E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Adnan Küçük

YÜZDE ON MİLLİ SEÇİM BARAJI NE OLMALI?
1 Eylül 2021 Çarşamba

 

 

Türkiye’de akademik camiada da, siyasi ve toplumsal çevrelerde de en çok tartışılan konulardan biri “yüzde on (%10) milli seçim barajı”dır.

Seçim Barajlarının Tarihi Seyri

Önce ülkemizde seçim barajlarının tarihi seyrine yer vereceğim.

Ülkemizde 1960’lı yıllarda, 27 Mayıs darbecileri tarafından cezalandırılan Demokrat Parti’nin siyasi mirasçısı kabul edilen Adalet Partisi’nin tek başına iktidar olma ihtimalinin önlenmesi amacıyla, Nispi Temsil Seçim Sisteminin “Milli Bakiye Usulü” benimsenmişti.

07.03.1968 Tarih ve 1036 Sayılı Kanunun, “Bir seçim çevresinde, kullanılan muteber oy pusulaları toplamının, o çevreden çıkacak milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilecek sayıdan az oy alan siyasî partilere ve bağımsız adaylara milletvekilliği tahsis edilemez” hükmüyle, Ülkemizde ilk kez “seçim çevresi barajı” getirildi.

Bu değişiklikle, Nispi Temsil Seçim Sisteminin “Seçim Çevresi Barajlı d’Hondt” usulü kabul edilmiş oldu.

Fakat Anayasa Mahkemesi (AYM) “seçim çevresi barajını” öngören 1036 Sayılı Kanunun bu hükmünü iptal etti (E. 1968/15, K. 1968/13, KT: 3, 4 ve 6 Mayıs 1968).

AYM’nin iptal kararı üzerine, 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadarki dönemde yapılan seçimler, barajsız nispî temsil seçim sisteminin d’Hondt usulüne göre yapılmıştır.

1982 Anayasasının ilk metninde, seçim sistemleri ile alakalı hükümler mevcut değildi.

10.06.1983 tarih ve 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanununda, seçim sistemi olarak Nispî Temsil Seçim Sisteminin “çift barajlı d’Hondt” usulü öngörülmüştür.

2839 Sayılı Kanunun 33. maddesine göre, “ülke genelinde geçerli oyların %10’unu geçemeyen partiler milletvekili çıkaramazlar”.

Bu hükümle, 1983 yılında %10 milli seçim barajı mevzuatımıza girmiş oldu.

Bu Kanunun 34. maddesinde bir de “seçim çevresi barajı” düzenlendi. Buna göre:

“Bir seçim çevresinde, kullanılan geçerli oylar toplamının, o çevrede çıkarılacak milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilecek sayıdan az oy alan siyasî partilere ve bağımsız adaylara milletvekili tahsis edilemez”.

Bu hükümlere göre, bir siyasi partinin milletvekili çıkarabilmesi aşağıdaki iki şartın mutlaka birlikte gerçekleşmesi gerekir:

(1) Ülke genelinde geçerli olan oyların en az %10’nu almış olması,

(2) “her bir seçim çevresinde, kullanılan geçerli oylar toplamının, o çevrede çıkarılacak milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilecek sayıdan az oy almaması”.

Hem “seçim çevresi barajını”, hem de “%10’luk milli seçim barajını” öngören kanun hükümleriyle, koalisyonlara sebep olabilecek şekilde partilerin ufalanmalarının önlenmesi, bu bağlamda yönetimde istikrarın sağlanması amaçlanmıştır.

1995 yılında 1982 Anayasasının 67. maddesine “Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir” hükmü eklendi.

