Plan ve Bütçe Komisyonu’nda seçim öncesinin oya yönelik galiba-Galiba diyorum her an yeni birşeyler getirebilir hesapsız bir iktidar var çünkü- son “Torba Kanunu”nu görüşüyoruz. Çok çeşitli (40’ın üstünde) konulardan biri de 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunla ilgili maddeler de değişiklik yapılması. Yeni Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan’ın anlattığına göre mevcut mevzuata göre internette şahsiyet haklarınıza yönelik saldırılar olması halinde mücadele edilmesi mümkün değilmiş. Bu yeni maddeler bunu sağlayacakmış. Konunun teknik yönünü bilen yada bildiğini sanan arkadaşlar ise bunun mümkün olmadığını, teknolojinin çok hızlı değiştiğini söylüyorlar.
Düşünebiliyor musunuz sizin, eşinizin veya çocuğunuzun hakkında küçük düşürücü, ahlaka, adaba aykırı bir yayın yapılıyor ve bununla ilgili bir şey yapamıyorsunuz. Yayını kaldırtabildiğinizde ise iş işten geçmiş oluyor. Öyle bir dünya oldu ki zaten her an her yerde kameralar tarafından gözetleniyoruz. Sokakta, apartman girişinde, asansörde, işyerinde, markette, Google Earth’le her yerde… Geçen bir yerde yazıyordu; evlerimizdeki televizyon alıcıları verici olarak kullanılabilir, evimizden dışarı görüntü verebilirmiş. ABD internete bağlı olmayan bilgisayarlardan farklı frekanslar yardımı ile bilgiler almış, alıyormuş. İnanılmaz şeyler…
Her an gözetleniyoruz, her anımız kameralara kaydedilebiliyor ve her an herkes internette görüntüleri ile karşılaşabilir.
Geçen bir arkadaş, “Bu iş çok kötü, ben kendime şöyle iyi bir kaset yaptırayım da bari beceriksiz demesinler” diye espri yaptı, herkesi acı acı güldürdü.
Konu teknik ama özünde demokrasi ile çok bağlantılı. Sonuçta bu konu birey ve devlet ilişkileri ile ilgili. Sonuçta bu konu bireyin teknoloji karşısındaki çaresizliği ile ilgili. Sonuçta konu bireyin yalnızlığı kişilik hakları ve şahsiyeti ile ilgili…
Yeni bir hukuk doğuyor ama toplumsal ahlak kuralları ve anlayışı da değişiyor yada değişmeye zorlanıyor. Kameralardan ve teşhir olmaktan kaçamıyorsunuz ama yine de yalnızsınız… Yarım asır sonraki dünyayı hayal dahi edemiyorum.
Demokrasiyi gelecekte teknoloji daha yoğun bir şekilde belirleyecek…
Ha, bizim Komisyondaki kanun çalışması ne oldu? Yeni ve farklı bir düzenleme yaptık Komisyonda ama asıl olan devletin iyi niyetli olup-olmadığı… Daha önce Baykal ve MHP’liler hadiselerinde çaresiz kalan devlet Numan Kurtulmuş’ta çok hızlıydı. Konu teknoloji olduğu kadar devletin iyi niyetine de çok bağlı… Daha önce kasetler nasılsa muhalifler için çıkıyor diyen ve umursamayan devlet, bu sefer iktidara yakın olanlar teşhir edilmeye başlanınca bu hassasiyeti gösterdi. Kabul ettiğimiz maddeler yasalaşırsa özel hayatın gizliliği ile ilgili ihlal varsa hakim kararı beklenmeksizin 4 saat içerisinde yayını durdurma kararı alınabilecek. Tabi teknoloji izin verirse…
Bir de devletin durumu var. Devlet de siber güvenlik kavramı ile ileri teknolojiye sahip ülkeler karşısında çaresiz. Tüm bilgilerine başkaları sahip olabiliyor ve kullanabiliyor. Ülkenin sanal alemini durdurabiliyor veya kendi lehine sizden habersiz yararlanabiliyor.
Bir bizi gözetliyor, birini de bir başkası… Gözetlenmeyen yok…
Devlet tehlikede.