Kısa bir süre önce Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın agresif tutumunun kendisine ve Fenerbahçe’ye zarar verdiğini yazarak, “Aziz Yıldırım artık susmalı. Bu sinirli tutumunun hiç kimseye faydası yok” demiştim. Bu yazım Aziz Yıldırım’a iletilmiş. Yıldırım beni kastederek, “Bu tiplere kalsa Fenerbahçe çoktan çökerdi” gibi tuhaf ve her türlü izahtan vareste bir yorumda bulunmuş. Kendisi şu an içeride. Bu yüzden uygun cevabı vermek için özgür olmasını bekleyeceğim. Düşene tekme vurmak gibi bir huyum yok.
Neyse, anlatacağım konu başka… Yaklaşık 15 gün önce Ankara’nın tanınmış avukatlarından Durmuş Türemen Aziz Yıldırım’ı cezaevinde ziyaret etmiş.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı yine herkese ve her şeye ateş püskürmüş. Yıldırım, Durmuş Türemen’e, “Herkesten hesap sormazsam adımı namert koysunlar.” dedikten sonra Nihat Özdemir’i kastederek, “Ne demek Aziz Yıldırım kendi adına konuşuyor. Bu ne demek? Böyle bir söz mü olur? Ben Fenerbahçe Kulübü’nün başkanıyım. Her sözüm Fenerbahçe’yi bağlar. Bu farkı göremeyenlerden de, bana bu haksızlığı yapanlardan da hesap sormak boynumun borcu olsun.” şeklinde konuşmuş.
Aziz Yıldırım’ın bu sözleri Fenerbahçelilerin çok büyük bir bölümü için yok hükmünde.
Kendisi için işini gücünü bırakan, Fenerbahçe tarihinin en büyük seferberliğini yürüten Nihat Özdemir, Yıldırım’ın bu sözlerini hak etmiyor. Aziz Başkan kusura bakmasın ama bu sözlerine birkaç fanatik taraftar dışında hiç kimsenin itibar edeceğini sanmıyorum.
Aziz Bey Fenerbahçe’ye büyük katkıları olan bir başkan olarak hatırlanmak istiyorsa artık susmalı. Konuştukça eskiden biriktirdiği kredilerini de tüketiyor.
MHP
MHP’li eski yeni kiminle karşılaşsam, “Biz muhalifiz” diyorlar. Muhalif olarak adlandırılabilecek onlarca küçük grup olmasına rağmen genel toplama bakıldığında ortada muhalif de yok, muhalefet de! İki ihtimal var. Ya MHP’lilerin canı sıkılıyor, ya da MHP’de muhalefet geleneği olmadığı için bir araya gelemiyorlar!
Kaybetti!
Yaklaşık 1 sene önce, “Kadir Topbaş’ın makam arabasına haciz” başlıklı bir haber yayınlamıştım. Haberi kısaca hatırlayalım; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alacağını tahsil edemeyen Avukat Murat Sultansu, Başkan Topbaş’ın arabasına haciz koydurmuştu. İşte bu haberden sonra Kadir Topbaş, avukat Sultansu’ya, “Kişilik haklarının zedelendiği” iddiasıyla dava açtı. Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde geçtiğimiz günlerde sonuçlanan davada mahkeme Kadir Topbaş’ı haksız buldu.
El Cezire otele yerleşiyor!
Yayına geçmesi yılan hikâyesine dönen El Cezire Türk’ün ortağı İnter City’nin patronu Vural Ak, El Cezire ile yollarını ayırdı. Ak’ın sık sık, “Yayına geçmek için çok gecikiyoruz” sözlerinden rahatsız olan El Cezire Patronajı, Ak ile ortaklığını bitirdi.
Bu ayrışma öyle bir düzeye geldi ki, El Cezire yetkilileri eski ortakları Vural Ak’ın binaya girişini bile yasakladılar. El Cezire’deki bir başka gelişme de kısa bir süre önce Ankara Kocatepe yakınlarında büro tutan El Cezire Ankara çalışanları otele yerleşmeye karar verdiler. Yanlış duymadınız! El Cezire’nin Ankara bürosu artık Ankara’nın en lüks otellerinden birisini ofis olarak kullanacak!
Murdock planı!
Medyadaki bir diğer gelişme de Sabah Grubu’nun satışıyla ilgili. Sabah için Dünya devi Murdock ve Ted Turner kapışıyor. En azından öyle görünüyor. Murdock’un geçmişine baktığımızda, kendisine rakip gördüğü firmalara karşı ilginç bir yol izlediğini görüyoruz. Murdock, rakibinin almak istediği yere talip olarak fiyat arttırıyor. Daha sonra fiyatı yükselterek rakibinin o medya organını daha pahalı almasını sağlıyor. Böylece rakibinin cebinden daha fazla para çıkmasını sağlayarak karşı tarafı güçsüzleştiriyor. Sabah olayındaki rolü sanki böyle!
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır.