İznik çinileri, âdeta küllerinden doğuyor. Osmanlı'nın en ihtişamlı dönemi olan 16. yüzyılda, İznik çinileri de devrin en önemli eserlerini süsleyerek itibarının zirvesine çıkmıştı. Süleymaniye ve Selimiye camilerinde baş köşeye yerleşerek Mimar Sinan'ın şaheserlerini tamama erdiren bu eserler, sanki Osmanlı'nın yıkılışını önceden sezmiş gibi tarih sahnesinden elini eteğini erkenden çekti. 18. yüzyılda tamamen yok olan İznik çinileri ancak 1990'larda bazı sanatçıların gayretleriyle âdeta yeniden dirildi. Önceki gün Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde açılan '16. Yüzyıl Tarzı Orijinal Teknik İznik Çinileri' sergisi bu açıdan ayrı bir anlam taşıyor.
Karı-koca ailecek 'kâşan', yani İznik çini sanatçısı olan Nursen ve Güvenç Güven'in, Çalık Holding sponsorluğunda açtığı sergi, İznik tekniğinin 'orijinal' dönemlerine de selam duruyor. 49 nadide eserin yer aldığı sergide 16. yüzyıla ait orijinal çini örnekleri ile Güven çiftinin aynı tarzda yaptığı çiniler birlikte sergileniyor.
Aynı zamanda 30. sanat yılını kutlayan çift için 'hayatlarını çiniye adamış' demek beylik bir laf olarak kalmaz; gerçekliğe de işaret eder. Geçmişte pek çok restorasyona imza atan Nursen ve Güvenç Güven'in tanışması Edirne Selimiye Camii'nin restorasyonuna rastlar. 1983'te başlayıp 2 yıl süren çalışma, sadece onlara bir aile cüzdanı kazandırmaz, 1995'te Eyüp'te kurulacak olan çini atölyesinin temelleri de atılır. Türk ve İslam Eserleri'ndeki sergi de bu birikimin en olgun meyvesi. Mimar Sinan Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları bölümünde öğretim üyesi olan Nursen Güven, uzman restoratör olan eşi Güvenç Güven ile birlikte elliye yakın caminin kalem işlerini özgün desen, renk ve kompozisyonları ile tezyin etmiş.
'HOCAMIZ FAİK KIRIMLI'
İznik çinisinin canlandırılması bahsinde Faik Kırımlı'yı anmamak olmaz. Güvenç Güven'in de hocası olan Kırımlı, 60'lardan sonra yaptığı uzun çalışmaları sonucu İznik tekniğini sanat ve kültür dünyasına yeniden kazandırdı. Hatta geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz çini ustası Sıtkı Olçar da, Faik hocadan İznik tekniğinin inceliklerini öğrenir; 300 yıldır çözülemeyen mercan kırmızısının sırrını bulmak için çalışır. Ancak Sıtkı Usta, Kütahya çinilerinde başka bir zirve olur. İznik çinileri de Güven çiftine 'emanet' kalır. Güvenç Güven de hocasını anmadan geçmiyor: "Türkiye'de İznik çinisinin yeniden doğuşunda büyük bir rolü olan hocam Faik Kırımlı'dan öğrendiğimiz İznik çinisi sanatına kendi bilgi ve becerilerimizi de ilave ederek, 16. yüzyıldaki eserlerin kalitesinde klasik ve özgün çiniler yapmaya gayret ediyoruz." Geçmişten ilham alarak nadide eserleri bir nebze olsun yakalamaya çalıştıklarını belirten Güven, "Bu sergi vesilesiyle, çini sanatını bugünlere taşıyan tüm ustalara, sanatçılara şükranlarımızı sunuyoruz." diyor.
Hattat Hamit Aytaç'tan Sami Efendi'ye, Şefik Bey'e kadar çeşitli hat ve tasvir üstadlarının uyarlamaları ile özgün desenlerin İznik çini tekniğiyle birlikte sunulduğu sergi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde 31 Ağustos'a kadar görülebilir.
ZAMAN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...