittifak içinde olamaz. CHP, HDP ile ittifak kurmak isterse, İyi Parti böyle bir ittifakın içinde olmaz” şeklinde açıklama yaptı.
HDP’li yetkililer, “HDP olarak, 2023 seçimlerine doğru giderken, ittifaklara kapalı da değiliz, teşne de değiliz” şeklinde açıklama yaparak ittifaka kapıları kapatmamıştır.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “Kürt sorununu gayri meşru İmralı ile değil, meşru HDP ile çözebiliriz. Bu nedenle HDP’nin, Meclis'te olması gerektiğini düşünüyorum” diyerek HDP’nin meşruiyetini kabul etmekle birlikte, formel ittifak konusunda bir açıklama yapmadı.
CHP, arada bir HDP’li yöneticilerle görüşmeler yapıyor, ama son zamanlarda HDP ile kamuoyuna yönelik “birlikte resim ve görüntü” vermekten kaçınıyor.
Kısaca, CHP’li yöneticiler, “HDP’yi meşru görüyoruz, onunla bazı meseleleri müzakere de ediyoruz, ama kamuoyu bu ilişkilerimizi görmemeli, görürse partimize zarar gelir” demeye getiriyorlar.
“İttifak”tan Neyi Anlamalıyız
İttifak, “beraber hareket etmek için sözleşmek”, “ittihad ve muvafakat etmek”, “anlaşmak”, “birlikte hareket etmek için mutabakat sağlamak” manalarına gelmektedir.
Siyasetteki ittifaklar da, ittifak kelimesinin bu manasından farklı değildir ve çeşitli şekillerde meydana gelebilmektedir. Burada, partiler ittifak yaparak güç birliği sağlamayı, özellikle tek başlarına ulaşamayacakları neticeye birlikte ulaşmayı amaçlarlar.
Bu ittifak türlerinden biri, 7102 Sayılı Kanunla TBMM seçimleri için açıkça ve formel olarak düzenlenmiştir.
Fakat, seçimlere yönelik siyasi ittifaklar, sadece 7102 Sayılı Kanunla açıkça formel olarak öngörülenden ibaret değildir.
Mahiyet itibariyle ittifak kapsamına dâhil olduğu halde, 7102 Sayılı Kanun kapsamına dâhil olmayan, kanunla da açık ya da zımnî olarak men edilmeyen ittifak türleri de mevcuttur.
Bu tür uygulamalar için “biz ittifak yapmıyoruz, sadece işbirliği yapıyoruz” kabilinden söylenenler, ittifakın sadece 7102 Sayılı Kanundaki formel olana özgülenmesi çabasından başka bir şey değil. Oysa ittifak denilen şey de zaten “işbirliği”nden başka bir şey değildir.
Bu vesileyle, kanuni formel ve informel ittifak türleri kısaca şu şekilde sıralanabilir:
(1) Kanunî formel İttifak. 7102 Sayılı Kanuna göre, TBMM seçimlerine katılma yeterliliği taşıyan partiler, ittifak yaparak seçime katılabilir. İttifak yapan partiler, kendi aday listelerini verirler (md. 12/A). İttifak kapsamında oyların verilme ve milletvekillerinin ittifak partileri arasında dağılma usulü vb. hususlar kanunda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı 24.06.2018 seçimlerine Kanundaki bu ittifak şekline göre katıldılar.
(2) Partilerden bazıları TBMM seçimlerine girmeyerek diğer bir partiye oy verirler. Bu uygulama, bazen kapalı kapılar ardında, bazen de kamuoyuna açıklanarak yapılır. Oyların bu şekilde belli bir partiye yönelmesi, bir “İŞBİRLİĞİ” içinde gerçekleştiği için, bu uygulama FİİLİ İTTİFAK türlerinden biridir. 2011 seçimlerinde BDP’nin, seçimlere girmeyerek “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku”na oy vermesi buna misal teşkil eder.
(3) Bir parti seçimlere katılmayarak, adaylarını bir başka partinin listesine yerleştirir ve seçmenlerini de adaylarını listesine yerleştirdiği partiye yönlendirir. Seçimlerden sonra genellikle bu şekilde seçilen milletvekilleri kendi partilerine dönerler. 1991 yılında yapılan seçimlerdeki SHP-HEP ittifakı buna misal teşkil etmektedir.
(4) Seçim ittifakı sadece TBMM seçimlerine özgü olmayabilir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de olabilir. Bazı partiler, kendi adaylarını göstermeyerek, seçmenlerini anlaştığı bir partinin adayına oy vermek için yönlendirir. Bu iş ilk tur seçimlerde olabileceği gibi, ikinci tur seçimlerde de söz konusu olabilir. 24.06.2018 seçimlerinde, sadece AK Parti, CHP, HDP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Vatan Partisi aday göstermiştir. MHP, TBMM seçimleri için oluşturduğu ittifakını Cumhurbaşkanlığı seçimleri için de sürdürmüştür. Bu kapsamda, MHP, kendi adayını göstermemiş, seçmenlerini AK Parti’nin adayına yönlendirmiştir. Büyük Birlik Partisi (BBP) de, bu seçimlerde adayı göstermeyerek AK Parti’nin adayını desteklemiştir.
(5) Siyasi partiler Belediye başkanlığı seçimlerinde de, kanunda açıkça öngörülmese de, seçim ittifakı yapıyorlar. Burada, bazı partiler, Türkiye genelinde ya da bazı illerde aday göstermeyerek seçmenlerini belli bir partiye yönlendirmektedirler. Bu işbirliği bazen kapalı kapılar ardında, bazen de aleni olarak yapılmaktadır. Bu organizasyonda her ne kadar kanuni bir prosedür ve protokol mevcut olmasa da, taraflar aday konusunda anlaşırlar ve seçmenlerini üzerinde mutabık kaldıkları adaya yönlendirirler.
AK Parti-MHP-BBP’nin ve CHP-İyi Parti-Saadet Partisi-Demokrat Partinin, Belediye seçimlerinde bazı seçim çevrelerinde ayrı, bazı seçim çevrelerinde de müşterek aday göstermeleri ve seçmenlerini de üzerinde mutabık kaldıkları adaya yönlendirmeleri, aleni olarak gerçekleştirilen görüşmelerle uygulanan işbirliği şeklinde yapılan bir ittifaktır.
HDP’nin bazı seçim bölgelerinde aday göstermeyerek CHP’li adaylara oy vermeleri ise aleni bir işbirliği şeklinde değil, gizli kapaklı görüşmeler neticesinde olmuştur. Fakat HDP’li yöneticiler ittifak adaylarını destekleyeceklerini aleni olarak açıklamışlar ve seçmenlerini de, aday göstermediği seçim bölgelerinde CHP’li adaylara yönlendirmişlerdir.
Bu son durumda, Millet İttifakı kapsamında sadece CHP’nin aday gösterdiği İstanbul, Ankara gibi bazı seçim bölgelerinde, FİİLÎ olarak CHP-İyi Parti-Saadet Partisi-Demokrat Parti-HDP İTTİFAKI gerçekleştirilmiştir. Bu FİİLİ ittifak kapsamında, bu partilerin seçmenleri İTTİFAK halinde bir tek adaya (CHP’li adaya) oy vermişlerdir.
Bu FİİLİ işbirliğinin bir ittifak olmadığını söylemek, Güneş’in ay olduğunu söylemek kadar abes ve saçmadır; gerçekliğin saptırılması çabasından başka bir şey değildir. Bir diğer ifadeyle, bu yöndeki iddialar, aynı havuza faklı bölgelerden su dökenlerin, biz aynı havuza su dökmüyoruz demelerine benzer ki, bundan daha saçma ve gerçeğin saptırılması olamaz.
Bu sebepledir ki, Millet İttifakının Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde müşterek (ortak) aday göstermesi halinde, HDP’lerin, hem ilk hem de ikinci tur seçimlerde ya da sadece ikinci tur seçimlerinde Millet İttifakının müşterek adayına oy vermeleri, benzer uygulamanın TBMM seçimleri ile Belediye Başkanlığı seçimlerinde de tekrarlanması, FİİLİ ittifakın uygulama pratiklerinden başka bir şey değildir. 31.03.2019 günü yapılan Ankara ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimleri bunun en BARİZ misalleridir.
Bu tür işbirliklerinin FİİLİ İTTİFAK olmadığının söylenmesi, bu işbirliğinin bazı partilerin tabanlarında meydana getireceği rahatsızlıkların giderilmesi amacına yönelik manipülasyon çabalardan başka bir şey değildir. Amaç ne olursa olsun, İTTİFAKIN mahiyeti değişmez. Aksi yöndeki iddialar, Halkın KANDIRILMASI amacına yönelik çabalardır.