İkili seçim barajını öngören kanun AYM’nin önüne geldi. AYM, şu gerekçeyle, “%10 milli seçim barajı”nın Anayasaya aykırı olmadığına hükmetti:

“Seçim sistemlerinin anayasal ilkelere ödünsüz uygunluğu yanında kimi zorunlu koşulları içermesi kaçınılmazdır. Sistemin doğasından kaynaklanan ve yüzdelerle konulan barajlar, ülke yönünden, seçme ve seçilme hakkını sınırlayıcı, olağandışı ölçülere varmadıkça uygulanabilir, kabûl edilebilir ve aykırılığından söz edilemez belirlemelerdir. … Kaldı ki %10'luk baraj ‘yönetimde istikrar’ ilkesine uygundur ve ‘temsilde adalet’ ilkesiyle de bağdaşmaktadır(E. 1995/54, K. 1995/59, KT. 18.11.1995).

AYM, şu gerekçe ile “seçim çevresi barajı”nı Anayasaya aykırı bularak iptal etti:

“Anayasa’nın amaçladığı ‘yönetimde istikrar ilkesi’ için milletvekili seçimlerinde bir ülke barajı öngörülmüşken, ayrıca her seçim çevresi için yeni bir barajın getirilmesi ‘temsilde adalet’ ilkesiyle bağdaşmaz” (E. 1995/54, K. 1995/59, KT. 18.11.1995).

23.11.1995 tarih ve 4138 sayılı Kanunla, sadece XX. Dönem TBMM Seçimlerinde geçerli olmak üzere, tekrardan %10 seçim çevresi barajı getirildi. Bu hüküm de, AYM tarafından iptal edildi (E. 1995/56, K. 1995/60, KT. 01.12.1995).

Şu anda ülkemizde tatbik edilen seçim sistemi, %10 Milli Seçim Barajlı Nispi Temsil Seçim Sistemi’nin D’Hond usulüdür.

Seçim Barajına Yönelik tartışmalar

%10 milli seçim barajını öngören hüküm, ülkemizde sürekli eleştiri konusu oldu.

Gerek medyadaki haberlerde, gerekse bazı akademik makalelerde olsun, çoğu kereler çeşitli ülkelerdeki seçim barajlarına yer verildikten sonra genellikle şu belirlemeler yapıldı:

“Türkiye’deki seçim barajı dünyadaki ülkeler içinde en yüksek olanıdır; derhal düşürülmeli ya da tamamen ortadan kaldırılmalı”.

%10 milli seçim barajını öngören hüküm tamamen sahipsiz değildir. Zaten sahipsiz olsaydı, bugünlere kadar korunamazdı. %10 milli seçim barajının korunmasını savunanların temel gerekçesi “yönetimde istikrarın sağlanması”dır.

%10 Milli Seçim Barajının Düşürülmesi Yönündeki Çalışmalar

%10 milli seçim barajının düşürülmesi konusu tartışılırken, arada bir hükümet kanadından da bu konuya ilişkin açıklamalar geliyor.

Hükümet, 14 Haziran 2018 günü yapılan Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinden önce Seçim Kanunu ile Siyasi Partiler Kanununun değiştirilmesi amacına yönelik çalışmalar başlatmıştı. Birkaç toplantıya ben de iştirak ettim.

Erken seçim kararından sonra, çalışmalara bir müddet ara verildi. Seçimlerden sonra da çalışmalar devam etti. Ama hala bir neticeye ulaşılabilmiş değildir.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, birkaç gün önce şu açıklamayı yaptı:

“Barajla ilgili olarak şu anda belirgin hale gelen aslında %7, ama bu konuda Cumhur İttifakı olarak MHP'li arkadaşlarımızın nihai kararını bizim arkadaşlarımız henüz almış değiller. Ancak %7 netleşmiş vaziyette. MHP de 7'ye olumlu bakıyor”.

Bu açıklamayı müteakiben, CHP’den de bir açıklama geldi. CHP Milletvekili Gürsel Tekin, milli seçim barajının %5’e kadar düşürülmesi gerektiğini belirtti.

Seçim Sistemine İlişkin Kanaatimiz

Benim seçim sistemi konusunda iki seçenekli önerim söz konusudur.

