Siyasi partilerle ilgili parti programları, tüzükleri genellikle seçmenin okumadığı, okunsa da dikkate almadığı belgelerdir. Seçim bildirgeleri de bu tür belgelerdendir. Her parti her seçimde bir seçim bildirgesi yayınlar ama partililer dahi okumaz. Ancak bu sefer öyle olmadı, CHP Seçim Bildirgesi çok ilgi çekti, çok tartışıldı ve tartışılıyor.
Peki, neden bu kadar ilgi çekti?
Sanırım metnin hazırlanması kadar, Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından sunumu da çok güzel yapıldı ama içeriğinde somut ve halkı doğrudan ilgilendiren bir çok konunun olması asıl sebepti. Her yıl dini bayramlarda emeklilere ikramiye verilmesi, asgari ücretin 1500 liraya çıkarılması, mazotun 1.5 liraya çiftçiye verilmesi, kredi kart faiz borçlarının yüzde 80’inin silinmesi ve kalanın 5 yıla yayılması gibi…
Seçim Bildirgesini hazırlarken CHP şu tespitlerden yola çıktı;
AKP iktidarı döneminde devlet ve toplum çok önemli hasarlar gördü. Toplumun din, kültür ve gelenekleri dahil tüm milli-manevi değerleri tahrip edildi veya sarsıldı. Bayraklar ayaklar altına alındı, Kabeli pastalar kesilip yenildi. Boşanmalar 5 kat, anti-depresan kullanımı yine 5 kat artarak toplumun ne halde olduğu ile ilgili önemli göstergeler oluşturdu. Toplumun kendine olan inancı ve güveni kalmadı. Ülkedeki servetin yüzde 54’ünü toplumun yüzde 1’i alıyor ve toplumun 17 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor iken toplumsal barışın olması mümkün mü? Hele özellikle genç işsizliği çok yaygın iken…
Devlet ise kurumlarıyla birlikte çok önemli yaralar aldı. Başta TSK ve Üniversiteler olmak üzere pek çok kurum, “Kumpas”, yolsuzluk, denetimsizlik, sık kadro değişiklikleri gibi nedenlerle moralsiz, yapısını ve işlevini yitirmiş durumda… Yargı tükenmişlik içerisinde, Yasama ise yürütmenin kontrolünde…
Cumhuriyet tarihinin en ağır yolsuzluk dönemi ile karşı karşıyayız… İlave olarak bölgesindeki oyunlar karşısında tam bir şaşkınlık yaşayan Türkiye Devletinin derin sorunları nedeniyle sistem yeniden ele alınmaya muhtaç durumda…
Evet, CHP’nin çıkış noktası bu tespitler… Bu tespitler doğrultusunda stratejisini oluşturan CHP’nin 4 ayaklı bir politikası var. Bunlar;
1-Tam demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün inşası,
2-Dünya ile rekabet edebilir bir ekonomi politikası oluşturulması,
3-Toplumda sosyal adaletin, sosyal güvenliğin sağlanması,
4-Devletin yeniden inşası.
Yukarıdaki politikalara çok şey dahil edilebilir, zira çok kapsayıcı başlıklar. CHP kurmayları bu başlıklara yukarıda da ifade ettiğim gibi çok somut ve toplumun çok ihtiyaç duyduğu talepleri “Yaşanacak Bir Türkiye” sloganı altında yerleştirmişler. Dolayısı ile ortaya çok tartışılan, çok konuşulan bir seçim bildirgesi çıktı. En başta konuşulan ise kaynak bulunup bulunamayacağı oldu. Kaynak sorunun hatırlanması ve siyasilere öncelikle sorulması güzel bir şey tabi… İnşallah “Kanal İstanbul” gibi çılgın, saçma ve fizibilitesi dahi yapılmadan açıklanan iktidar projelerine de kaynak sorulmaya başlanır…
İlgilenirseniz CHP Seçim Bildirgesi politikasının ayaklarını da ayrıntılı olarak tartışırız.