Yaklaşık üç haftadır hem Plan ve Bütçe Komisyonu’nda hem de Meclis Genel Kurul’unda 10. Plan ve Torba Kanun eziyeti yaşıyoruz. Ya sabahlıyoruz yada 02 veya 03’e kadar çalışıyoruz. Tabi konu sadece torba kanunda olanlar olmuyor, gündemde de ne varsa da konu ediliyor ve tartışılıyor ve gerçekten gergin bir ortamda çalışıyoruz. Doğal olarak pek verimli de geçmiyor…
Torba Kanun tam bir skandal. Her ne akla geliyorsa doldurmuşlar, adına da kanun demişler. Bir 73’üncü maddesi var, inanmazsınız tam 16 sayfa tutuyor. 73’üncü madde farklı konulardan oluştuğu için böldük, yine inanmayacaksınız tam 53 alt madde veya bent oluşturdu. Boşuna skandal demedim. Sanırım daha en azından 2 gün 2 gece çalışırız. Ha! Gerekli ve acil olan madde sayısı ise sonuçta 200’e yakın madde arasından 10-15’i geçmez. İktidar milletvekilleri normal olarak sinirli ve moralsiz. Kavga, bağrışma, çağrışma çok fazla. Geçen Cumartesi gecesi tam bir arbede yaşadık. Ölen olabilirdi. Yaralılar var maalesef. Şikayetim verimsiz çalışmaktan, yoksa çalışmak beni mutlu ediyor. Bir de milyonları temsil eden yüzlerce mail, tweet, mektup, yazının gereğini yapamıyor olmaktan… Yüzbin kişiye kadro veriyoruz ama mağdur olan o kadar çok insan var ki, üzülmemek mümkün değil.
Bu yazımı Pazar gecesi 01’e doğru geldiğim evimde o saatten sonra yazıyorum. Samimi söylüyorum, sizleri özledim. Bazı şeyleri paylaşmak istedim, yoksa bu saatte bu kafa ile yazımı yazılır?
***
Mısır konusunu hep darbe mi değil mi, desteklemek, demokratlık vb açılardan tartışıyoruz ama Mısır aslında Siyasal İslamı ve İslam Toplumlarını yeniden dizayn etme çabasından başka bir şey değil… Biz “Arap Baharı”nı da yanlış tartışmıştık. Batı Mısır üzerinden Siyasal İslamı ve Mısır’ı şekillendiriyor. Bu tüm Ortadoğu’yu, Suriye’yi ve tüm İslam ülkelerini ve tabi ki, Türkiye’yi etkileyecek. Asıl bu yönünü öne çıkarak tartışmamız gerekir.
***
Türkiye’yi, gelişmekte olan ülkeleri ve tüm dünyayı etkileyecek bir konuda FED kararları. Amerikan Merkez Bankası (FED) küresel kriz sırasında başladığı ve durgunluğu aşmak amacıyla piyasaya bol para sürme işini 2014’te devam ettirmeme kararı aldı. Bu durum uluslararası ekonomileri çok etkileyecek, sarsacak ve farklı ekonomi anlayışına getirecek bir durum. Yani artık, bol para olmayacak, artık rahat borçlanamayacağız ve tüketemeyeceğiz… Üretim ekonomisine, reel ekonomiye dönmememiz şart. Yeni bir ekonomik program ve anlayış gerekiyor. Bu konuyu da tartışmamız lazım…
***
Bir yorumcumuz geçen yazıma yazdığı bir yorumda yanlış olmayan bir cümle kurmuş ve Türkiye’nin borcunun GSYH’na göre yüksek olmadığını hatta 2002’ye göre düştüğünü yazmış. Doğrudur, iktisat disiplininde konu böyle ele alınır. Ancak, gelişmekte olan ülkeler, yani Türkiye gibi ülkeler buna güvenmemelidirler. Çünkü, para değerleri her an değişebilir ve makro rakamlar her an terse dönebilir. Örneğin, (Allah korusun)seneye dolar 2.5 lira olursa borcumuz dolar cinsinden artar ve GSYH dolar cinsinden düşer ve 2002’den daha kötü rasyolarla karşılaşabiliriz. Unutmamız lazım…
***
Emanete ihanet etmeyin..
Halinizden şikayet etmeyin..
Büyüğünüze emretmeyin..
Boş şeylerde ısrar etmeyin...
Cahillerle sohbet etmeyin.
Nefesinizi boşa tüketmeyin..
İnsanları bekletmeyin..
Etrafınızı kirletmeyin.
Hayatınızı mahvetmeyin..
Kimseye minnet etmeyin.
Demiş Dervişin biri… Ramazan öncesi ben de hatırlatayım dedim.
Hayırlı Ramazanlar.