Benim Başbakan’ın artık yönetme yetisini kaybettiğini ve artık Türkiye için sorun olduğunu yazdığım bir haftada Başbakan bunları onaylayan işler yaptı. Televizyon canlı yayınında bildiği bir konuda ağladığını takip eden hafta “Yeşile hastayım”, “Bir aşık oldum pir aşık oldum” gibi yine asıl gündemin dışında garip laflar etti. “Usta” işi bu sözler Türkiye’nin savaşın kıyısında olduğu günlerde söylenmişti. Savaşa tek gerekçe ise “Esed, müslüman kanı döküyor” idi. Size ilginç gelmedi mi?
Türkiye savaşın eşiğinde ama devrede Cumhurbaşkanı, TBMM, TSK, Dış İşleri Bakanlığı, MGK ve diğer ilgili kurumlar yok. Sadece “Tükenmişlik” yaşayan bir Başbakan ve Dış İşleri Bakanı var. Evet, bir de MİT Müsteşarı… Bu durum size ne düşündürüyor?
ABD, İngiltere gibi ülkeler Suriye konusunda parlamentolarını devreye sokarken Türkiye gibi iktidarın mutlak çoğunluğunun olduğu bir ülkede parlamentonun adının dahi anılmamasını neye bağlıyorsunuz?
***
Değerli okuyucu ve yorumcular; Ben bu sütunlarda iktidara yönelik ağır eleştirilerde bulunuyorum. Medyanın çoğunlukla iktidar yanlısı olduğu, Hükümetin makul eleştirilerden beslenme olanağı bulamadığı bir demokrasimiz var. Okuyucu ve yorumcu sayımız kısıtlı. Bu mütevazi köşede yaptığımız eleştirilere dahi tahammül edilmiyor ve bana ve diğer eleştiri de bulunan yorumculara çok ağır hakaretler ediliyor. AKP’nin iletişimi çok iyi kullanmasını, sosyal medya için timler oluşturmasını takdir ediyorum ama burasını bu ölçüde nefes alınmaz bir alan haline getirmesini anlamıyorum. Hele bazı iktidar yanlısı yorumcuların AKP profesyonel kadrolarından daha keskin olmalarını hiç anlamıyorum… Bazıları eleştirilerimi zımnen kabul edip en azından “CHP alternatifini” getirmemi istiyorlar. Daha öncede yazdım burası CHP propaganda sayfası değil. Ben de milletvekili olmadan önce burada yazmaya başladım. Burasını kim bir partinin propaganda sayfası olarak görmek ister? Yapmayın lütfen!
Sadece siyaset değil, hemen her konuda yazmağa çalışıyorum ama son zamanlarda konu sadece siyaset oldu. Hem de nezaketsiz siyaset... Ağır eleştiriler karşısında ben de yorumcularımız da daha fanatik bir dil kullanıyor, görevli yorumcular dışında bir birbirimizi üzüyoruz. Tahammüllü olması gerekenler, Edebali’ye mal olmuş ünlü sözlerle iktidar sahipleridir, unutmayalım. Gresham Yasası’nda (Kötü para iyi parayı kovar) olduğu gibi kötü niyetli yorumlar, masumane yorumları kovdu ve burası ben dahil herkesi rahatsız eden bir yer oldu. Halbuki hepimizin çok şey öğrendiği, özgür bir platformdu. İktidar için başarı mı? Hayır, sadece fanatik, tahammülsüz düşmanlar kazandı. Yazılarım ve yorumlar daha da sertleşti. Bu anlayış devam ederse sertleşeceğini görüyorum. Unutulmasın ki eleştiri olmazsa eylem olur. Tayyip Beyin Başbakan olarak serleştiği son yıllar eylemlerin de arttığı yıllardır.
Demokrasi, interaktif köşe yazarlığı bu değil… Profesyoneller dışında herkesi saygı hislerimle sağ duyuya davet ediyorum… Profesyonelleri nasılsa hallederiz…