E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

'KERBELA ŞEHİTLERİNE FATİHA DEVRİMİ' 

AK Parti'nin Alevi milletvekili Reha Çamuroğlu, bugün düzenlenecek iftarda Hz. Hüseyin için mersiye ve Kerbela Şehitlerinin ruhuna Fatiha okunmasını tarihi devrim olarak nitelendirdi.

11.01.2008 - 10:36
 KERBELA ŞEHİTLERİNE FATİHA DEVRİMİ

Reha Çamuroğlu Ak Parti'nin Alevi açılımını eleştirenlere kızgın ve bugünkü iftardan ümitli: "Başbakan sadece Kerbela şehitlerine
Fatiha okusa dahi, bu bir ilk olur." Alevi açılımı için "Bu yasama
döneminde ciddi sonuçlara varacağız" diyor  

Esas sorunumuz 'Alevicilik'

Taraf gazetesinde sürmekte olan Cafer Sorgun imzalı ALEVİLERİN CUMHURİYET VE LAİKLİKLE İMTİHANI başlıklı yazı dizisinin dünkü konuğu olan AKP İstanbul milletvekili Reha Çamuroğlu'nun, (Yazı dizisinin bugünkü bölümü Alevilerin Güven Kirizi başlığını taşıyor ve 7 farklı görüşe yer veriyor.)  önayak olduğu girişim,  Alevi sorununu Türkiye'nin öncelikli gündem maddelerinden biri haline getirdi. Haber 7 olarak sizlere bu röportajın önceki gün Atatürk 13. İmam mı tartışmasını sunmuştuk. Bugün de,  dün Reha Çamuroğlu ile yapılan röportajı yansıtıyoruz:

Gazetede dün yayınlanan röpotajda şu görüşlere yer verildi.

Konu önce "Aleviler'de toplu iftar var mı, yok mu" minvalinde  tartışıldı; ama asıl önemlisi bunun bir "açılım" olup olmadığı,  gerisinin gelip gelmeyeceğiydi. Alevi örgütlerinin çoğunun sert  eleştirileri ve iftara katılmama kararı almaları bir yana, "ılımlı  İslamcı" olmakla itham edilen bir partinin, en azından bir "açılım"  niyeti taşıdığını belli etmesi, anlamlı bir gelişmeydi.

Konunun  odağındaki isim, Reha Çamuroğlu ile sınırlı bir zaman dilimi içinde de olsa, meclisteki odasında görüştük. Çamuroğlu, eleştiri ve tepkilerden hoşnut değildi, tepkiliydi. Öte yandan, atılan adımın bir "açılım" olduğundan kuşku duymuyor, gerisinin de geleceğini belirtiyordu. Bir "çözüm projesi" olduğunu söyledi bize, partisinin ve hükümetin
desteğini de vurgulayarak. Projesinin içeriğini açıklamadı, ama galiba
Aleviler için 11 Ocak, önemi bir tarih olarak uzun zaman hatırlarda kalacak...

> Kamuoyuna "AKP'nin Alevi açılımı" şeklinde yansıyan iftar konusu, birçok Alevi kurumu tarafından tepkiyle karşılandı, eleştirildi. Eleştirilerden biri de bunun sizin "bireysel girişiminiz" olduğu yönündeydi. Bu, sizin bireysel girişiminiz mi, arkasında partiniz ve hükümet var mı?

Türkiye'de bugüne kadar kimse Meclis kürsüsünden, bakanı aracılığıyla adını koyarak sahiplenmedi bu sorunu. Ak Parti, sayın Sait Yazıcıoğlu
aracılığıyla Meclis kürsüsünden Aleviler'in meseleleri olduğunu, bu
meselenin yanlış tanımlandığını, hep birlikte yeni bir tanım yapılması
gerektiğini, yeni bir elbise dikilmesi gerektiğini açık açık söyledi.
Başka bir Ak Parti milletvekili, yani ben, çıkıp adını koyarak bu
problemin çözülmesi gerektiğini ilan ettim. Bunların bugüne kadar
yapılmamış şeyler olduğu unutuluverdi. Bugüne kadar hiçbir hükümet bu
kadar açık bir siyasi irade beyanında bulunmamıştır. Sayın Başbakan
herhalde 11 ocakta Muharrem iftarına gelip, oradan bu konuda hiçbir
şey söylemeden ayrılacak değildir. Kaldı ki sayın Başbakan, Muharrem
iftarına katılıp Kerbela şehitlerine Fatiha okusa dahi, bu, bugüne
kadar hiç olmamış bir şeydir; farklı inanç gruplarının yakınlaşması
açısından. Ortada bir açılım yokmuş gibi tavır takınanlar kafalarını
deve kuşu gibi kuma gömenlerdir. Bir açılım vardır. Bu yasama dönemi
içinde ciddi sonuçlara varmak istiyoruz. Hiçbir milletvekilinin de
parti disiplinini bir yana bırakıp tek başına böyle bir açıklama
yapması mümkün değildir. Kaldı ki, bu eleştirileri yapanlar, Meclis
kürsüsünden yaptığım konuşmanın Ak Parti milletvekilleri tarafından
alkışlarla desteklenmesini nasıl izah ederler?

