Dalından kavrayıp yaprağına eğilecek olsan, korkarsın dikeninin avucuna batmasından. Tatlıdır can, gülden korkarsın.
Bir dost meclisinin en kıvamlı satırında, ters çevirirsin o bol köpüklü kahve teklifini. Tatlıdır uyku, uykusuz kalmaktan korkarsın.
Şakağına yeni bir çizgi konuşlanmasından, saçına ak düşmesinden, elma soyarken elini çizmekten, kayak merkezinde üşümekten..
Sahilde güneş kremini unutmuş olmaktan korkarsın. Tatlıdır zira hassas tenin derisi, yanmaktan korkarsın.
Korkarsın ayak serçe parmağını çarpmaktan. Can tatlıdır, sehpa ayağından korkarsın..
Abdullah Mayadağlı da korkardı bunlardan.
Yoksulluk ağır bastı..
43 yaşındaydı. Turnikeyi geçtikten sonra elindeki poşete baktı. Poşet, rüzgârda uçmayacak kadar ağırdı. Rüzgârda uçmayacak kadar ağırlığı olan poşetle beraber kendini tramvayın altına bıraktı.
O da gülü temkinli koklar, uykusuz kalmaktan, serçe parmağını sehpa ayağına çarpmaktan korkardı.
Yoksulluk ağır bastı.
Abdullah Mayadağlı umudunu, hayallerini, ömrünü raylara bıraktı.
Fatih Haseki Tramvay Durağı utandı, demir korkuluklar utandı, raylar utandı..
12 milyardan fazla bütçeli Diyanet İşleri Başkanlığı, basında çıkan haberlerle ilgili açıklama yaptı. Diyanet TV’de yayınlanan ‘İftarı Beklerken’ programı için günlüğü 35 bin liradan kiralanan yatın parasını bir hayırsever bağışlamış.
Bir lokma utandı, bir hırka utandı..
Güzeloluk Mahallesi 1887 Sokak’ta bir ev. Evde beraber yaşayan anne kız. Evin kapı penceresi alüminyum folyo kaplı..
Anne 52, kızı 30 yaşındaydı. Mangalda et pişirmek için aldılar daha önce ihtimal. Evvelsi gün odaya kapanıp mangal kömüründen çıkan karbon monoksite can teslim ettiler.
Geriye, olayın basına yansımamasını rica ettikleri not kaldı.
Ölü anne utandı, ölü kız utandı, folyo kâğıdı utandı..
Geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı düzenlediği basın toplantısında: ‘Tam kapanmanın etkisini derinden hisseden vatandaşlarımız endişe etmesin. Hiç kimse kendini yalnız hissetmesin. Gerekli bütçeyi ayırdık.’
Demedi.
Geçen hafta Milli Eğitim Bakanı düzenlediği basın toplantısında: ‘Aşılama konusunda özellikle eğitime ağırlık verdiğimiz gibi; öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz başta olmak üzere tüm eğitim çalışanlarını aşılayarak, en kısa zamanda yüz yüze eğitime kaldığımız yerden devam edeceğiz.’
Demedi.
Geçen hafta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Heiko Maas ile düzenlenen ortak basın toplantısında:
‘Aşılama konusunda özellikle turizm bölgelerine ağırlık verdiğimiz gibi tüm turizm çalışanlarını, otellerde, restoranlarda, şoförler, havaalanlarında çalışanlar, aynı şekilde tur rehberleri dahil turistin görebileceği herkesi Mayıs sonuna kadar aşılayacağız..’
Dedi.
Yer utandı, gök utandı, ‘mavi bocuk takışına, heybelerin nakışına, ırmağının akışına öldüğümüz’ Türkiye utandı.
Yıllardır Almanya’nın bizi kıskandığına inanan, Nurettin amca da utandı..