Birincisi, “tek isimli tek turlu basit çoğunluk sistemi”. Bu sistemle, milletvekillerinin, adaylık sürecinde de, seçilmelerinde de, büyük ölçüde seçmenler etkili olacaktır. Türkiye’de Meclisin güçlü olmasını sağlamanın bir yolu da budur. Önce milletvekilleri, seçmen tabanı ile güçlü ilişkiler içinde olacak, sonra da bu ilişki ve etkileşimleri Meclise yansıtabileceklerdir.

Her ne kadar, hükümet, geçmiş yıllarda bu önerimi içeren bazı önerilerde bulundu ise de, muhalefet çevreleri bu öneriye pek itibar etmediler.

İkincisi, mevcut seçim sistemi içinde “milli seçim barajı”nın bir miktar düşürülmesi.

Seçim barajı kesinlikle %5’in altında olmamalıdır. Aslında, %6 ya da %7 de olabilir.

Bunun sebebi, “TBMM’nin güçlü kılınması” ve “yasama istikrarı”nın sağlanmasıdır.

Türkiye’de sürekli, Meclisin, yürütmeye karşı zayıf kalmasından şikâyet edilir. Şikâyetçilerin en çok üzerinde durdukları ve vurgu yaptıkları konu, Meclisi yürütmeye karşı güçlü hale getirecek bir seçim sisteminin benimsenmesidir.

Peki, bu iş nasıl olacaktır? diye sorulduğu zaman, bu çevreler tarafından, somut içerikli açıklamalar pek yapılmamakta, içeriği belirsiz yuvarlak açıklamalar yapılmaktadır.

Seçim barajı azaldığı ya da sıfır olduğu durumlarda, irili ufaklı her türlü siyasi parti Mecliste temsil olunabilir. Partiler, aldıkları oy oranlarına göre 1 ile 150 arasında milletvekili çıkarabilirler. Bu durumda hiçbir parti kolay kolay Mecliste yeterli çoğunluğu sağlayamaz.

TBMM’de, irili ufaklı her türlü siyasi eğilimin temsil olunmasının, temsilde adalet ve siyasi çoğulculuğun sağlanması açısından önemli olduğu söylenebilir. Fakat mevcut siyasi yapı içinde, bu ufalanmalar, Meclisi daha güçsüz hale getirebilir.

Brezilya’da olduğu gibi (2006 yılı), TBMM’de de 21 tane siyasi partinin milletvekili çıkardığını farz edelim. Siyasi partilerin aldıkları oy oranları %30 ile %1 arasında olsun. 5 tane Başkan’ı destekleyen siyasi parti, 16 tane de muhalefetteki siyasi partiler olsun.

Bu yapı içinde, Başkan’ı destekleyen ittifakın Milletvekili sayısının 270, muhalefetteki milletvekillerinin sayısının da 330 olduğunu farz edelim.

Mecliste muhalefetteki partilerin çoğunluğa sahip olduğu bu duruma, Anayasa Hukuku literatüründe “bölünmüş hükümet” deniyor.

Bölünmüş hükümetler döneminde, bütün muhalif partilerin çoğu konularda ittifak edebilmeleri çok zordur. Başkan’ın bir kanunu veto ettiğini farz edelim. Bu kanun hakkındaki vetonun aşılabilmesi için, en az 301 oyun sağlanması gerekir. Muhalefetteki 16 tane farklı eğilimlerde olan siyasi partinin veto edilen kanun üzerinde anlaşarak çoğunluğu sağlayabilmeleri oldukça güçtür. Bu durumda, ya kanunlar Başkan’ın istediği şekilde çıkacaktır ya da veto aşılamayacağı için kanun yürürlüğe giremeyecektir.