Türkiye'de bir şey var. "Dövüş var" derseniz bin kişi koşuyor, "Gelin barışalım" derseniz, dövüşte duymadıkları endişeyi "Acaba başıma bir şey mi gelir?" diyerek barışta duyuyorlar. Ak Parti'nin niyeti çok ciddi, samimi ve Türkiye'de daha önce ortaya konmamış bir niyettir.

> "Alevilik'te toplu iftar yok" şeklinde eleştiriler de oldu...

Aleviler'in daha önce yaptığı iftarları sayarsak, buna sayfalarınız
yetmez. Nedense biz yapmaya kalkınca "yok" denildi. Yurtiçi ve dışında
binlerce iftar yapılmıştır. Eleştiren arkadaşlar işlerine gelince
"yenilikçi", işlerine gelince "gelenekçi" oluyorlar. Stadyumda bin
kişiyle semah dönülmesi Alevi geleneğinde nerede görülmüştür? Kendi
kendini posta oturtan dedeler nerede görülmüştür? Siyasi tercihleri
nedeniyle bir takım laik olduğunu iddia eden örgütlerin bir Alevi'yi
"düşkün" ilan ettiği nerede görülmüştür?

> Atılan adımın bir "açılım" olduğunu söylüyorsunuz. Bunun devamı gelecek mi? Alevi kurumlarının, farklı görüşleri olsa da üzerinde ortaklaştıkları istemleri de var, Diyanet'in kaldırılması veya özerkleştirilmesi gibi.

Bize en muhalif olanlar dahil, bu iftardan sonra hepsini davet edeceğiz, bütün Alevi sivil toplum kuruluşlarını dinleyeceğiz. Aleviler'in yüzde 99'u "Bir şey yapmayın, biz böyle iyiyiz" diyorlarsa, bizim onlara rağmen bir şey yapmamız söz konusu olamaz. Ama o zaman da "Taleplerimiz var" sözü havada kalır.

Bu talepleri kim yerine getirecek? Hükümet cevap vermeyecekse kim verecek? Alman hükümeti mi?

> Hükümetin ve Alevi örgütlerinin katıldığı bir Alevi konferansı
yapılması önerileri de var, "Alevilerin istemleri zaten bellidir,
önemli olan somut adım atılmasıdır" diyenler de. Siz ne dersiniz?

> Aslında diyalogdan kaçıyorlar. Bakın bize yöneltilen eleştiriler
kategorik eleştirilerdir. Bazı örgütler, bir inancın sivil toplum
örgütünden, Alevi örgütünden çok, siyasi-ideolojik örgüttür. Ak Parti
ağzıyla kuş tutsa, böylelerini memnun edemez. Bunların yaptığı
"Aleviciliktir". Bizim Aleviler'le bir problemimiz yok. Bizim
problemimiz "Alevicilerle." Aleviliği postmodern bir ideoloji haline
getirmek, bunu etnik bir kimlik inşasında kullanmak isteyenlerle.
"Ak Parti ile diyalog kurmayız, sadece dövüşürüz" demek istiyorlar.
Taleplerine cevap verildiğini gördükleri anda yeni talepler ileri
sürmeye başlıyorlar. Mesela "Hükümet, Türkiye Cumhuriyeti, özür
dilesin" diyorlar.

> Ne şekilde isimlendireceğimiz çok önemli olmayabilir, ama bugüne kadar Aleviler'le ilgili izlenen politikalardan dolayı hiç değilse "Aleviler'e yanlışlar yaptık" denmesi gerekmez mi?

