Yavru Vatan Kıbrıs’taki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ölümünün 4. Yıldönümü olan 13 Ocak 2016 günü, Türkiye’de ve kabri başında anıldı.
Değerli bir Türkçü ve Türk milliyetçisi olan Denktaş’ın kabri Lefkoşe’de Cumhuriyet Parkındadır. Kıbrıs’taki anma törenine eşi Aydın Denktaş, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Meclis Başkanı ile Türkiye Elçiliğinin görevlileri katıldılar.
Bu münasebetle ben de, Yavru Vatan Türklerinin Ata’sı dediğim Rauf Denktaş hakkında bir yazı yazmak istedim.
Elimde bir küçük kitap var.. Sekiz on yıl kadar önce, Kıbrıs’lı gazeteci dostum Tuncer Kubilay göndermişti.. Yorum Yayınlarına ait “Akritas Planı ve Gençliğe Sesleniş” isimli bu kitabın iç kapağına eklenmiş küçük kağıtta şunlar yazılı:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının saygılarıyle..”
Kitap, Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’tan Kıbrıs Türk Gençliğine Sesleniş başlığı altında şöyle başlıyor:
“Hayatta başarı için, aldanmamak ve kaybetmemek için, değişmeyen bazı kurallar vardır. Bunlardan bir tanesi karşı tarafı iyi ve hem de çok iyi bilmektir. Bu nedenledir ki, futbol veya herhangi bir oyun olsun, yarışan takımlar veya kişiler, karşıtlarının huylarını, taktiklerini, hilelerini ve nelere tevessül edebileceklerini bilmek için, onları yakından izlerler ve bu konularda bilgi edinebilmek için de çok çaba harcarlar.
Bu kural milletler ve Devletler için de geçerlidir. Karşı tarafın ne düşündüğünü, neler planladığını bilmek, hayati önem taşıyan bir husustur. Bu nedenledir ki Hükümetler, istihbarata büyük paralar harcarlar. Özellikle komşuları ile ihtilaflı olan ülkeler için istihbarat çok ciddi ve hatta hayati bir konudur.”
Sadece yukarıdaki ifadeleri bile Rauf Denktaş’ın büyük Devlet adamlığını, bu konulardaki öngörü ve bilgisini anlatmak için yeterlidir.
Denktaş bu başlangıç sözleriyle istiyor ki, Kuzey Kıbrıslı Türk gençler, vatan sevgisini kapsamlı olarak çok iyi öğrensinler, vatanları üzerinde gözü olan düşmanı tanısınlar ve vatanlarını savunma şuuru içinde yetişsinler.
Denktaş ilave ediyor;
“Bizler Kıbrısta süregelen mücadelemizi babalarımızdan, dedelerimizden devraldık. Ortada Megalo idea diye değişmeyen bir gerçek vardı. Yani Yunanistan’ın Büyük ülküsü! Bunun anlamı; Büyük İskender’in ayak bastığı bütün topraklar Yunan toprağıdır ve geri alınmalıdır. Yunanistan Bizans’ın varisi olarak şan ve ihtişama ulaşmalıdır. Kıbrıs da Yunanistan’a bağlanacak olan topraklar arasındadır..”
Denktaş yazısının devam eden sayfalarında, Türk gençliğine; Kıbrıs’ın tarihini, Osmanlılar tarafından fethedilişini, 93 Harbi sonrasında geçici olarak İngiltere’ye bırakılışını (1878), 1914’te tek taraflı olarak ilhak edilişini, II. Dünya Savaşındaki durumunu, 1950’de Rum Ortodoks Kilisesi tarafından yapılan uydurma bir plebisitle Rumların eline geçişini, Enosis istekleri ve EOKA’nın vahşetlerini, yaptıkları mücadeleleri de gençlere canlı olarak anlatır.
Çünkü bunların pek çoğu Enosis’le mücadele sırasında birebir içinde yaşadığı olaylardır. 1958’de Enosis’e karşı mücadele eden Türk Mukavemet Teşkilatı(TMT) kuranlar arasındadır.
1959 ve 1960 Londra ve Zürih Antlaşma müzakerelerine katılmıştır. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının hazırlanmasında bir hukukçu olarak emek vermiştir.1964 Londra Konferansından sonra Makarios kendisini istenmeyen adam ilan ederek Kıbrıs’a girmesine yasak koydurmuştur. Buna rağmen sandalla gizlice Erenköy’e çıkmış mücadelelere katılmıştır. 1967’de ise Adaya yine gizlice çıkarken tutuklanmış ve Türkiye’nin israrları sonucu Türkiye’ye teslim edilmiştir.