Benzer durum, kanunun Mecliste ilk görüşüldüğü durumlarda da söz konusu olabilecektir. 16 tane muhalefet partisinin, Başkan’ın etrafında şekillenen ittifaka karşı tam bir güç birliği yapamadıkları durumlarda, bölünmüş hükümet de olsa, Başkan’ın her istediği kanun Mecliste çıkabilecektir. Parti disiplininin ve Başkanlık sisteminin birlikte mevcut olduğu ülkelerde, Meclis, gerçek gücüne bölünmüş hükümetler döneminde kavuşmaktadır. Bu şartlarda, Meclisin bölünmüş hükümet döneminde de güçlü olabilmesi pek mümkün ve muhtemel olamayacaktır.

“Yasama istikrarı”nın sağlanabilmesi için, Mecliste birlikte hareket edebilecek güçlü partilere ihtiyaç vardır.

Mecliste muhalif partilerin uzlaşamamaları sebebiyle kanunların çıkarılamaması ya da kanunların veto edilmesi halinde vetonun aşılamaması durumunda, iki ihtimal belirecektir:

Birincisi, veto edildikten sonra 301 oy sağlanamadığı için çıkarılamayan kanunlarla düzenlenen konular Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenebiliyorsa, bu alanların düzenlenmesinde inisiyatif Başkan (yürütme) tarafına geçecektir. Bu durumda, bölünmüş hükümet de olsa, Başkan, Meclis’e karşı etkin gücünü koruyacaktır.

İkincisi, şayet veto edildikten sonra 301 oy sağlanamadığı için çıkarılamayan kanunlarla düzenlenen konular Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemiyorsa, bu durumda da hukuki boşluk ortaya çıkacaktır. Ya da değiştirilmesi gerektiği halde değiştirilemeyen ve ihtiyaçlara da cevap veremeyen kanunlar yürürlüğünü sürdürecektir.

Özetle belirtmek gerekirse, barajlar aşağıya doğru düşürüldükçe, Mecliste temsil olunan siyasi partilerin sayıları artabilecektir. Partilerin sayısı arttıkça, Meclisin gücü zayıflayabilecek, yasama istikrarı bozulabilecektir.

Milli seçim barajının %7 ya da %6 olmasının bir faydası da, çeşitli siyasi eğilimlerin ve partilerin ittifakını teşvik etmesidir.

Seçimlerden sonra değil de, seçimlerden önce, uzun sürelere yayılan bir zeminde ittifaka yönelen siyasi partiler arasında ılımlı ilişkiler ortaya çıkacaktır. Bu ılımlılıklar, en azından ittifak eden siyasi partiler arasında ılımlı ilişkileri ve uzlaşıları teşvik edecektir. Bunun neticesi de, siyasi hayatın biraz daha yumuşamasıdır. İttifakların olmadığı bir zeminde herkesin birbirleri ile gerilim içinde çatıştığı ortamın yerini, en azından ittifak eden partiler arasında ılımlı ilişkiler alacaktır. Bunun da, Ülkemizdeki siyasi hayat açısından olumlu bir gelişme olacağı kanaatindeyim.

