Geçen hafta Kızılay’da iş yeri olan bir arkadaşım aradı, daha konuşmanın başında “Kızılay’da değil taşrada çalışıyorum, bizim buralara gelen giden yok. Zaten bitmiştik, şimdi üzerine tüy dikildi. Sayın Vekilim ne olacak bizim halimiz?” diye sordu. Şaşırdım. Gerçekten durum öyle mi, yoksa abartıyor mu diye düşünmeden edemedim. Sonradan başka kişilerden de esnafın durumunun hiç iyi olmadığını öğrendim. Üzüldüm, endişelendim. Daha doğrusu var olan üzüntüm ve endişem son derece arttı…
Eskilerin deyimi ile memleket çökmek üzere, vatandaş zorunlu olmadıkça dışarı çıkamıyor… Her gün en az 3-5 şehit haberi geliyor… Ekonomi berbat… İşsizlik TÜİK rakamlarına göre dahi zirve yapmış durumda… Dış politika berbat… Özgürlükler hacizli, basın ipotekli… Böyle bir ortamda biliyoruz ki medya Cumhurbaşkanımızın kepek sorunuyla uğraşıyor, peki, TBMM ne yapıyor?
Hiç kavga ediyoruz… Hemen her gün. Halkın ve ülkenin gündeminde olmayan farklı konularla uğraşıyoruz, pardon uğraştırılıyoruz. Ülke ve halkın gündeminde olan konularla uğraştığımızda ise konunun hakkını vermeyen üstünkörü bir çalışma yapıyoruz. Mesela, İktidar, Hükümet kurulalı henüz 5 ay tamamlanmamış olmasına rağmen 5’inci torba kanun tasarısını TBMM’ne sevk etmiş ve Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan çıkarmış bulunuyor. Yine yasal ve gerekli hazırlıklar yapılmadan her konu torbada. Bu sefer 33 maddelik bir tasarı.
Tasarıyla getirilmek istenen hükümler ne konunun uzmanlarınca, ne taraflarca, ne de milletvekillerince yeterince değerlendirilebildi. Genel Kurul’da da çok muhtemelen temel kanun olarak görüşmeye alınacağı için yine gerekli değerlendirmeler eksik yapılarak veya haklı olarak yapılan değerlendirmeler dikkate alınmaksızın yasalaşacaktır.
Neden son yıllarda Hükümetlerin çok aşırı bir şekilde artan torba kanun çıkarma gayretleri var? Çünkü torba kanun yapmak kolay ve ülkenin yönetilememesinin bir göstergesi ve sonucu... Seçilmişlerin, atanmışların elinde bilgisizlikleri, beceriksizlikleri ile oyuncak olmalarının sonucudur torba kanunlar ama bu kadar değil bir de kötü niyet var… Bazı torba kanun maddeleri yönetmelik hatta bakan onayı ile çözülmesi gereken konular olabiliyor ama bazıları da, belli kişilere veya kuruluşlara rant kapısı aralamayı hedefleyen düzenlemeler oluyor, arada…
Torba kanunlarda vatandaş için hayırlı görünen ve bizimde hayır diyemeyeceğimiz bazı düzenlemeler getiren Hükümet, araya da mutlaka kendi işine yarayan maddeleri sıkıştırıyor. Karşı çıkarsak, vatandaşın lehine maddelere karşı çıktığımızı iddia ediyorlar. Mesela bu defa Şanlıurfa’ya İstiklal madalyası verilmesi maddesi en başta… Şanlıurfa’ya İstiklal madalyası verilmesine karşı çıkılabilir mi? Veya karayolları zorunlu trafik sigortasının fiyatını düşürüyoruz diye hak sahibi vatandaşın tazminat hakkını kısıtlıyorlar ve meslek örgütleri de seslerini çıkarmıyorlar. Ne yapabiliriz?
Bu defa “Kanal İstanbul” ve “Sur’u Toledo’ya çevirmek” projeleri ile ilgili maddeler getiriyorlar. Yine hak, hukuk, Anayasa, çevre konularını tam anlamıyla askıya alıyorlar, bu kadar çoğunluk karşısında ne yapabiliriz? Haklı olanın değil çoğunluk olanın kazandığı bir sistem var. Elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce sakıncaları anlatıyoruz, iknada ediyoruz ama oya ve sonuca katkısı olmuyor ki… Özellikle Sur ile ilgili maddelerin hem Türkiye olarak bize halkı kaybettireceğini, hem de uluslararası toplum karşısında bizi zora sokacağını anlatıyoruz ama ne mümkün… Seçmen öyle bir seçim yapmış ki 14 yılın sonunda artık hiçbir şey iktidarı durduramıyor. Mutlak bozulma hali var…
Milli ve manevi değerlerimizi siyaset için kullanmanın çok bariz bir örneği Şanlıurfa için önerilen İstiklal Madalyası maddesi... Anadolu’nun ortasındaki birkaç ilimiz dışında tüm illerimiz işgal edilmiş ve tüm illerimizin halkı kurtuluş mücadelesine katılmışlar... Şimdi yapılması gereken o İstiklal mücadelesine katılanların torunlarına iş, aş ve huzur vermek, bu amaçla gerçek anlamda ekonomik yatırımlar yapmak değil midir? Öyle tabi. Anlatıyoruz, “Haklısınız ama Başbakan 11 Nisan’da Urfa’ya gidecekmiş, mutlaka çıksın isteniyor” denince, ne diyeceksiniz?
Denecek şeyler var elbette…