Yani Denktaş da Milli Mücadelemizi yapan Atatürk gibi bir Türk Mücahididir.
Kitaptaki sözlerinin devamında Denktaş, tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni anımsatan bir üslupla şöyle der:
“Düşmanı bilecek, tanıyacaksın!
Rum’un oynadığı oyun senin haklarını gasp ederek Adanın tümünü ele geçirmektir.
Bu işte bütün dünya da onlara yardımcıdır. Akritas planının(*) uygulanmakta olduğunun bilinciyle hareket edecek, Rum’a açık vermeyeceksin!
Atatürk’ün söylediklerini hatırla!
Egemenliğe dayanmayan adalet, adalet değildir!
Sana ne teklif edilirse edilsin, teklif edilenler ne kadar çekici gelirse gelsin, şu hususa dikkat edeceksin: Teklif edilenler egemenliğime mi dayanmaktadır, yoksa 1960 Anayasası gibi Rumlar tarafından yırtılıp atılacak bir belgeden mi ibarettir?
Unutma sen Kıbrıslı Türksün!
Karşındakiler Türklüğünü yok etmeğe çalışıyor!
Seni Elen Cumhuriyeti toprağı dedikleri adada azınlık yapmağa uğraşıyorlar!
Asla unutma!
Gönderde, senin hak ve hürriyetlerini somutlaştıran bayrağın, senin hürriyet mücadeleni hayranlıkla izleyen ve destekleyen 60 milyonluk Türkiyen, anavatanın ve bu topraklar için can vermiş şehitlerin vardır!
Bu ülke senindir.
Bunu kabul etmeyenlere asla taviz ve selam verme!
… Geçmişinle, şanlı tarihinle övün.. 10.8.1994”
Bu sözler, hem yavru vatan Kıbrıs, hem de anavatan Türkiye gençliği için bir rehberdir bence..
Lakin Kıbrıs’taki son yıllardaki gelişmeler gösteriyor ki, Denktaş’ın bu uyarıları unutulmuş gibidir. Yavru vatan yine Rum oyunlarının tuzağına düşmek üzeredir. İki yıldır sürdürülen ikili görüşmelerde yine, Birleşik Kıbrıs Federasyonu vaadlerinin peşine takılınmıştır. Bu gerçeği geçenlerde şimdiki Cumhurbaşkanın dış basına yaptığı açıklamalarda gördük.. Ben inşallah gerçekleşmez, diyorum. Çünkü bu yolun sonunda yine, Makarios’un yıllar önce dediği üzere, yavru vatandaki kardeşlerimizin Rumların kölesi haline getirilmesi tehlikesi vardır.
Bu konuda, Kıbrıslı kardeşlerimizi de, bir türlü Dünya Türklüğü ile kucaklaşmayan, onlara uzak duran başımızdaki AKP yönetimini de uyanmaya davet ediyorum.
Yazıma son noktayı koymak için dosyalarımı karıştırırken Rauf Denktaş rahmetinin imzasını havi, bir belgeye ve mektuba da rastladım. Mesela bunlardan biri 7 Nisan 1992 tarihli.. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığından gelmiş olan, 33/92 sayılı resmi belge.. Hatıra olarak saklamış olduğum Rauf R. Denktaş imzasını taşıyan bu yazıda şöyle deniliyor:
“Sn. Yalçın Toker, Göndermiş olduğunuz Büyük Uyanış isimli eseriniz için içtenlikle teşekkür eder, en iyi dileklerimle saygılarımı sunarım..”
Ben kitaplarımdan önemli kişilere gönderirim.. Ama pek azı teşekkür etme zahmetine katlanırlar. Bunlardan biri de Denktaş’tı.. Nur içinde yat Büyük Türkçü, Yavru vatanımızın Atası Rauf Denktaş.. Mekanın cennettir inşallah..
(*) Akritis Planı: Başpiskopos Makarios’un hazırladığı gizli plandır. Kıbrıs’ta Londra-Zürih anlaşmaları sonucu kurulan ikili Cumhuriyeti ortadan kaldırmak, Türk toplumunu Rumların kölesi yapmak amacını taşımakta ve planlamaktadır.