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 34757 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
28 ŞUBATIN KUDRETLİ(!) PAŞALARI LAYIK OLDUKLARI YERE MARŞ MARŞ
8/23/2021
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI HANGİ PARTİLER ACABA?
8/9/2021
TUNUS’TA CUMHURBAŞKANLIĞI DARBESİ
7/29/2021
ÇANAKKALE’DEN 15 TEMMUZA: KAHRAMAN HALKIMIZIN VATAN SAVUNMASI
7/15/2021
TÜRKİYE’DE YAKIN GELECEKTE ERKEN SEÇİM OLABİLİR Mİ?
7/8/2021
BİZ DE BAŞÖRTÜSÜ HUSUMETİ BİTTİ ZANNEDİYORDUK; MEĞERSE…
6/28/2021
BAŞKANLIK SİSTEMİ ŞAHANE, “TROLLÜK” YAFTALARI GERİ İADE!
6/19/2021
HDP, KAPATILMALI MI; KAPATILABİLİR Mİ?
6/8/2021
KORSAN İSRAİL DEVLETİNİN ZULMÜNE UĞRAYAN MAZLUM FİLİSTİN HALKI
5/23/2021
TÜRKİYE’DE PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI: ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY Mİ?
5/10/2021
DÜNYANIN EN BÜYÜK KORSAN DEVLETİN BAŞI: ERMENİ SOYKIRIMI DEDİ
4/30/2021
RECEP TAYYİP ERDOĞAN: FİKRÎ İKTİDARIMIZI HÂLÂ TESİS EDEMEDİK
4/21/2021
VESAYETÇİLERLE DEMOKRASİ YANLILARI İÇİN TURNUSOL KÂĞIDI: 104 AMİRALİN E-BİLDİRİSİ
4/11/2021
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİ KARARI İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?
4/2/2021
TÜRKİYE’NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN ÇEKİLMESİNE NİÇİN BU KADAR SERT TEPKİ VERİLİYOR?
3/24/2021
TAKLİTCİ DEĞİL TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİNE UYGUN BİR ANAYASANIN YAPILMASI
3/15/2021
1000 YIL SÜRECEK DENİLEN 28 ŞUBAT’IN TAHRİBATLARI VE TAMİRATLAR
3/6/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (2)?
2/25/2021
YENİ ANAYASA: BAŞKANLIK SİSTEMİ Mİ GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM Mİ (1)?
2/16/2021
CUNTA ANAYASASINDAN DEMOKRATİK SİVİL ANAYASAYA: TAŞLI YOLLAR
2/7/2021
YARATILIŞ MODELİ KONGRESİ EVRİMCİLERİ NİÇİN RAHATSIZ ETTİ?
1/29/2021
VESAYETÇİ ZİHNİYETE GÖRE ÖZDE CUMHURBAŞKANI(!?) NASIL SEÇİLİR?
1/20/2021
BAŞÖRTÜLÜ HÂKİMLER Mİ BAŞI AÇIK HÂKİMLER Mİ TARAFSIZ KARAR VERİR?
1/11/2021
1876 KÂNÛN-I ESÂSÎ’DE ÇEVİRİ HATALARI: TBMM BAŞKANINA ÇAĞRIMDIR
1/2/2021
HARF DEVRİMİNİN TÜRK DİLİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR
12/23/2020
TÜRKİYE’DE BAŞKANLIK SİSTEMİNİN FİKİR BABASI: PROF. DR. BURHAN KUZU
12/14/2020
FRANSA’DA ÇOĞULCULUK VE HOŞGÖRÜ YERİNİ FAŞİZME Mİ BIRAKIYOR?
12/5/2020
CHP, HDP, SP VE İYİ PARTİ ANAYASASI İNKÂR EDİLDİ, İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?
11/26/2020
HANGİ CUMHURİYET YAŞASIN?
11/17/2020
ABD’DEKİ SEÇİMLER Mİ, YOKSA VENEZUELA’DAKİ SEÇİMLER Mİ DAHA AZ HİLELİ?
11/8/2020
İZMİR DEPREMİ VE HÜKÜMETE BİR ÖNERİ
10/31/2020
Tarikatlar Atatürk’ün 1924 Anayasası’nda teminat altında idi
10/24/2020