> Cumhuriyet tarihi boyunca Aleviler'in varlığını inkâr eden veya
istemlerini, haklarını görmezden gelen anlayışlar oldu. Maraş katliamı
gibi acılı olayların yaşandığı bir sorundan bahsediyoruz. Sayın bakan
Meclis kürsüsünden bunu söyledi! Ayrıca bunu hangi hükümetten
istiyorlar? Diğer hükümetler çok iyi yaptılar, bu sorun Ak Parti
hükümeti zamanında mı ortaya çıktı? Mesela tek parti zamanında
Aleviler güllük-gülistanlık yaşıyorlardı, cem evleri serbestti,
dedelerin hiçbir sorunu yoktu, bunlar Ak Parti döneminde mi ortaya çıktı? Eğer öyle ise diyecek bir şey yok.

Sanki tek parti dönemi bir cennet, vaat edilmiş topraklardı! 1940'ta
bir binaya cem evi tabelası asılsaydı ne olurdu acaba? Kurşuna mı
dizerlerdi, meydanda asarlar mıydı? Bir dönemi "cennet" gibi
anlatacaksınız, sonra "Madımak'ı unutmayız" diyeceksiniz. Hepsini
birden hatırlayalım! İkiyüzlülüğe yer yok bu işte. Her şeyi birden
hatırlayalım. Bir taraftan darbe çağrısı yapacaksınız seçimden önce,
bakın bazı Alevi örgütlerinin internet sitelerinde vardır bu tür
makaleler, bildiriler... Bir taraftan totaliter olacaksınız, sahte
kahramanlar yaratacaksınız, bir taraftan demokratlığı kimseye
bırakmayacaksınız. Bir taraftan "laikiz" diyeceksiniz, ama işinize
geldiğinde de bütün dinsel öğeleri kullanacaksınız.

> Peki bu açılım nasıl devam edecek? Hangi Alevi istemlerinin
karşılanması gündeme gelecek?

> Çok net söyleyeyim. Biz ayrıntılı bir proje ilan etseydik, o zaman
"Bize sormadan yaptılar bunu" diyeceklerdi. Biz kendileriyle bir
diyalog süreci yürütmeden ayrıntılı hiçbir proje açıklamayız. Yoksa 20
yılını bu işe vermiş bir entelektüelin projesi olmaması mümkün mü? Ben
sadece bir entelektüel olsam, açıklardım. Ama ben iktidar partisinin
milletvekiliyim.

> Türkiye'nin Alevi sorununu çözmesi ne demek? Biliyorsunuz farklı Alevi yorumları da var; Aleviliği İslam içi veya dışı gören, hatta ayrı bir etnisite sayan tezler bile var. Bu parçalı durum karşısında kalıcı bir çözüm için iyimser olunabilir mi? 

> Biz Aleviler'in problemini çözmek için yola çıkıyoruz. Aleviler "Bu
ülkede inançlarımızdan dolayı ayrım görmüyoruz, adaletsizliğe tabi
tutulmuyoruz, özgürce inançlarımızı yaşayabiliyoruz" dedikleri gün, bu
mesele çözülmüş olur. Milyonlarca kişiden oluşan bir cemaatten
bahsediyoruz. Her cemaatte farklı, uç görüşler çıkar. Sünnilikte yok
mudur? Var. El Kaide davasından tutuklanan Türk vatandaşı yok mudur Var. Bunlar kompanse edilebilir uçukluklardır. Problemi çözeriz. En
zor kısmı, devletin yaptığı şeyler değil, toplumdaki önyargılardır.
Yasaları değiştirebilirsiniz, kararnameler çıkarabilirsiniz. Ama esas
olan toplumda kalıcı değişiklikler yapmaktır. Bu da siyasi iktidarın
ancak etkileyebileceği bir şeydir, yoksa kökünden değiştirilemez.
Bunun bir zamana yayılması gerekir. Zamanla olacak bir şeydir. Ama en
önemlisi de budur.

> Peki. Cem evlerinin var olan durumunu nasıl görüyorsunuz?
> Cem evleri tarihte yoktu. Tekkeler, dergahlar vardı. Cem, köylerde
köyün en büyük evinde yapılırdı. Sadece ibadet için gidilen mekan
anlamında bir yer yoktu. Tarihte otoparklar da yoktu. Tarihte olmaması
bugün olmayacağı anlamına gelmez. Aleviler için 90'lı yıllarda
başlayan bu yapılaşma, bugün vazgeçilmez bir kurum haline gelmiştir.
Çünkü 90'lı yıllarda kamusal alanda görülmeye başlandı. Sosyalist
blokun çöküşü, Aleviliğin kendi adına görünür hale gelmesi noktasında
önemli bir etken oldu.

