Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Gerçek anlamda tarihi bir olaydı, Adalet Yürüyüşü. Dile kolay 25 gün sürdü. Ramazanda Meclis’te nöbetçiydim ama yine de günde bir etaba oruçlu iken katılıyordum. Sonra ise 3 gün dışında aksatmadım. Ancak, yaşı 87 olan, aksak ayakla yürüyen, sırtında 10-12 kg yük çantası ile veya küçük çocuğu ile yürümeye çalışan hatta çocuk arabasındaki bebeği ile yürümeye çalışan gibiler varken bizim yürümemizin, ağrıyan dizimizin, su toplayan ayaklarımızın, yanan ensemizin lafı mı olur!
Gerçekten duygusal bir anlatımla ancak bir kısmı kavranabilecek bir olaydı. Çok değişik tipler gördük, çok farklı olaylar yaşadık. Olağanüstü bir iş yapıldı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun 69 yaşında hiç aksatmadan, yağmur, fırtına, dolu, 40 derece güneş demeden yaptığı yürüyüş olağanüstü idi. Ne sınıf arkadaşı Bahçeli, ne kendisinden genç Binali Yıldırım ve Erdoğan bunu başaramazlardı. Hatta Genelkurmay Başkanı’da asker olmasına rağmen yapamazdı diye düşünüyorum. Aslında Kılıçdaroğlu’nun kendisi açısından çok büyük bir riskti. Eğer, yürüyüş yarım kalsa genel başkanlıkta kalması da mümkün olmazdı. Ancak, asıl risk, toplumun şimdi var olan umut ve moralinin tam tersine depresif bir endişeye dönüşmesiydi…
Yol boyu gerçekten çok samimi, olumlu bir ilgi vardı fakat karşı yönden gelip hızla geçerken “Hainler!” diyenlerde yok değildi. “Şehitler için yürüsenize” diye bağıranlarda vardı. Adalet yürüyüşünün tüm adaletsizlikleri kapsadığını bilmeden, Fener-Galatasaray rekabetindeki gibi karşıtlık duygusuyla bağıranlardı bunlar. Bilinçsiz, düşünceden yoksun…
Ben topluluklardan çok korkarım. Toplulukların aklı ve merhameti yoktur ama coşkusu ve sorumsuzluğu çoktur. Bir kalabalık coşkuyu aldı mı, her türlü zulmü, akılsızlığı yapar, sorgulamaz. Sorumsuzdur çünkü. Yürüyüş kalabalığımıza her gün farklı kesimlerden katılımlar oluyordu. Yol boyu km’leri bulan kalabalık özellikle laf atanlara, taş atanlara her türlü cevabı verebilirdi ama “Hak, Hukuk, Adalet” sloganı ve alkışlarla karşılık verildi. Bunda kafileye dağılmış bulunan milletvekillerinin ve parti sorumlularının büyük payı oldu. Büyük iş başardılar. Eğer, bir yanlış yapılıp karşıt görülenlerle hadiseler çıkarılsa yürüyüş amacına asla ulaşamazdı.
Bazıları soruyor “Neden adalet için yürüdünüz? Enis Berberoğlu yürüyüşün sonunda hemen bırakılacak mı?” Biz herkes için adalet aradık. Tüm mağdurlar için. Sınav mağdurlarından terör mağdurlarına, yargı mağdurlarından vergi mağdurlarına kadar herkes için. Adalet yok bu ülkede artık, bu toplum bunun farkında. Adalet, Allah’ın emridir, İnsan hakkıdır, Devletin temelidir, Demokrasinin gereğidir. Biz sadece 80 milyon için adalet istemedik, ezelden ebede Türk Milletinin şiarı olduğu için adalet istedik.
“Şiar” kelimesini coşku diline uygun olduğu için kullanmadım, adalet konusunda bu toplumun gerçekten bir şiarı olduğunu ve olması gerektiğini ve anlamı iyi yansıttığını düşündüğüm için kullandım. Hızla kentleşen ve değerlerini kaybeden toplumumuz özellikle bu değerini, adalet şiarını asla kaybetmemelidir.
Enis Berberoğlu’nu geçen hafta başında ziyaret ettim. Beni aramızdaki şu özel konuyu yazdığım için affedeceğini umuyorum. “Bülent Bey, Genel Başkanım beni yürüyüşün Maltepe’ye ulaşdığı miting günü ziyaret etmesin. Yürüyüşün amacı çok yüce, herkes için adalet. Beni miting sonrası ziyaret etsin ki Enis Berberoğlu için yüründüğü sanılmasın” Dile kolay! Palas pandıras 25 yıl ceza verilen ve cezaevinde hücrede tutulan biri söylüyor bunu…
Adalet için vicdan olması şarttır. Vicdan işte bu ise adalet için umut vardır bu toplumda…
Hani meşhur bir fıkra var; Askerde Mehmet’e komutan soruyor. “Vatan senin neyindir?” Mehmet hazır ol da yüksek sesle cevap veriyor. “Vatan benim anamdır, Komutanım” Komutan yüz ifadesine göre cevaptan memnun Temel’e yaklaşıyor ve soruyor. “Vatan senin neyindir?” Temel, Mehmet gibi hazır ol da ve yüksek sesle cevap veriyor. “Vatan, Mehmet’in anasıdır, Komutanım”
Bu toplumda da birileri adaleti, partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talepleri ve emirleri sanıyor galiba…
Adalet Türk Milletinin anasıdır…
Yürüyüşün siyasi yansıma ve sonuçlarını önümüzdeki günlerde fırsat buldukça birlikte değerlendireceğiz.
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 30322 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|