ENİS BERBEROĞLU MİLLETVEKİLLİĞİNE GERİ DÖNEBİLİR Mİ?
10/14/2020
CHP’NİN SÖZÜNÜ ETTİĞİ “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” MÜMKÜN MÜDÜR?
10/4/2020
RECEP TAYYİP ERDOĞAN 2023 SEÇİMLERİNDE CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLABİLİR Mİ?
9/23/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GÖRE, DEVLET KADINA YÖNELİK 'ALKOL TEMELLİ ŞİDDETLE' MÜCADELE ETMEMELİ Mİ?
9/13/2020
TÜRK TOPLUMUNUN TEMELİ OLAN AİLEDE “ALARM ZİLLERİ” ÇALIYOR?
8/27/2020
15 YAŞ ALTI KIZLARLA İMAM NİKÂHI İLE EVLİLİK SUÇ MU, DEĞİL Mİ?
8/16/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: “BAL”IN İÇİNE ZEHİR KATILARAK SERVİS EDİLMESİ
8/5/2020
ZİNCİRLERİNİ KIRAN AYASOFYA-İ KEBİR CAMİ-İ ŞERİF’İNDE İLK CUMA NAMAZI
7/25/2020
15 TEMMUZ BENZERİ YENİ BİR İHANET KALKIŞMASI YAŞANABİLİR Mİ?
7/15/2020
27 MAYIS ASKERİ DARBESİNİN YASSIADA CİNAYET MAHKEMESİ İLGA EDİLDİ
7/6/2020
FETH-İ MÜBİN’İN SEMBOLÜ AYASOFYA SAN’AT VE İMAJA FEDA EDİLEMEZ
6/20/2020
AYASOFYA’YA DANIŞTAY KARARIYLA CAMİ STATÜSÜ KAZANDIRILMASI
6/9/2020
TÜRKİYE’DE ASKERÎ DARBELERİN ANASI: 27 MAYIS 1960
5/31/2020
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: AİLE VE KADINLAR KORUNUYOR MU TAHRİP Mİ EDİLİYOR?
5/18/2020
ALİ ERBAŞ’IN ŞAHSINDA HUTBELERE LGBTİ+ AYARI MI ÇEKİLMEK İSTENİYOR?
5/5/2020
CORONA SÜRECİNDE YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK SAVAŞLARIN GALİBİ KİM OLACAK?
4/24/2020
CORONA VİRÜSÜ KÜRESEL OPERASYONA MI DÖNÜŞÜYOR?
4/13/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI “DUA İLE MÜCADELE” ÇOK MU SAÇMA?
4/1/2020
CORONA VİRÜSÜNE KARŞI HANGİ ÜLKELER BAŞARILI, HANGİLERİ BAŞARISIZ?
3/21/2020
İDLİB’DE NE İŞİMİZ Mİ VAR? ŞEHİTLİK TEPESİ BOŞ MU KALMALI?
3/10/2020
28 ŞUBAT, RAND CORPORATİON: YENİ BİR DARBE Mİ GELİYOR?
2/29/2020
SORUYORUM: FETÖ İHANET ÖRGÜTÜ’NÜN SİYASİ AYAĞI KİMLER OLABİLİR?
2/18/2020
ANAYASA MAHKEMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ ÇABALARINI SABOTE Mİ ETTİ?
2/9/2020
ELAZIĞ VE MALATYA DEPREMİ SONRASI SKANDAL MAÇ ERTELEME KARARI
1/28/2020
HAKİKATEN TÜRK ASKERİ’NİN LİBYA’DA NE İŞİ Mİ VAR?
1/18/2020
İNSANCIL(!) BATIDA FAŞİST BİRİNE VERİLEN NOBEL ÖDÜLÜ
1/8/2020
KANAL İSTANBUL KAMPLAŞMASI: YENİ GEZİ EYLEMLERİ HAZIRLIĞI MI YAPILIYOR?
12/30/2019
YENİ PARTİLERİN TOPLUMDA KARŞILIĞI VAR MIDIR?
12/24/2019
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Belgin 2 Eylül 2021 Perşembe 08:06

Kolasiyon hukumettleir bu ülkeye tarih boyunca iyi gelmemiştir hep bir kaos içinde yönetilmiştir kesinlikle seçim baraji dusurulmemli

Yorumu oyla      40      40  
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
İstanbul
passolig
DEAŞ
Çankaya
survivor all star
İlker İnanoğlu
Mesut Bakkal
FED
İthalat