Öyle kötü zamanlardan geçiyoruz.
Akıl almaz olaylara şahitlik ediyoruz.
İyilikten, güzellikten, sevgiden, nezaketten, empatiden yana her şeyi yitirmişiz.
En önemlisi de geleceğimize dair bir tek umut ışığı taşımıyoruz.
Ahlaksızlık öyle yada böyle çeşitli kılıklarda kişinin "Özgür seçimi" olarak gün yüzüne çıkıyor.
Diğer yandan;
Var olmayı yeryüzündeki tüm canlıların hak edip etmediğine karar verecek kadar ileri gidiliyor.
Örnek mi?
Sokak hayvanlarına 'ötanazi' yapılmasına yol açacak kanun teklifi...
38 maddelik 'Hayvanları Koruma Kanunu'nda kamuoyunu, hayvan hakları savunucularını, kısaca vicdanları ayağa kaldıran değişikliğe karşı potestolar sürüyor.
Meclis'te iktidarla muhalefet arasında yaşanan mücadele, sokakta vicdanlı kalabalığı bir araya getiriyor.
Bu mücadele ortamı konuyu muhtemelen Ekim ayına taşıyacak.
Meclis Genel Kurulunda görüşülüp yasalaşması yeni dönemde gündeme gelecek.
* * *
Hayatın böyle tatsız tuzsuz gitmesi, havadan sudan bahanelerden değil...
İnsana verilen değersizlik.
İnsan onuruna yaraşır bir yaşam hakkından yoksun bırakılmak.
Özensizlik, umursamazlık... vb.
Emeklilerin durumu örneğin.
Hepimiz büyüklerimizden duyduğumuz " Gençliğinizde çok çalışın, yaşlılığınızda rahat edersiniz" sözünü kulaklarımıza küpe etmişizdir
Ama şimdi 'eşekten düşmekten' beter hallerdeyiz.
Öğrendik sonunda.
Her şey yalanmış!
Kısacası hayretler içinde kalsak da; Kötülüklere karşı şaşırmamayı öğreneli uzunca bir zaman oldu.
"Yaşasın Kötülük!!!"
diyenlere karşı biz de boş durmuyoruz.
Protestolarımızı, söylemlerimizi sürdürüyoruz...
"Dünyayı İyilik Kurtaracak!"
Diyenler kulübünün üyeleri olarak.
O zaman.
Sağlam duralım!
Bu günler de geçer!
* * *
Halil Cibran der ki;
" İyiler rastgele bir araya gelmezler, onları niyetleri bir araya getirir"