MHP bugünlerde Türk siyasetinin en tartışılan partisi.
MHP’yi kamuoyunda tartıştıran olgu iktidara yürüyüşü değil, muhaliflerin bir türlü yapmadığı/yapamadığı olağanüstü kongre talebi.
Türkiye’nin nefesini tutarak beklediği MHP Kongresi’nin sonucunun ne olacağına dair ÇOK KUVVETLİ kanaatimi daha doğrusu kanaati de aşan BİLGİLERİMİ birazdan aktaracağım ama önce kısa bir durum analizi yapalım;
MHP delegesinin kongre için yeterli çoğunluğu sağladığı görülüyor.
Kongrenin sahibi delegedir ve kongre istiyor.
Bu yönü ile MHP’li delegelerin olağanüstü kongre talepleri ana sütü gibi hakları ama normal ilerlemeyen bir şeyler olduğu da çok açık.
Daha dün, ”Bilal’i ver, koalisyonu al” diyen iradenin, bugün, “Haydi koalisyon ortağı olalım” demesi, doğrusu insanın aklına yerleştirilmiş bir mayın gibi…
Hepimiz o mayının üzerindeyiz.
Aklımızı çeksek, mayın patlayacak!
Bizi kafamızda huni ile dolaştıranlara selam olsun!
Orası öyle de, burası nasıl acaba?
Beraber bakalım..
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin eksiklerinin, partisini iktidar yapamamasının/yapmamasının muhalefet için doğal bir mevzi oluşturduğu doğru ama asıl meselenin MHP’yi kuşatma olduğu yönünde derin kuşkuları yok mu sayalım?
Meral Akşener’in hayatın olağan akışına uygun olmayacak kadar güçlü rüzgarının aslında neye tekabül ettiğini görmeyelim mi?
Evet, Akşener; iktidar partisine oy vermeyen yüzde 50’nin radarına girmiş görünüyor ancak…
15 Mayıs’da; olmayan bir kongrenin varmış gibi yapıldığı gösteride, “Emniyetin kağıdını görmeden tel örgüden çekmem” dediği ellerini 2 saat sonra bırakması 3. sınıf bir mizah değil miydi?
”BIRAKMANIN!” kendisi için çok da “ZOR” olmadığını bilinç altımıza işlediğini yazmayalım mı?
Hele; sotaya yatıp, 3 adayın gidişini gözledikten sonra, rolünü büyütmek için önceden hazırladığı otobüse binerek, “Polise elimiz kalkmaz!” sözlerinin traji komikliğini görmezden mi gelelim?
Ne yani? Geleneğinde güçlü bir devlet mefhumu olan ülkücüler, devletin polisine bir de el mi kaldıracaktı?
İhtimali olmayan kelime niye seslendirilsin ki?
“Elimiz kalkmaz!” demek, “yumruğumuz sıkılı, şiddet de tercihlerimizden birisi.” demektir.
İşte bu sözler ülkücü geleneğinde “Devlete örtülü de olsa meydan okunamaz” geleneğini bilmemektir.
“Efendim, ülkücü geleneği bilenler ne yaptı ki? Bir de bilmeyeni deneyelim” demek, her zar attığında 7 gelsin demeye benziyor.
İyi de; zar’da 7 rakamı yok!
Evet, bilmemek ayıp değil ama öğrenmemeye kararlı olmak, merkez sağın gürültülü Show refleksini, MHP’nin dominant DNA’sına aşılamaya teşebbüs, şık duruyor mu?
Evet, doğrusu kamuoyunda, “Akşener gelirse, MHP iktidar ortağı olabilir” algısı var. Bu görmezden gelinemez. Tam da bu yüzden Akşener, iktidardan bıkanların gözdesi. Bu duyguyu anlıyorum.
Suni mi, gerçek mi olduğu tartışmaya açık olsa da; karizması da var Meral Hanımın ama…
Tüm bu gri alanlara rağmen, “Her ne pahasına olursa olsun, kimlerle ittifak yapılırsa yapılsın iktidarı talep ediyorum” demenin meşruiyeti var mı sizce?
“Evet, meşrudur” diyorsanız, o zaman iktidara yönelik, “Her ne pahasına olursa olsun iktidardan gitmemek için her şeyi yapıyorlar/yaparlar” eleştiriniz havada kalmış olmaz mı?
Ömer Hayyam’ın, “Bana kötü deyip kötülük yapacaksan, ne farkın kalır benden” dizelerini hatırlatmak isterim…
Yazıyı uzattığımın farkındayım, finale geliyorum;
TV’den izleyenler, buradaki yazılarımı hatırlayanlar; MHP’deki kongreyi teknik, siyasi ve hukuk düzleminde mümkün olduğunca objektif takip etmeye çalıştığımı bilirler.
5 Mayıs tarihinde bu sütundan, “Yargıtay, MHP kongresi için 2’ye karşı 3 oyla kongre kararı aldı” diye yazdım.
Yüksek yargıdan halen görevde olan bir arkadaşım, “Evet, 3/2 doğru yazmışsın ama kararı öne almak için yapılan bir oylamanın sonucuydu bu” deyince, “Peki, diyelim dediğiniz gibi. Bu 3/2 kararı aynı zamanda mevcut eğilimi göstermiyor mu?” diye sorunca, “Yorum yok!” yanıtını verdi.
Velhasıl bugüne gelirsek…
Hücrelerimiz, düşüncelerimiz gibi hayat da her gün yenileniyor!
Son dakika Yargıtay bilgisi şöyle;
Yargıtay’ın, “3/2 MHP Kongresi yapılmasın” deme ihtimali ÇOK YÜKSEK …
Emsal olarak da eski CHP kararı gösterilecek gibi.
Yargıtay’ın vereceği kararı Mayıs’ın 23’ünden sonra bekliyorum.
Yani Yargıtay, “MHP’de tüzük değişikliği olmasın” demeye hazırlanıyor.
Bu arada ilginç bir dip not ekleyeyim;
HSYK’ya da yeni üyeler atanacak.