Kılıçdaroğlu ve kurmayları, başta PM olmak üzere Grup ve İl Başkanları toplantılarında, "Başarılı değiliz!" dediler.
Başarı söz konusu değilse, bu başarısızlığın bir sorumlusu yok mu?
Bu sorumlu; Kılıçdaroğlu'nun yardımcıları mı, MYK mı, Kılıçdaroğlu mu?
Hangisi?
Yoksa hepsi mi?
İsterseniz, beraber düşünelim;
CHP’deki temel sorunlardan birisi, lidere ve partiye sadakatsizlik.
CHP'nin bir dönem PM üyeliğini yapmış Binnaz Toprak ve halen PM üyesi bir başka siyasetçi, “CHP’ye oy vermezseniz, BDP’ye oy verin!” diyebiliyorlar.
Kısa süre önce de başka bir olay oldu.
MHP Gurup Başkanvekili Halaçoğlu, çok basit ve aynı zamanda komik bir siyaset oyununa başvurarak, “Başbakan Cumhurbaşkanı olamaz, çünkü üç yıllık yüksek okul mezunudur.” dedi.
Ciddiye alınmayacak bir iddia olduğu için, tek bir AK Partili Başbakan’ı savunma ihtiyacı bile duymadı.
Ama bir CHP’li çıktı; Aydın Ayaydın...
Dedi ki; “Tayyip Bey dört yıllık okul mezunudur.”
Allah Allah!
Diploma ortada...
Başbakan’ın ne kendisi, ne de kurmaylarının savunma ihtiyacı dahi hissetmedikleri bir konuda, CHP milletvekili neden rol almak ister ki?
Bitmedi!
CHP Genel Başkanı yumruklanıyor ama örgütten sorumlu başkan yardımcısı Adnan Keskin, Kılıçdaroğlu sanki her hafta yumruk yiyormuş gibi rahat bir şekilde görevine devam edebiliyor!
Hisarcıklıoğlu'nun danışmanı, Kılıçdaroğlu'nun kurmayı!
CHP'de her şey o kadar karışık ki!
Mesela; Kılıçdaroğlu TOBB’a davet edilmiyor ama TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun uzun yıllardır danışmanı olan Ekrem Kerem Oktay, CHP PM üyeliğinden istifa etme ihtiyacı bile duymuyor!
Bırakın istifa etmeyi, Umut Oran tarafından Oktay’ın MYK üyeliği için partide kulis bile yapılıyor.
Tel tel, pişmaniye gibi dökülen bir siyaset!
Kemal Kılıçdaroğlu kusura bakmasın ama bu siyaset anlayışı ve kararsızlığı ile devam ederse, fiili olmasa bile siyasi olarak daha çok yumruk yiyeceğini, hatta nakavt olacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok.
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...