> 93'teki Sivas katliamından sonra, Alevilerin sistemden kopmasının önüne geçmek için cem evleri kurulmasına olanak tanındığı görüşü de var?

> Biz 91 yılında Cem dergisini çıkardık. Onun çalışmalarını da 89'da
başlatmıştık. 89'da bir Alevi bildirisi yayınlandı. Sivas'tan çok
öncedir olay. Talihsizlik eseri, ünlü bir Alevi sanatçımızın Hamburg'da Aleviler'e bir panelde şunu söylediğini hatırlıyorum; "Size birkaç tane Sivas lazım ki uyanasınız". Kim olduğunu söylemeyeyim. Binden fazla tanığı vardır.

> Bu tartışma süreci nereye evrilecek sizce? Alevi sorununu çözmüş bir Türkiye tahayyülünüz var mı?

> Alevi sorununu, Kürt sorununu çözmemiş bir Türkiye düşünemiyorum. Biz Kürt sorununu seneler önce çözmüş olsaydık, bir terör örgütü çıkıp
bunu bahane edemeyecekti. Milli gelirde de, ekonomik, sosyal gelişmede
de bugün İtalya seviyesinde olacaktık. Bu sorunlar çözülür. Ak
Parti'nin bu sorunları demokrasi içinde çözülebileceğini göstereceğine
inanıyorum. Bunu da tek umut görüyorum. Ak Parti, ülkenin
çimentosudur. Şanstır. Ak Parti çözemezse, bilmiyorum ne zaman, nasıl,
ne şekilde çözülür? Onu da düşünmek istemiyorum.

> AKP seçim yatırımı mı yapıyor?
> Sizce yüzde 47 Ak Parti'ye yeterli değil mi? 341 milletvekilimiz var.
Tek başına iktidarız. Eğer siyasi çıkarlar açısından hesaplıyor olsak,
Alevi oylarının CHP'ye bloke olması bizi çok rahatsız etmez. Bizim
Türkiye'nin geleceği, demokrasisi için bir kaygımız olmasa, seçimden
çıkan siyasi tablo bizi on tane daha seçime götürür. Neden böyle bir
ihtiyaç duyalım? Alevi oylarını alan parti ya da partilerin bunca
senedir hiç mi söyleyeceği bir söz yoktu? Bu niye sorulmuyor?
'Alevicilik' yapanların bize kızarken, bunun 10 misli de
CHP'ye kızmaları gerekmez mi?

(Taraf)

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Türköne Konuşuyor: Eşimle Aram Kötü Olursa, Ak Parti'ye Muhalefet Ediyorum… MİT İşe Yaramaz, İlhan Selçuk Faşist, Çatlı Arkadaşımdı... Türkeş Bana Komünist Derdi…
Zaman’dan başka gazetede yazmam… Çok yakında medya savaşı çıkacak… Milliyetçilik ...
Cem Uzan Turktime'a Konuştu: Beni Kesebilirsin, Öldüerbilirsin ama Bana İnananlara İhanet Ettiremezsin!!!
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan Türk Basınında evinin kapılarını ilk ...
MENDERES TURKTİME'A KONUŞTU! : “AĞAR, DEMOKRASİNİN YANINDAN BİLE GEÇMEMİŞTİR!”
Sağ siyasetin patent sahibi ve DP’nin biyolojik ve siyasi varisi Aydın ...
 
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
TANKLAR HÜRRİYET İÇİN 2.KEZ YÜRÜMÜŞ
28 Şubat denilince akıllara Sincan’da yürütülen tanklar gelir. 4 Şubat'ta, ...
 
VEKİLLERİN ABD SEVGİSİ
ABD’ye tezkereyi ret ederek tarihi bir ders veren TBMM’de ilginç değişim. ...
SİLAHSIZLANMA KARŞITLIĞINDA AK PARTİ-MHP-DTP EL ELE!
AKP, MHP ve DTP milletvekilleri, önceki gece TBMM Genel Kurulu’nda silahsızlanma ...
KORU'DAN TURGUT'A BOL GÖNDERMELİ CEVAP!
İki gündür Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut'un köşesinde ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Avrupa Ligi
MHP
hollanda
ölüm haberi
ygs soru ve cevapları
Nuran
Risk
Güney Osetya
Hidayet Türkoğlu