Öğleden önce geçtiği cehennem sıcağının karşısında işini yapar dönerci ustası.. ‘alnının teriyle ekmeğini kazanmak’ deyimin tam karşılığı üç beş meslekten biridir dönerci ustalığı.
Fabrika kızı, ‘Bir evi olsun ister, bir de içmeyen kocası..’
Dönerci ustasının hayalini daha yazan, besteleyen olmadı.
Ama, öğleden önce geçtiği cehennem sıcağının karşısında, işini yapar dönerci ustası.
İnce ince keserken eti yukardan aşağı, düşünür dönerci ustası. İhtimal alacağı yoktur, borcunu düşünür; kirasını, faturalarını.. Ateşin karşısından kurtulunca yuvarlayacağı buz gibi birayı düşünür. Ya da kurtulunca ateşin karşısından kılacağı namazını..
Alnından yanaklarına, sırtından beline süzülen ter içinde düşünür düşünebildiği kadar dönerci ustası.
Denizlide de var işte böyle bir dönerci ustası. Onun hemen yanında çantacı..
Önce dönerciye uğruyor Valisi Denizli’nin.
Dönerci ustası karşısında ateşin, derdinde ekmeğinin..
Selam faslının mütevaziliği geriyor valiyi. Nasıl olur da el pençe durmaz bu dönerci ustası? Nasıl tanımaz ? Nasıl sağlığına duacı olduğunu yüksek makamına arz etmez?
Nasıl ?
‘Ben fotoğrafını çekiyorum efendim’ diyor hemen yaveri. Tabi bu utanç verici vaziyeti belgelemek gerek! Dönerci ustası pozunu veriyor fotoğrafını çekmek isteyen azimli beye.. Sonra devam ediyor dönerini kesmeye.
Vali telaş içinde. Nasıl olur da dönerci eldivensiz keser eti! ‘Yahu 10 liraya döner satıyorsunuz, kurtarıyor mu bari..’ diyeceği yerde;
Egosunu eldivene sarıp, faaliyetten men kararı alıyor dükkânı anında. Kapatıyor dükkânı, eldiven takmasının yasak olduğu dönerci ustası, eldiven takmadı diye..
(Sonra içinde ‘Şahsımın yaklaşımı şahsımı da üzdü’ gibi derin anlamlar içeren bir cümlenin de bulunduğu özür metni yayınlıyor.)
Üç beş adım sonra çantacı..
‘Hayırlı işler’ diyip maske vaziyetlerine dikkat buyuruyor vali. ‘Niye takmıyorsun?’ diyor.
O takmak istemediğini söylüyor. ‘Niye?’ diyor vali, merak ediyor.
‘Gebermek istiyorum.’ diyor çantacı.. Devam ediyor. ‘Yetti, canıma yetti gari. Piyasanın haline bak. Salı günü 15 lirayla kapattım. Çarşamba günü 100 lira.. 100 liranın hepsi kâr olsa ne olur?’
Bu, cevabı henüz çözülmemiş soruya valinin ne cevap verdiği kameralara yansımıyor tabi.
Konun geçtiği yerde bitiyor son görevi başka bir valinin. Denizli de. 2003’te..
Vatandaşın imece usulüyle yaptırdığı iki köyü birbirine bağlayan köprüde, Kemaliye – Başpınar arasındaki Karasu Nehrinde, Kemaliye – Çaltı istasyonu arasındaki en uzun karayolu tünelinde, Aydın’da kültür merkezinde, Tokat’ta devlet hastanesinde, parkta, bahçede..
Dizide, filmde;
Ve siyasi görüşü, etnik kimliği, dini inancı ne olursa olsun herkesin gönlünde adı olan bir valinin son görev yeri o vilayette bitiyor, Denizli’de..
‘Bu iş devletin işi, biz hizmet makamıyız, naz makamı değil..’ ondan geriye kalan cümleler içinde bir cümle.
Çok yaşasın Recep Yazıcıoğlu, hep yaşasın.. Hayatı, hizmetleri, sözleri;
Vali adaylarına anlatılsın.