Salı günü Akşam Gazetesinde Burcu Bulut’un Bilgi Üniversitesi Hocalarından Prof. Gülten Kazgan’la yaptığı bir röportaj vardı. Artık tarafsız görünmek isteyenlerde adet olduğu üzere Hoca, hem iktidara hem muhalefete eleştiride bulunmuş, Hükümeti sıcak para konusunda tehlikeli bir gidişte olduğu için uyaran hoca, muhalefetin aile sigortası için de “Türkiye’de olmaz” demiş. Kazgan Hoca’nın röportajı ilginç, okumadıysanız mutlaka bulup okuyun. Benim sizinle paylaşıp fikrinizi almak istediğim bir bölümü var, röportajın. Bence birçok konunun püf noktası burası... Kadın-erkek eşitliğinden, toplumun nerede olduğuna kadar bir çok gizli sorun içeriyor. Önce paylaşayım, sonra kendi düşüncelerimi sizlere aktarayım, sonrada yorumlarınızı alayım, müsaadenizle:
ile sigortası projesinin bir benzerini Brezilya yaptı. O dönem, hammadde fiyatlarında inanılmaz artışlar olmuştu. Biliyorsunuz CHP'nin aile sigortası projesinin bir benzerini Brezilya yaptı. O dönem, hammadde fiyatlarında inanılmaz artışlar olmuştu. Biliyorsunuz Brezilya çok büyük çapta bir hammadde ihracatçısı bir ülke. Dolayısıyla ihracat geliri ithalatını aşıyordu bu imkandan yararlanıp aile sigortasına benzer bir sürekli ödemeli sistem getirdi ve bu sistem orada işledi. Ama Türkiye'deki düşük gelirli aile yapısını düşündüğümde her ay para vermenin kimin işine yarayacağını bilmiyorum. Çünkü bu ödenek direkt erkeğin ihtiyaçlarına gidecek. Bu artık içkiye mi, kumara mı, kadına mı gider orası bilinmiyor. Çevremdeki düşük gelirli aileleri izliyorum ve görüyorum ki kadınların kazançlarını almak için erkekler büyük mücadele veriyorlar. Bence AK Parti doğru yapıyor. Türk aile yapısı açısından, ayni olarak yardım yapmak, parasal olarak destek vermekten daha rasyonel.”
Aile sigortası seçimlerin en somut tartışma konusunu oluşturacak, bu belli. Yararlıda olacak, ilgili-ilgisiz çok yorum yapılacak ve kararsızlar hariç, tüm partililer kendi meşreplerinden konuyu değerlendirecekler. Aile sigortası dışında Kazgan Hoca’nın görüşlerinden yola çıkarak dikkatinizi çekmek ve düşüncenizi almak istediğim konular var;
Türk erkeği kadınların kazançlarını almak için gerçekten büyük bir mücadele mi veriyor?
Bu seviyede yoksul olan ailelerde erkekler paraları içkiye, kumara mı yatırır?
Ailelere nakit yerine ayni yardım yapmak daha mı doğru?
Ben bu konuda taraf olabileceğimi, baştan kabul ederek bir yorum yapayım: Eski bir sosyal güvenlikçi olarak Türk toplumunun Hoca’nın dediği noktada olduğunu düşünmüyorum. Hoca Türk filmlerindeki “kötü” Türk erkeği tiplemesinde kalmış. Bu kadar yoksul ailelerde, etin-sütün girmediği mutfaklarda içki-kumar biraz fantezi bir düşünce olmuş. Yok mudur? Vardır elbette bu tipler ama çok azdır, genelleme yapmayı mümkün kılacak ölçüde değildir. Toplum içki-kumar illeti yerine gerçekte, ahlaksızlık, hırsızlık, fuhuş gibi bataklıklara saplanmış durumda değil mi?
Diğer konu ise yoksul ailelere yardım nakdi mi olmalı ayni mi? Ben yoksullarında diğer insanlar gibi çocuklarını alıp market raflarından alış-veriş etmenin zevkini tatmalarından yanayım. Sizin hoşunuza gider miydi, her ay cinsini dahi seçemediğiniz makarna, fasulye gelmesi? Bildiğim kadarı ile verilen gıdalar beğenilmeyip yoksullar tarafından alım-satım konusu dahi yapılabiliyor, çok düşük rakamlara satılabiliyor. Ayni yardımlar düzenli olarak devletin değil, yardım kuruluşlarının yapması gereken yardımlar değil mi?
Yoksullar da insanca yaşamalı... Tamam ama insanca yaşamak sadece makarna-fasulye yardımı alıp, açlıktan ölmemek midir? İnsanların duyguları hiçe mi sayılmalıdır? Yoksullara yardım devlet için lütuf mu yoksa görev midir, görev ise neden kadının banka hesabına yatmasın?
Siz yoksul olsanız devletin verdiği aylığı mı yoksa gıda yardımlarını mı tercih edersiniz? Hangisi daha insanidir?
Bu sorulara vereceğiniz cevaplar ve yapacağınız yorumlar partinizden etkilenmez iseniz topluma bakışınızı çok net ortaya koyacaktır.
Bu konular somut olduğu için siyasi partililer gibi dahi tartışma konusu yapılsa faydası olur diye düşünüyorum.